Bizler önce kadın sonra mühendis kimliğimizle çalışma yaşamında birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Erkek egemen kültürle iç içe geçmiş kapitalist üretim şeklinde biz kadınlar, yedek iş gücü olarak görülüyoruz. Aynı sıraları paylaşıp aynı okullarda okuduğumuz erkek meslektaşlarımıza göre iş bulabilme imkanımız çok daha az. Bilim ve teknolojinin erkeklerin tekelinde ve onların alanıymış gibi gösterilmesinin sonucun da, özellikler özel sektörde Kadın mühendis çalıştırılmak istenmemekte, çalıştırılsa dahi eşit ücretle ücretlendirilmemektedir. Basın yayın organlarında ve internette çıkan ilanlarda işe başvuru koşullarında erkek mühendis olması koşulu bizlerin yarışı en başta kaybettiğimizin en büyük kanıtıdır. Kamusal alanda yapılan işe alınmalardaki ayrımcılık, bağlı bulunduğumuz TMMOB tarafından dava edilerek ortadan kaldırılmıştır. Fakat şunu belirtmek isteriz ki mühendislik beden ve kas gücüyle yapılan bir meslek değil, bilgi ve tecrübenin harmanlandığı bir meslek dalıdır ve biz kadın mühendisler en az erkek meslektaşlarımız kadar mesleğinde yetkin ve bu beceriye sahibiz. Ve ayrımcı uygulamalar dur denilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Başka bir alandaysa, toplumun devamı için birer anne ve eş olarak bizlerin üzerindeki yük çok daha fazladır. Bu yükün yine adil bir iş bölümüyle üzerimizden alınmasını istiyoruz. Doğum izinlerimizin uzatılmasını ve süt izinlerimizi kullanmak istiyoruz. Bu taleplerimiz sadece bizim için değil çalışan bütün kadınlar için zorunlu ihtiyaçlardır. Bu yoksullaşma, sefalet, dinsel gericilik, çatışma ve militarizm ortamında, toplumun her kesiminde yükselen şiddet dalgası artık korkunç boyutlara ulaşmıştır. Biz mühendis kadınlar olarak, hayatın her alanında ki şiddeti kınıyoruz. Özellikle, son yıllarda yapılan araştırmalarda üniversite mezunu kadınların aile içinde uğradığı şiddet çok yüksek rakamlardadır. Kadınların kendi ekonomik özgürlüğünün olmasına rağmen aile içinde şiddete uğruyor olması bir çelişki gibi gözükebilir. Ama unutmayalım ki Türkiye‘deki geleneksel aile yapısı ve dolayısıyla kadına yönelik baskıcı tutumlar göz önüne alındığında kadınlar bu şiddeti kendi içlerinde yaşamakta ve şikayet bile etmemektedirler. Biz kadınların tüm bunlar karşısında sessiz kalmalarımız mümkün değildir. Birlik ve dayanışmanın en güzel günlerinden biri olan 8 Mart bu yüzden önemlidir. Kadınlar Günü nedeniyle Makina Mühendisleri Odası olarak 10 Mart Cumartesi günü, saat 14:00‘de, Odamızın Eğitim Salonunda Yrd.Doç.Yasemin Özgün Çakar‘ın ve Şair yazar Çiğdem Sezer‘in katılacağı bir panele meslektaşlarımızı ve dostlarımızı bekliyor, Kadınlar Gününüzü kutluyor, saygılar sunuyoruz. Nergis UYGUN
MMO Eskişehir Şube
Kadın Komisyonu |
Hakkımızda
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
