ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

03 Mayıs 2024 Cuma    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 YAPI DENETİM YASASININ YENİLENMESİ ŞART

    Yayına Giriş Tarihi: 02.09.2010  Güncellenme Zamanı: 02.09.2010 16:48:12  Yayınlayan Birim: BURSA ŞUBE  
 

Güncellenme Zamanı: 02.09.2010 16:50:22

*DEPREMLERE KARŞI ÖNLEMLER BÜTÜNLÜĞÜ VE GÜVENLİ YAPILAŞMA İÇİN YENİ BİR YAPI DENETİM YASASI ÇIKARILMALI *DEPREM BÖLGESİNDEKİ SANAYİ TESİSLERİ, ENERJİ VE YAKIT HATLARI KENTLERİ PATLAMAYA AÇIK BİRER BOMBA DURUMUNA GETİRİYOR. *TMMOB MMO TARAFINDAN HAZIRLANAN RAPORDA DEPREME KARŞI YETERİNCE ÖNLEM ALINMADIĞINA YER VERİLEREK İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISINDA BULUNULDU.

  
BURSA-TMMOB Makina Mühendisleri Odası  (MMO) tarafından hazırlanan raporda, "Depremlere karşı önlemler bütünlüğü ve güvenli yapılaşma için yeni bir denetim yasası çıkartılması gereği" gündeme getirildi. Oda genel merkezi tarafından hazırlanan raporu kamuoyu ile paylaşan MMO Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart,  raporda TMMOB‘a bağlı odaların görev ve yetki alanına giren kamusal nitelikli mesleki denetim, yeterlilik, eğitim ve belgelendirme hizmetlerine dayalı yeni bir yapı denetim modelinin benimsenmesi gerektiğinin vurgulandığını belirtti.   Depremin çok bilimli bir mühendislik, mimarlık alanı olmasına karşın ülkemizde bu disiplinlerin geriletilmeye çalışıldığı için gerekli katkıların alınamadığını belirten İbrahim Mart, TMMOB‘un bu duruma karşı etkin bir duruş sergilediğine, meslek ve uzmanlık alanlarından hareketle mühendislik eğitim, belgelendirme ve mesleki teknik denetim esas ve standartlarının gelişmesine özel bir önem verdiğine dikkat çekti. 

"Türkiye‘de Deprem Gerçeği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası‘nın Önerileri Oda Raporu"nun 1999 Marmara Depremi‘nin 11. Yıldönümünde kamuoyu ile paylaşıldığın belirten İbrahim Mart Türkiye topraklarının yüzde 93‘ünün, nüfusunun ve sanayi kuruluşlarının yüzde 98‘inin,  barajlarının yüzde 95‘inin ve enerji santrallerinin yaklaşık yüzde 50‘sinin deprem bölgeleri içinde yer aldığına işaret etti.  20. Yüzyılda dünyada gerçekleşen 31 büyük çaplı deprem arasında Türkiye‘nin en büyük iki depremi olan Marmara ve Erzincan Depremlerinin de olduğunu anımsatan İbrahim Mart "Erzincan depreminde 116 bin 720 bina ağır hasar gördü ve 32 bin 962 yurttaşımız yaşamlarını kaybetti. 17 Ağustos 1999‘da merkez üssü Kocaeli/Gölcük Marmara depreminden, Ankara ve İzmir‘e kadar geniş bir alan ve yoğunlukta yaklaşık 16 milyon insan değişik düzeylerde etkilendi. 1999 Marmara depreminde 112 bin 724‘ü yıkık ve ağır hasarlı olmak üzere toplam 376 bin 479 konut ve işyerinde hasar saptandı, 133 bin 683 bina çöktü, 17 bin 480 yurttaşımız yaşamlarını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı, 600 bin kişi evsiz kaldı. Resmi olmayan rakamlara göre ise ölü sayısı 50 bin, yaralı sayısı da 100 bine yakındır"

OLASI FELAKETİN BOYUTLARI

Marmara Depreminin maliyetleri TÜSİAD‘a göre 17 milyar dolar, DPT‘ye göre 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası‘na göre 12-17 milyar dolar olarak belirlendiğini söyleyen İbrahim Mart, büyük çaplı bir Marmara depreminin yaratacağı ekonomik ve sosyal tahribatın çok yüksek olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) tarafından yapılan çalışmalarda büyüklüğü 7,5 ve 7,7 olan iki ayrı deprem senaryosuna göre oluşacak muhtemel kayıp ve hasar durumu; 50 bin ile 60 bin arasında ağır hasarlı bina, 500 bin ile 600 bin arasında evsiz aile, 70 bin ile 90 bin civarında ölü, 120 bin ile 130 bin civarında ağır yaralı, 400 bin civarında hafif yaralı, bin ile 2 bin noktada su sızıntısı, 30 bin doğalgaz servis kutusunda gaz çıkışı, 140 milyon ton enkaz, 1 milyon kişi için kurtarma operasyonu, 330 bin çadır, 50 milyar dolar civarında maddi kayıp olarak tahmin edilmektedir.

 Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü‘nün raporlarına göre de İstanbul‘da toplam 35-40 bin binanın tamamen, 70 bin binanın ağır, 200 bin binanın da orta derecede hasar göreceği öngörülüyor. Bu kapsamda, sadece İstanbul‘da kayıpların 11 milyar dolarlık kısmının yalnızca bina hasarlarına bağlı olacağı tahmin edilmektedir. Bu noktada depreme karşı alınan önlemler konusu son derece önem taşımaktadır. " Mart, özellikle sanayileşmiş kentlerdeki bir başka tehlikeye dikkat çekerek deprem bölgesindeki sanayi tesisleri, enerji ve yakıt hatları kentleri patlamaya açık birer bomba durumuna getiriyor" dedi.

Mühendisliğin piyasacı zihniyetle maliyete feda edildiğini vurgulayan İbrahim Mart ilgili bir Bakanlık tarafından 2010-2014 yıllarını kapsayacak olan Stratejik Plan kapsamındaki  "Stratejik Yönetim Projesi Süreç Raporu"na atıfta bulundu. Söz konusu raporda yer alan"Çok sayıda binanın detaylı mühendislik hesapları ile deprem güvenliğini belirlemek hem insan kaynağı hem de finansal açıdan mümkün değildir. Bu nedenle alternatif bir yola ihtiyaç vardır. Bu proje kapsamında mevcut yapı stokundaki riski yüksek binaların detaylı mühendislik hesapları kullanılmadan hızlı bir biçimde belirlenebilmesi için hızlı değerlendirme yöntemleri geliştirilmesi planlanmaktadır" şeklindeki yaklaşımın bilimsel teknik gereklilikler açısından kabul edilemez olduğuna dikkat çeken İbrahim Mart, mühendisliğin kamusal hizmetten tasfiyesini öngörüldüğünü ifade ederek " İnsan kaynağı,  gerekçesindeki mühendislik faktörünün, işsiz mühendisler gerçeğinin atlanarak değerlendirilmesi ve detaylı mühendislik hesapları gereklerinin bir maliyet ve finansal sorun olarak görülmesi, toplumun can ve mal güvenliğinin nasıl ele alındığını gösterdiğini belirtti. 

   YAPI DENETİM YASASI YETERSİZ!

Türkiye‘de yapı denetiminde 81 ilin 55‘inin Birinci Derece Deprem Bölgesinde bulunmasına karşın 2001‘de yalnızca 19 ili kapsamına alması tüm illere ise ancak 1 Ocak 2011‘den itibaren yayılacak olması; Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılması ve mühendislik, mimarlık hizmetlerine gereken önemin verilmemesi hususlarına dikkat çeken İbrahim Mart, bunların deprem önlemlerinin yetersizliğine ilişkin ciddi ipuçları sunduğunu belirtti.

Mart, "Türkiye‘de 17 milyon civarındaki yapı stokunun yüzde 67‘si ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60‘ı 20 yaş üzeri konutlardan oluşmakta ve yüzde 40‘ı depreme karşı güçlendirilmesi gerekir durumdadır. İşte bu noktada yapı denetimi konusu birinci derecede önem taşımaktadır. 1999 Marmara depremi sonrasında yapılan yapı denetimi düzenlemeleri sorunları çözememiş, kamusal denetim alanını ticarileştirerek özelleştiren, katılımcılığı reddeden, meslek odalarının önerilerine kapılarını kapatan bir anlayış tercih edilmiştir. Depremle ilgili en önemli yasal düzenlemelerden biri olan 2001 tarihli 4708 sayılı Yapı Denetim Yasasında kamu yapıları denetim dışı kalmakta ve TMMOB‘ye bağlı ilgili Odaların yasa ve yönetmeliklerce tanınmış görevleri içinde bulunan mühendislik, mimarlık hizmetlerinin mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme boyutları içerilmemektedir. Diğer yandan yasa, yapıları yalnızca bina taşıyıcı sistemlerden ibaret görmektedir. Oysa Marmara Depremi sonrası yapılan incelemeler, oluşan kayıpların % 80‘e varan kısmının, taşıyıcı sistemlerin gördüğü zarara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiğini göstermiştir " diye konuştu.

DEPREM SORUNUNA KALICI ÖNLEMLER

TMMOB MMO‘nun  tüm yetkilileri gerekli adımları atmaya ve işbirliğine çağırdığını vurgulayan MMO Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart, raporda yer alan  deprem sorununa kalıcı önlemler için önerileri ise şöyle sıraladı:  

"Deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalıdır.

Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren her türlü karar sistemi, ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalıdır. İmar, Yapı, Dönüşüm Alanları, Yapı Denetim ve Afet Yasaları; TMMOB ve bağlı ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalıdır.

Mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve ahlaki niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir. Mevcut yasa iptal edilerek yeni bir yasa çıkarılmalı; 3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuat, söz konusu model esas alınarak yeniden düzenlenmelidir.

Bütün kamu yapıları yasa kapsamına alınmalı; TOKİ, KİPTAŞ vb. kuruluşların inşaatlarının denetimi, yeni yapı denetim sistemine dahil edilmelidir.

Denetçi belgeleri ve takibi TMMOB‘ye bağlı Odalar tarafından verilmeli; yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB‘ye bağlı Odalarca yapılmalıdır.

Bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımında üretenler ve denetleyenler MMO tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Yasasında yer almalıdır.

TMMOB tarafından hazırlanan "Yetkili Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Belirlenmesi ve Belgelendirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı" ivedilikle yasalaşmalıdır.

I. ve II. sınıf gayri sıhhi müesseseler kapsamındaki endüstriyel tesislerin birbirlerine güvenlik-yaklaşma mesafeleri konusunda gerekli çalışmalar yapılarak standart ve koşullar imar mevzuatına aktarılmalı; bu mesafeler içindeki alanlar Bakanlar Kurulu Kararı ile "afet bölgesi", "yapı yasaklı alan" ilan edilmelidir.

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, makina, elektrik mühendisleri ve mimarların tasarım, üretim ve denetim aşamalarında aktif rol üstlenebilecekleri şekilde düzenlenmelidir.

Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışma başlatılmalı, üniversiteler, TMMOB‘ye bağlı ilgili Odalar ve Belediyeler bu çalışmada yer almalıdır.

Sağlık, su, yağmur suyu, atık su, sıcak su, kızgın su, buhar, kızgın yağ, ısıtma, soğutma, asansör, doğalgaz, LPG, sanayi gazı, yakıt, yangın, acil durum, ışıklandırma, yangın, elektrik, yalıtım, güvenlik, depolama, havuz, iletişim ve ulaştırmaya ilişkin tüm tesisat uygulamaları deprem, acil ve afet durumları açısından incelenmeli ve TMMOB‘ye bağlı ilgili Odaların eğitim, belgelendirme, denetim süreçlerine tabi olmalıdır.

Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yürütülmelidir. Doğalgaz firmalarının MMO‘dan yetki belgeli mühendislerle çalışması sağlanmalı; doğalgaz projeleri ve montaj denetimlerinin MMO‘nun mesleki denetiminden geçirilmesi sağlanmalıdır.

Yapı Sigortası ve Mesleki Sorumluluk Sigortası sistemine bir an önce geçilmelidir."

Güncellenme Zamanı: 02.09.2010 16:53:47

Bursa Şube Kaynaklı Basın Açıklamaları »

02.09.2010 tarihinden itibaren 2421 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ
BAOB YERLEŞKESİ ODUNLUK MAH. AKADEMİ CAD. NO:8 A1 BLOK KAT:2-3 16130 NİLÜFER - BURSA
TEL: (+90) 224 4536200   FAKS: (+90) 224 4536212
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri