1 Eylül 939‘da Nazilerin Polonya‘yı işgal etmesiyle başlayıp Mayıs 1945‘te son bulan dünyanın en kanlı ve bir o kadar da kirli savaşı olan İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı‘nda 2. Dünya Savaşı‘nda 52 milyon insan ölürken, milyonlarcası ise yaralandı ve sakat kaldı. Dünyayı kana boğan bu savaşın başladığı tarih olan 1 Eylül, Dünya Barış günü olarak kabul edilmiştir. Amaç, kardeşlik ve barış içerisinde özgür ve demokratik dünya için insani olan sorunların savaşmadan çözülmesidir. Ancak yazının bulunduğu günden buyana geçen 7 bin yılda sadece 317 yıl savaşsız geçti. Günümüzde de emperyalist güçlerin sürdürdüğü savaş insanlık için en büyük tehdit olarak varlığını koruyor. Savaşan devletlerin sayısı artıyor. Balkanlar, Kafkaslar, Irak, Afganistan, Afrika savaştan nasibini aldı. Küreselleşmenin etkisiyle devletin rolünü yeniden tanımlaması çatışma ortamını tetikledi ve savaştan etkilenen insan sayısı da arttı. Savaşlar daha çok gelişmekte olan ve 3. Dünya olarak adlandırılan bölgelerde olmakta. Örneğin 1945- 2000 yılları arasındaki 186 savaşın 172‘si bu bölgelerde olmuştur. Geçtiğimiz yüzyıllarda savaşlarda kayıpların yarısı sivillerden oluşmaktayken, 2. Dünya savaşında sivil ölümler toplam kayıpların üçte ikisine, 1980‘lerden sonra ise yüzde 90‘ına çıktı. Bunun bir nedeni de emperyalizmin sınır tanımaz açgözlülüğü ve silah endüstrisinin gelmiş olduğu yüksek teknolojidir. Savaşlarda sivil kayıpların artmasına yol açan bir başka neden de bunların çoğunun iç savaş olarak çıkmasıdır. 20. yüzyılda savaştan 100 milyondan fazla kişi etkilenirken, özellikle siviller savaşın ve iç çatışmaların mağduru oldular. Şiddet, politik cinayetler, sistematik olarak düzinelerce ülkede uygulanıyor. 100 milyondan fazla mayın, insan yaşamını tehdit ediyor. Afganistan‘da her iki saatte bir kişi mayın nedeniyle yaralanıyor ya da ölüyor. Dünyada her 200 kişiden biri politik baskı veya savaş sonucu yer değiştiriyor. Savaşta ölen her bir askere karşılık bir sivil doğrudan nedenlerle ölürken 14-15 sivil de yiyecek, su ve yaşam için gerekli diğer gereksinimlerini karşılayamadıkları ya da salgınlar nedeniyle yaşamının yitiriyor ve bunun daha fazlası da fiziksel ve psikolojik olarak yaralanıyor. Son 10 yılda 2 milyondan fazla çocuk savaş bölgelerinde yaşamını yitirdi, 4 milyondan fazla çocuk kalıcı olarak sakatlandı. milyonlarca çocuk yetim kalırken, 12 milyon çocuk ise güvenlik nedeniyle evlerinden ayrıldı. Üç yıldan fazla süren Bosna Savaşı‘nda Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre 312.000 kişi hayatını kaybetti; 2 milyon kadar insan da yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Savaş ve işgalin yaşandığı 2003 yılından bu yana 2 milyon Iraklı yaşamını yitirirken, her gün ortalama 400 çocuk yetim kaldı. Bugün Irak‘ta 5 milyonu aşkın yetim çocuk var. Ruanda‘daki soykırımda en çok acı çeken işkence gören kesim içinde çocuklar birinci sırada. Dünyada en azından 250 bin çocuk asker var ve bunların binlercesi 15 yaşın altında! Küreselleşmenin bilançosunda 1960‘lı yıllarda dünya nüfusunun en zengin yüzde 20‘sini kapsayan ülkelerle; en yoksul yüzde 20‘sini barındıran ülkeler arasındaki kişi başı gelir farkı 30 kat iken, bu 1990 yılında 60 kata, 1995‘de 74 kata günümüzde ise 85 kata çıkmıştır. Dünyanın en zengin iki kişisinin serveti tüm az gelişmiş ülkelerin servetinden çoktur. Dünyanın en varlıklı 200 kişisinin serveti dünya nüfusunun yüzde 41‘inin toplam gelirinden fazladır. Yine dünya1,2 milyar insan günde 1 doların altında bir parayla geçinmeye sahiptir. Gelişmekte olan ülkelerin fakirleşmesinin en büyük nedenlerinden biri de silahlanmaya ayırdıkları bütçedir. Günümüzde Çin, Fransa, Rusya, İngiltere, ABD ve Almanya dünya silah ticaretinin yüzde 90‘ından fazlasını gerçekleştirmektedir. 1960‘lı yıllarda 14 milyar dolar olan silah ticareti günümüzde 300 milyar dolarlık bir pazar haline geldi. Küresel hegomanyanın dünyayı yeniden paylaşımı sürecinde emperyalistler tarafından çıkartılan savaşlarda milyonlarca insan doğrudan etkilenmektedir. Savaşların faturasını en fazla ödeyenler geri kalmış ve gelişmekte olan ülke insanlarıdır. 1 Eylül Dünya Barış Günü‘ne TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak, tüm dünyanın yanı sıra insanımızın bir arada, barış içinde, eşitlik içinde, adalet içinde, özgürlük içinde yaşamasını istiyoruz. Silahların sustuğu, kalıcı barışın hâkim olduğu bir Türkiye istiyoruz. Kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayacağımız, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, bağımsız, özgür ve demokratik bir Türkiye istiyoruz. 1 Eylül Dünya Barış Günü‘nü bu bilinçle kutluyor, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu bu özlemlere duyarlı olmaya çağırıyoruz |
Hakkımızda
1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ 
