Bu süre zarfında önlem olarak hiçbir şey yapılmadığını savunan Ali Peri, "Çünkü bu gün bile aynı şiddette bir depremi yaşarsak, sonuç o zamankinden pek farklı olmaz. Ülkemiz coğrafyasının yüzde 98‘i deprem bölgesidir. İnsanlarımızın yüzde 95‘i deprem bölgesinde yaşamaktadır. Ülkemiz depremle yaşamak zorunda olan bir ülkedir. Depremlerin afet olarak yaşanması, ülkemizin ve halkımızın kaderi olmamalıdır. Deprem gibi bir doğa olayının afete dönüşümü engellenebilir. Yeter ki bilimin ve tekniğin gerekleri yapılsın. Kaldı ki bizden çok daha fazla ve daha şiddetli deprem yaşayan ülkelerde sonuç, can kayıpsız bile atlatılabilmektedir" diye konuştu. Türkiye‘de, İmar Yasası, Afet Yasası ve Yapı Denetim Yasası‘nın sorunlu olduğunu ileri süren Peri, "Bu yasa ve yönetmeliklerinin uygulanabilirliği ve denetimi ile ilgili ne yazık ki gereken çalışmalar tamamlanmamıştır. Bu günkü durumumuza bakın. Ülkemiz, yönetenlerin veya yönetmeye talip olanların, Evet - Hayır‘ına odaklanmış durumdadır. Unutulmuş 17 Ağustos Marmara Depremi, 12 Kasım Düzce Depremi, binlerce canımız ve bunlara neden olan yasalarımız. Bu ülkenin Evet - Hayır‘a değil, halkın ihtiyacı ve çıkarları doğrultusunda düzenlenecek olan yasalara ihtiyacı vardır" şeklinde konuştu. |