Bugün sizlerle aslında iki ana başlığı paylaşmak istiyoruz. İlgili geniş metinler sizlere sunulacaktır. Değerli vakitlerinizi almamak için özetledik... İlki Enerji Verimliliği Haftası gündemiyle ilgili. Diğeri de ilk konuyla doğrudan alakalı; hükümetin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımına dair yasada yaptığı değişikliği içeriyor. Birbiriyle iç içe geçmiş olan her iki ana başlığı da çok önemsiyoruz. Enerji Verimliliği Haftası, enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra sanayi, bina ve ulaşımda tasarruf bilinci oluşturmak için değerlendirilmelidir. Ülkemizde ithal enerji miktarı yüzde 70‘i aşıyor. Türkiye dünyanın en pahalı elektriğini kullanıyor. Bu yoksul vatandaşlar için yaşamı zorlaştırdığı gibi sanayici için de üretim faaliyetini olumsuz etkileyen bir unsur demektir. Yüksek enerji maliyeti, yerli sanayicinin dünya piyasalarında rekabet etmesini zorlaştırmaktadır. Enerji tüketen her türlü teknolojik yapılanmalar, insan nüfusunun artışına paralel olarak gelişmekte, artmakta ve büyümektedir. Bu nedenle de enerjinin üretim ve tüketim ihtiyacına olan talep her geçen gün yükselmeye devam etmektedir. Gelinen noktada, küresel olarak, iklim bozulmaları başta olmak üzere, doğamızın dengesinde olumsuzluklar ortaya çıkmıştır. Özellikle enerji kaynaklarından doğaya zarar veren, fosil enerji kaynakları kullanılarak, enerjinin üretilmesi ve tüketilmesine devam edilmesi halinde, insanlığın geleceği için, olumsuz etkiler kesinlik kazanacak, bu gün için kötü senaryolar gerçek olabilecektir. Enerji verimliliği uygulamalarının etkinleştirilmesi ve enerji tasarrufu sağlanması için şunlar gerekli olduğunu düşünüyoruz. - Yeterince değerlendirilmeyen linyit, hidrolik, rüzgar enerjisi, jeotermal ve güneşe dayalı elektrik üretim potansiyelinin harekete geçirilmeli;
- Birincil enerji tüketimi ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması, serbestleştirme ve özelleştirmelerden vazgeçilmeli;
- Kaynaklar esas olarak kamusal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmeli;
- Kamusal planlama, kamusal üretim ve denetim öncelikli enerji politikası olmalıdır...
Öte yandan yine Makina ve Elektrik Mühendisleri Odaları olarak "Enerji Verimliliği çalışmalarında Yetkili Kuruluşlar olarak Enerji Kimlik Belgesi Uzmanları‘nın eğitim ve belgelendirme çalışmalarını başarıyla sürdürüyoruz. Bina ve Sanayi Enerji Yöneticisi yetiştirme kursları düzenlemekteyiz, bunun yanında Odalarımız Eğitim ve Uygulama Merkezi Laboratuarları kurmuş ve kurulumlarına devam etmektedir. Enerji Kimlik Belgesi uzmanları 5 bin Sanayi ve Bina Enerji Yöneticisi‘nin ve ülkemizdeki 8 milyon mevcut bina stokunun yanı sıra yeni yapılacak olanlar için de "Enerji Kimlik Belgesi"ni düzenleyeceklerdir... Bu kapsamda, Odalarımız bağlı tüm şubelerimizde Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Uzmanı Yetiştirme Eğitimleri de başlamıştır. Özel olarak, Makina ve Elektrik mühendisleri , enerji üzerine mesleki çalışmalar yapan meslek insanları olarak ‘‘enerji verimliliği ve Tasarrufu etkinliğine‘‘ Enerji konusunda çözüm arayışının birinci adımını, enerji üretim şekilleri ve artışlarında aramakla birlikte, enerjiyi VERİMLİ ve TASARRUFLU tüketmenin, insanlık geleceğine zaman kazandıracağına ve ayrıca elde edilecek kazancın yenilenebilir enerji kaynağı şeklinde kazanç olacağına inanmaktayız. Biz TMMOB Makina Mühendisleri Odası ve Elektrik Mühendisleri Odaları olarak Enerji Verimliliğini çok önemsiyor ve bu alanda kongre ve sempozyumlar düzenliyoruz. Odalarımız Enerji Verimliliği konularda eğitimden, denetim ve belgelendirmeye kadar çeşitli faaliyetleri yürütüyor. MMO ve EMO, halkımızın ve kamu kuruluşlarının bu konularda bilirkişi olarak ilk müracaat noktasıdır. Bu yönü ile Odalarımız, enerji verimliliği sektörünün temel bileşenlerindendir. Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla sanayide % 35 civarında, ulaşımda % 20 % binalarda % 30-35 arasında bulunan nihai enerji tüketiminin, verimlilik önlemleri ile sanayide % 20, ulaşımda % 25, binalarda ise % 30 ile 50‘lere varan tasarruf potansiyelinin geri kazanılmasının olanaklı olduğunu belirtmek isteriz. Sıra diğer konuda... "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" iki yıl sonra tamamen yeniden düzenlenerek 8 Ocak 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun acilen ülke, halk ve kamu çıkarları doğrultusunda değiştirilmelidir. Bu yasa değişikliği konuyla ilgili kesimlerin görüşleri alınmadan hazırlanmıştır. Ayrıca, yasa yenilebilinir enerji kaynaklarına dayalı stratejik bir yaklaşım içermediği gibi destek de öngörülmemiştir. Bu yasa, iktidarın oluşturduğu, Enerji Strateji Belgeleri, Yıllık Programlar ve ETKB Stratejik Planında yer alan bildirimlerine uygun bir içerikte değildir. Yenilenebilir Enerji Stratejisi ve Faaliyet Planı katılımcı bir model eşliğinde hazırlanmalı ve Faaliyet planı ile buna uygun bütünsel, genel bir çerçeve yasası oluşturulmalı. Çerçeve yasaya bağlı olarak da hidrolik, termik, rüzgâr, güneş, jeotermal, gibi her bir yenilenebilir enerji kaynağı için teşvik unsurlarını da kapsayan bütün strateji belgeleri ve ikincil mevzuat ayrı ayrı hazırlanmalı ve yine her bir kaynak için 2020-2030-2050 hedefleri belirlenmelidir. Ayrıca yerli sanayinin desteklenmesi için Enerji ekipmanlarının yurt içinde üretimi desteklenmelidir. Yasada bulunan ve ormanların, doğal ve tarihi SİT ile koruma alanlarının, vasıflı tarım arazilerinin yok olmasına yol açacak hükümler içermesi Toprak Koruma Yasası‘na aykırıdır ve yeni bir doğa, çevre ve tarım alanları katliamına yol açacağı yönündeki endişeler yoğundur. Söz konusu alanlara GES, RES; HES santrali kurmaya kalkanlar mutlaka olacaktır. Bir diğer çekincemiz de, enerji üretim ve dağıtım denetimini özel şirketlere devredilmesidir ki; bu da hukuka aykırıdır. Yasada dünyada en çok kabul gören güneş enerjisine dayalı elektrik üretimine destek verilmemektedir. Ülkemizdeki doğa koşulları buna çok uygun olmasına karşın, 2010‘daki toplam elektrik üretiminin sadece binde 47‘si güneş enerjisinden sağlanmaktadır. Son olarak şunu söylemek istiyoruz, Elektrik sektöründeki faaliyetlerde planlama şart. Bu planlama da, birincil enerji kaynağı kullanımında dışa bağımlılığın azaltılması, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi, sürdürülebilirlik, maliyet, arz güvenilirliği, çevre duyarlılığı, çevreye verilen zararın asgari düzeyde olması gibi unsurları içermelidir. Arz güvenliği dikkate alınarak elektrik üretim yatırımları kamu eliyle de yapılmalı; kamunun yatırım yapabilmesi için özelleştirmeler durdurulmalı, kamunun elektrikten elde ettiği/edeceği gelirler elinden alınmamalıdır. İbrahim MART Remzi ÇINAR TMMOB Makina Mühendisleri Odası TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı |
Hakkımızda
ENERJİ VERİMLİLİĞİ 
