ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

04 Mayıs 2024 Cumartesi    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 MAĞDURLARI DEĞİL, KATİLLERİ YARGILAYIN

    Yayına Giriş Tarihi: 04.02.2016  Güncellenme Zamanı: 03.03.2016 15:22:35  Yayınlayan Birim: BURSA ŞUBE  
 

Güncellenme Zamanı: 03.03.2016 15:20:10

10 Ekim Ankara Katliamından Sonra Yapılan Protesto Eylemlerine Katılanlara Yönelik Baskı, Sürgün, Ceza Ve Davalar Protesto Edildi Bursa Adalet Sarayı Önündeki Kitlesel Basın Açıklamasına Kalabalık Bir Grup Katıldı

10 Ekim 2015`te Ankara`da 102 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısından sonra gerçekleştirilen protesto eylemlerinde atılan bazı sloganlar nedeniyle kamu çalışanı, meslek örgütü ve sendika yöneticilerine yönelik dava ve sürgünler Bursa Adalet Sarayı önünde gerçekleştirilen kitlesel basın açıklaması ile protesto edildi.

KESK, DİSK, TMMOB ve TTB Bursa Bileşenleri öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasına CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse de katıldı. Çok sayıda meslek odası ile sendika ve STK`ların başkan ve yöneticilerinin hazır bulunduğu basın açıklaması sırasında sık sık, "Saray savaş, halklar barış istiyor", "İnadına barış, inadına kardeşlik", Savaşa hayır, barış hemen şimdi", "Hırsız, katil AKP", sloganları atıldı.

Basın açıklaması öncesi bir konuşma yapan KESK Bursa Şubeler Platformu Sözcüsü Süleyman Ayyılmaz, 10 Ekim Katliamı`ndan sonra katliamın sorumlularının değil, katliamı protesto gösterilerinde atılan sloganlardan dolayı çok sayıda demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren insana dava açıldığını, bu insanların baskı ve sürgünlere maruz kaldığını söyledi.

"Baskı, sürgünler, ceza ve davalar nedeniyle buradayız" diyen Ayyılmaz, "Bunlar bizi yıldıramaz, karanlığa teslim olmayacağız. Slogan atanlar değil, bu katliamın sorumluları yargılansın" dedi.

 

Ayyılmaz`ın ardından KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, basın açıklamasını okudu.

 

‘HAYATIN HER ALANI FAŞİZAN BİR KUŞATMA ALTINDA`

 

Baskı, sürgün, işten atma, ceza ve ölümlerin ardı arkasının kesilmediğini belirten Şaziye Köse, "Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu olağanüstü dönemde alışageldiğimiz mücadele biçimlerinin tamamen dışında yeni mücadele biçimleriyle yüz yüzeyiz. Totaliter ve otoriter bir rejimin inşası sürecinde bütün direnç odakları, bütün muhalif ve aykırı sesler bir engel olarak görülmekte sindirilmeye ve susturulmaya çalışılmaktadır. Hayatın her alanı tam anlamıyla faşizan bir kuşatma altında. Saray ve AKP darbesi ile muhalif kurum ve kişiler sokağa çıkamaz, eylem ve etkinlik yapamaz, sendikal mücadele yürütemez, adeta nefes alamaz hale getirilmek istenmektedir" dedi.

"Sık sık 90`lı yıllara dönmekle bizleri tehdit eden AKP, bu yılları çok çok aşan, kendi rejimine has dikta uygulamalarını 12 Eylül Anayasasını da ayaklar altına alarak hayata geçiriyor" diyen Köse, şunları söyledi:

‘HUKUKU HİÇE SAYIYOR, MEVZUATI BIRAKIN DİYOR`

"Cumhurbaşkanı her gün hukuku hiçe sayması yetmiyormuş gibi, kendi izotoplarını yaratmak için idarecilerine de ‘mevzuatı bir kenara bırakın` talimatı veriyor. AKP valileri ve idarecileri kendilerine tanınan sınırsız yetkiyle üyelerimiz hakkında soruşturmalar açıyor, sürgün ediyor, mobbing uyguluyor, gözaltına aldırıyor, tutukluyor ya da görevden uzaklaştırıyorlar.

Demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, farklılıklara, muhalefete tahammülsüz bir iktidarla karşı karşıyayız. Yok ederek, yok sayarak, kırarak, ezerek, dökerek sorunları bitirmek, muhalefeti sindirmek istiyorlar. Ortadoğu politikasıyla çok sayıda suça bulaşmış AKP Hükümeti ve onun Reisi ‘kamu güvenliği` adı altında ve toplumsal korku ve tehditle kırıntı halindeki hak ve özgürlükleri de rafa kaldırdılar."

 

Şaziye Köse`nin okuduğu açıklama şöyle:

"İçinden geçtiğimiz dönem sivil darbe özelliği taşıyan bir ara rejime denk düşmektedir. 28 Şubat döneminde olduğu gibi devletin tüm kurum ve olanakları kullanılarak muhalif kesimlere balans ayarı çekmektedirler. Muhtarlarla, kaymakamlarla, yargı mensuplarıyla, YÖK üyeleriyle ve diğer birçok kurum temsilcileriyle yapılan toplantıların amacı fiili rejim değişikliğini ete kemiğe büründürmektir. Yandaş medya, yandaş sivil örgütler ve yandaş konfederasyonlar da aynı amaç için canhıraş bir algı operasyonu yürütüyorlar.

Topyekün saldırı altındayız. 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu (TMY) başımızın üzerinde Demokles`in kılıcı gibi sallandırılıyor.

Özellikle ‘İç Güvenlik Paketi` adı altında hazırlanan,  polise ve idareye olağanüstü yetkiler tanıyan yasanın çıkarılmasından sonra emek ve demokrasi güçleri hiçbir dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir saldırı altındadır.  Hemen her gün yapılan "operasyon" ve baskınlarla emek ve demokrasi güçleri nezdinde tüm muhalif kesimlere, akademisyenlere, bir bütün olarak topluma gözdağı verilmektedir.

Polis Devleti uygulamaları her gün biraz daha kurumsallaştırılıyor, kalıcı hale getiriliyor.

Bu baskılardan en çok nasibini alan emek örgütü ise konfederasyonumuzdur. Yöneticilerimiz ve üyelerimiz sistematik devlet baskısı altında, bin bir güçlük içinde ve bedel ödeyerek emek ve demokrasi mücadelesi yürütmeye çalışıyorlar. Daha önce Cemaatle birlikte barış ve demokrasi taleplerini kriminalize edip soruşturma ve ceza yağdıran AKP şimdilerde yeni müttefiklerle aynı faşizan baskıyı hayata geçiriyor. AKP yandaş kurum ve sendikalar dışında diğer tüm kurumları "hain" ilan etmekte, her tür ceza ve baskıyı reva görmektedir.

İçinden geçtiğimiz süreçte AKP yarattığı ortam ile bırakalım herhangi bir demokratik eylem ve etkinliğe katılmayı Konfederasyonumuza bağlı bir sendikaya üye olmak bile risk haline getirilmiştir. Çünkü üyelerimiz potansiyel suçlu olarak görülmekte, örgütlü mücadele soruşturmalar ve cezalar için yeterli görülmektedir.

Bu politikaların yoğun olarak uygulandığı illerden biri de Bursa`dır. Sendikamız BES Bursa Şubesi Kadın Sekreteri Aysun Torun sendikal faaliyetleri nedeniyle çalıştığı Bursa Adliyesi`nden Keles ilçesi adliyesine sürgün edilmiştir. Yine sendikalarımıza üye 9 ve emek örgütlerinden toplam 26 arkadaşımız hakkında çeşitli cezalar verilmesi talebiyle dava açılmıştır.

OHAL koşullarında kurulan Konfederasyonumuzu ve üyelerimizi baskılarla ve yönelimlerle dün de yıldıramadılar bundan sonra da yıldıramayacaklar.

Biz emek ve meslek örgütleri olarak, son dönemde iyice belirginleşen büyük baskı düzenine karşı, onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.   Baskılara, tehditlere ve zorbalığa asla boyun eğmeyeceğiz. "Durmak yok yola devam" diyerek, emek ve halk karşıtı olan AKP`ye "Yılmak yok mücadeleye devam" diyoruz. Bizleri korkutacağını ve sindireceğini sananlar, daha önce olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğrayacaklar.

Ya hep beraber ya hiç birimiz demeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, fiili ve meşru mücadele ile birlikte ve ortak mücadele dışında faşizmin saldırılarını püskürtmek mümkün değildir.  

Bursa Şube Kaynaklı Haberler »

04.02.2016 tarihinden itibaren 736 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ
BAOB YERLEŞKESİ ODUNLUK MAH. AKADEMİ CAD. NO:8 A1 BLOK KAT:2-3 16130 NİLÜFER - BURSA
TEL: (+90) 224 4536200   FAKS: (+90) 224 4536212
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri