ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

07 Mayıs 2024 Salı    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 TİSKON 2009 GERÇEKLEŞTİRİLDİ

    Yayına Giriş Tarihi: 14.11.2009  Güncellenme Zamanı: 14.11.2009 16:00:57  Yayınlayan Birim: SAMSUN ŞUBE  
 

TİSKONGüncellenme Zamanı: 14.11.2009 15:54:30

TİSKON

Geleneksel hale gelen III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalat Sanayi Kongresi ve Sergisi 6-7 Kasım 2009 tarihleri arasında Makine Mühendisleri Odası adına Samsun Şubesi sekretaryalığında Atatürk Kültür Merkezi Samsun’da gerçekleştirilmiştir.

Geleneksel hale gelen III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalat Sanayi Kongresi ve Sergisi 6-7 Kasım 2009 tarihleri arasında Makine Mühendisleri Odası adına Samsun Şubesi sekretaryalığında Atatürk Kültür Merkezi Samsun‘da gerçekleştirilmiştir.

30 Kurum ve kuruluş tarafından desteklenen  Kongre‘de "Tıbbi Cihaz Kullanımında Teknoloji Yönetimi ve Mühendisliğin Önemi" , "Tıbbi Cihaz Üreticilerinin ve Tüketicilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri" ve bir "Orta Karadeniz Bölgesinde Bulunan Sağlık Kuruluşlarının Kullanmış Oldukları Tıbbi Cihazların Ayar ve Kalibrasyonu" yönelik alan araştırması ile kongre boyunca 6 oturumda toplam 26 bildiri sunulmuştur.

Kongre kapsamında düzenlenen sergiye, sektörde ürün ve hizmet üreten 30 Kurum/Kuruluş katılmış ve sergi 825 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Açılış konuşmaları; Makina Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Kadir GÜRKAN,  Makina Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ali Ekber ÇAKAR ve Samsun Valisi Hasan Basri GÜZELOĞLU tarafından yapılmıştır.

Kongreyi 82 kayıtlı delege olmak üzere 575 yakın mühendis, teknik eleman, doktor, hemşire, sağlık memuru, hastane müdürü, üniversite öğretim elemanları, üniversite öğrencileri ve sektör temsilcileri ile Makedonya, Polonya ve Yunanistan‘dan tıbbi cihaz ve yedek parça üretici ve satıcılığını yapan toplam 17 sektör temsilcisi kongre kapsamında sergi açmış ve kongreyi izlemişlerdir.

Makina Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Kadir GÜRKAN‘ın III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongre ve Sergisi açılış konuşması;

"Sayın Valim, Rektör Vekilim, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanım, Kamunun, Siyasi Partilerin ve Meslek Örgütlerinin değerli temsilcileri, Yurt dışından gelerek kongremize katılan sektör temsilcileri, sevgili konuklar, değerli basın mensupları

Makina Mühendisleri Odası adına Samsun Şubemiz Sekretaryalığında düzenlemiş olduğumuz "TİSKON 2009 Kongremize" hoş geldiniz diyor, sizleri şahsım ve yönetim kurulum adına saygıyla selamlıyorum.

İki gün sürecek olan kongremizde 6 Oturum ve 2 panel düzenlenecek, toplam 44 bilim insanı, uzman, mühendis ve sektör temsilcisi konulara ilişkin görüşlerini bizlerle paylaşacaktır.

Değerli katılımcılar;

İnsanların refah seviyesinin artışı doğrultusunda sürekli gelişme kaydeden Tıbbi Cihaz sektörüne  yönelik öncelikli politika izleyen ülkeler, kısa sürede gelişmişlik düzeyinde büyük aşama kaydetmiş, teknoloji kabiliyetlerini yükseltmişlerdir.

Uzak Doğuda hızla kalkınan Çin, Hindistan, Avrupa‘da ise Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere doğru politikalar izleyerek sektörde öne çıkan ülkelerdir.

Ar-Ge ve inovasyon odaklı oluşturulan politikalar ve öncelikler, sektörün gelişimini tetiklemiş, katma değerini artırarak üretici ülkelere uluslar arası boyutta  rekabet edebilirlik kazandırmıştır.

Değerli katılımcılar;

Ülkemizde 2005 yılında tıbbi cihaz dış ticareti 1.3 milyar dolar iken  2008 yılında 2 milyar doları geçmiş , 2008 yılı ithalatı 1.8 milyar dolar ihracatı ise 174 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere ülkemiz Tıbbi Cihaz konusunda  net bir ithalatçı yani , dışa bağımlı bir ülke durumundadır.

Dünya ölçeğine bakacak olursak eğer; 2007 yılında 153 milyar dolar olan tıbbi cihaz sektörü toplam dünya ithalatı 2008 yılında 175 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Dünya tıbbi cihaz sektöründe en büyük paya sahip gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerden Çin, Meksika, Rusya, Hindistan ve Malezya‘nın sektörde önemli bir yer edinmeye başladıkları ve dış ticaret paylarını artırdıkları görülmektedir.

Türkiye‘nin dünya tıbbi cihaz sektörü ihracatı içindeki payı yaklaşık %0.1 düzeyindedir.

Değerli katılımcılar;

TİSKON 2007 kongremiz kapsamında ülke genelinde sektöre yönelik ilk kez yaptığımız imalatçı firma envanter çalışması sonucunda; ulusal tıbbi cihaz imalat sanayi sektörümüzde 181 firmanın üretim faaliyetinde bulunduğu, sektörel kümelenmenin ise İstanbul, İzmir, Ankara, Konya ve Samsun illerinde gerçekleştiği tespit edilmişti. Son zamanlarda gerçekleşen yatırımlar ile Samsun‘un özellikle cerrahi el aletleri imalatı konusunda, Almanya-Tutlingen ve Pakistan-Sailkot kentlerinden sonra dünyanın üçüncü cerrahi el aletleri üretim üssü olduğu ve günümüzde 40‘ı aşan firma sayısı ile gelişimine devam ettiği görülmektedir.

Günümüzde 130 ülkeye ihracat gerçekleştiren söz konusu tıbbi cihaz imalatçı firmalarımızın ihracat eğilimlerinin artarak devam edeceği uzmanlar tarafından açıklanırken önemli ihracat noktaları olarak Almanya, Azerbaycan-Nahçivan, Irak, ABD, Fransa, Belçika, KKTC, Hollanda, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Kanada, Ukrayna, Arnavutluk, Bulgaristan, Cezayir, Kazakistan, Rusya Federasyonu olarak sıralanabilir. İthalat yaptığımız ülkeler ise ABD, Almanya, Çin, Japonya, İsviçre, Fransa, İtalya, İngiltere, İrlanda ülkeleri öne çıkmaktadır.

Stratejik bir öneme sahip olan sektörün ülkemizde karşılaştığı başlıca sorunları sıralamak gerekirse;

-Ülkemizde sektörün ana alıcısı konumundaki kamunun alımlarında yaşanan sorunlar , (Kamu İhale Kurumu‘na ihalelerle ilgili yapılan şikâyet başvurularının  % 33‘nün tıbbi cihaz sektörü kapsamında yapıldığı yetkili kişilerce ifade edilmektedir)

-Ulusal Teknik Şartname Veri Bankasının olmayışından dolayı markaya odaklı hazırlanmış teknik şartnameler ile yapılan alımlar,

-Yerli ürüne %15 oranındaki fiyat avantajı oranının tüm ihalelerde uygulanmayışı, uygulamaların yöneticilerin inisiyatifine bırakılmış olması,

-Sektöre yönelik yapılmakta olan inovasyon ve ar-ge çalışmaları konusunda bilim insanları ile üreticilerin bir araya gelememesi,

-Nitelikli iş gücü ihtiyacı ,

-Ülkemizde sektöre yönelik ulusal plan, politika ve stratejilerinin olmayışı,

-14 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe giren Teşvik Uygulamaları kapsamında  Sektörel ve Bölgesel Teşvik Programlarından yararlanabilmek için sektöre uygulanan 3.000.000 TL‘lik Asgari Yatırım Tutarının çok yüksek olması öne çıkan başlıca sorunlardır.

Değerli katılımcılar;

Ülkemizde Tıbbi Cihaz İmalat Sanayimizin sorunlarının demokratik bir ortamda tartışıldığı, çözüm önerilerinin arandığı tek bilimsel kongre olma özelliğindeki TİSKON  Kongremizin gerçekleşmesinde desteğini her zaman  yanımızda hissettiğimiz Samsun Valimiz Sn. Hasan Basri GÜZELOĞLU başta olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn.Yusuf Ziya YILMAZ‘a, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sn.Zeki MURZİOĞLU‘na , Düzenleme Kurulu Başkanımız Sn Ali Ekber ÇAKAR nezdinde Oda Yönetim Kurulu ve Düzenleme Kurulu Üyelerimize , Kongre Yürütme Kurulu Üyelerimize, 3 dönemdir Kongre Sekreterliği görevini yürütmekte olan Şube Müdürümüz Sn. Ercan YÜZBAŞI ve Şube çalışma arkadaşlarıma, kongremize birikimlerini aktarmak üzere aramızda bulunan değerli bilim insanları ve konuşmacılarımıza, sektör temsilcilerimize, kongremizi destekleyen kuruluşlarımıza , çalışmalarımızın kamuoyuna duyurulmasında yoğun çaba gösteren  neredeyse süreci bizlerle birlikte yaşayan yazılı ve görsel basın mensuplarımıza sizlerin huzurunda şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkür ediyor , Kongremizin Samsun‘a , Ülkemize ve Dünyamıza kazanımlar sağlamasını temenni ediyorum."

Makina Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ali Ekber ÇAKAR‘ın III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongre ve Sergisi açılış konuşması;

Değerli Konuklar,

Değerli Katılımcılar,

Sevgili Basın Mensupları,

MMO Yönetim Kurulu ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi ve Sergisi‘ne hoş geldiniz.

Odamız, 55 yıllık tarihinde çağdaş, demokratik, üreten, sanayileşen bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunacak çalışmalar gerçekleştirmeyi temel amaç olarak benimsemiştir.

Yalnızca örgütlü üyemizden aldığımız güç ile yürüttüğümüz çalışmalarla, meslek alanlarımızda kamunun bilgilendirilmesini sağlamaya yönelik platformlar oluşturuyor, oluşan platformlarda yer alıyor ve bu platformlarda oluşan görüşleri ilgili yerlere ulaştırmada takipçi bir tutum izliyoruz.

Bu kapsamda 2008/2010 42. Çalışma Dönemimizde, iş sağlığı ve güvenliğinden enerji verimliliği, uçak havacılık uzay mühendisliği, otomotiv sanayi ve makina imalat teknolojilerine dek ulusal ölçekli 20 adet kongre, kurultay, sempozyum düzenlenmesi programlanmış ve bugüne kadar 15‘i gerçekleştirilmiştir.

Açılışını hep birlikte yaptığımız bu etkinlikle aynı anlarda, Mersin‘de IV. Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi de açıldı. Bu etkinliklerimizi, önümüzdeki hafta Ankara‘da yapılacak olan Kaynak Teknolojisi VII. Ulusal Kongresi ve 20-21 Kasım‘da Kocaeli‘nde yapılacak olan VII. Endüstri İşletme Mühendisliği Kurultayı izleyecektir. 

Bütün bu etkinliklerin sonuçları, 1963 yılından bu yana TMMOB adına iki yılda bir yapılan ve bu yıl 11-12 Aralık tarihlerinde Ankara‘da düzenleyeceğimiz TMMOB Sanayi Kongresi‘ne taşınacaktır.

Etkinliklerin her biri yoğun çalışmalar ve uzun hazırlıkların ürünü olarak gerçekleşmektedir. Harcanan bunca emeğin yöneldiği tek amaç, ülkemizin sanayileşmesi ve demokratikleşmesi, halkımızın mutlu bir yaşam sürmesidir. Örgütsel olarak üzerimize düşen sorumluğun yerine getirilmesidir.

Değerli Katılımcılar,

Amacı meslek alanlarımız dahilinde kamusal denetim yapmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmalar yapmak olan Odamız, sağlık alanında bu kongre yanı sıra sağlık alanlarındaki mühendislik hizmetlerine ilişkin mevzuat önerilerinde de bulunmaktadır. Hastanelerdeki bebek ölümleri ve Bursa‘da gerçekleşen hastane yangını, dikkatleri bu tesislerin iklimlendirme tesisatlarına yöneltmelidir.

Odamız bu konuları kapsayan bir içerikle, ilgili uluslararası yönetmeliklerden de yararlanarak "Hastane İklimlendirme Tesisatı ve Denetim Esasları" adlı bir kitap hazırlayarak yayımlamış ve konuyla ilgili hazırlamış olduğu Yönetmelik Taslağını Bakanlığa iletmiştir. Dileğimiz, yangın bacayı sardığı anda yapılan kovuşturmalarla bu konuların geçiştirilmemesi, toplum sağlığı ve can güvenliği açısından ivedi adımların atılmasıdır.

Değerli Katılımcılar,

Dünyayı saran krizin ülkemize yansımaları ile Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları, daha özelde imalat sanayi, makina imalat sanayi ve tıbbı cihaz imalat sanayinin sorunlarının iç içe geçmiş bulunduğunu öncelikle belirtmek isterim.

Zira 30 yıllık serbestleştirme sürecinde sanayide sübvansiyonlar büyük ölçüde kaldırılmış, KİT yatırımları durdurulmuş, büyük ölçekli sanayi kuruluşları özelleştirilmiş, sabit sermaye yatırımlarında gerileme yaşanmış, Gümrük Birliği hedefleri doğrultusunda tüm sektörlerde korumacılık asgariye indirilmiş, sanayimiz eşitsiz koşullarda küresel rekabete açılmıştır.

Bu süreçte öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmış, küresel güçlerin dayattığı iş bölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen kılınmış, kaynak tahsisinin iç ve dış piyasalar yoluyla sağlandığı bir sanayi modeline geçilmiştir.

Ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayi politikalarını belirleyen bu politikalar sonucu bugün yerli üretimde yüzde 71 oranında ithal girdi kullanılmakta, makina imalat sanayinde iç pazar talebinin yüzde 52‘si ithal makinalarla karşılanmaktadır.

Bu gerçekler, krizden en olumsuz etkilenen ülkelerin başında gelmemize neden olmaktadır. Krizle birlikte birçok işyeri kapanmış, sadece bir yıl içerisinde bir buçuk milyon çalışan işsiz kalmıştır.

Makro ekonomik göstergeler olarak tüketim, yatırım, ihracat, ithalat, GSYİH ve net dış kaynak alanlarında bariz gerilemeler yaşanmaktadır. 2009‘da yıllık küçülmenin % 6,5 oranını, bütçe açığının ise 63 milyar TL‘yi bulacağı öngörülmektedir.

Sanayimizdeki hakim yapının % 96 ile KOBİ ölçeği olduğu gözetildiğinde, firmaların "ayakta kalabilme" mücadelesi sanayideki tahribatla birlikte güçleşmekte, krizden sağlıklı çıkmak ve yeni bir strateji ile olumlu bir yapılaşmaya gitmek giderek olanaksız hale gelmektedir.

Değerli Katılımcılar,

Sağlığın insan yaşamındaki temel önemine ilişkin ne söylersek yerinde olacağını hepimiz ikirciksiz bir şekilde takdir ederiz. Bu noktada genel bütçelerde sağlık harcamalarına ayrılan pay ve genelde sağlık sektörüne verilen önem, çok önemli birer gösterge oluşturmaktadır. 

Ülkemiz bütçelerinde sağlığa ayrılan pay gerçekte çok düşüktür. 2009 genel bütçesi içinde Sağlık Bakanlığı‘na ayrılan pay % 4,81 oranındadır. 2010‘da hedeflenen oran ise % 4,82 ile aynı düzeyde kalmaktadır.

OECD 2008 Türkiye Sağlık Sistemi İncelemeleri Raporu‘na göre Türkiye, OECD ülkeleri içinde sağlığa GSYİH‘dan en az pay ayrılan ülke konumundadır. Yine bu rapora göre, 1999-2000‘de Türkiye‘de kişi başına kamu sağlık harcamaları oranı % 12, günümüzde ise yaklaşık % 6‘dır. Kişi başına sağlık harcamaları ise aynı dönemde % 9‘lardan % 4‘lere gerilemiştir.

Bu veriler, sağlık alanındaki gelişim düzeyimizin gerçekte yerinde saydığını ortaya koymaktadır. Diğer yandan sağlık ve sosyal güvenlik alanında son yıllarda halkın aleyhine yapılan düzenlemeler, kriz önlemleri arasında hastaların "katkı payları"nın artırılması adı altında hizmetlerin ticari niteliğinin geliştirilmesi ve Orta Vadeli Plan‘da benzer yönelimlerin geliştirilmesi ile sağlık alanındaki sorunlarımızın derinleşme seyri izleyeceği açıktır.

Değerli Katılımcılar,

Ticaretin tamamen serbestleştiği uluslararası ortamda en önemli rekabet gücü, teknolojik yetkinliktir. Ancak TÜİK‘in geçen yıl yayımladığı Yenilik Araştırmasında, girişimlerin % 65,7‘sinin yenilik faaliyetlerini etkileyen faktör olarak, kaynak ve nitelikli personel yetersizliği gösterilmiştir.

Ar-Ge, inovasyon ve mühendisliğin yoğun olması gereken sanayide işletmeler yapısal ve güncel sorunların altından kalkamamakta, geleceklerine yatırım yapmaktan yoksun kalmakta ve bu gerçekler tıbbi cihaz üretimi ve bakım/ onarım, kalibrasyon alanına dek uzayan ciddi sorunlar türetmektedir.

Oysa gelişmiş ülkeler sağlık dahil tüm üretken yatırımlar için ayırdıkları yüksek meblağlarla kendi araştırıcı-üretici firmalarını doğrudan ve dolaylı olarak desteklemekte; bizim gibi ülkelere ise yeniden yapılandırma programları ile kamunun sağlık alanından çekilmesini ve bu alana verilen desteklerin azaltılmasını zorunlu tutmaktadırlar.

Dünya genelinde, elektronik, kimya ve makina sektöründe çalışan firmalar, tıbbi cihaz ve malzeme üretimi alanında yıllık işletme gelirlerinin % 7,5-8‘ini Ar-Ge‘ye ayırmaktadır. Türkiye‘deki firmalarda ise bu oran hâlâ % 0,8 (binde sekiz) civarındadır.

Bu nedenle uluslararası tekeller bizim gibi ülkelerdeki pazar ve rekabet koşullarını yönlendirebilmekte, firmaları ele geçirebilmekte, yani "rekabet" dedikleri olgu güçlüler lehine işlemektedir. Biliyoruz ki aynı tekeller, tıbbi cihazlarla birlikte bu cihazlarda kullanılan yedek parça ve sarf malzemesi alanında da büyük pazarlar elde etmektedirler.

Değerli katılımcılar,

IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü/Hizmet Ticareti Genel Anlaşması ve AB ile uyum yasaları bu sürecin başlıca aktörleridir. Hizmet Ticareti Genel Anlaşması bu çerçevede sanayiden mühendisliğe, eğitim ve sağlığa dek birçok alanın uluslararası sömürüye açılmasına hizmet etmektedir. Ne yazık ki ülkemiz adına bu anlaşmaya koşulsuz imza atılmıştır.

Ülkemizdeki ithalatın kontrolsüzlüğü sonucunda kırsal yöreler başta olmak üzere, birçok bölgede cihaz sıkıntısı çekilmektedir. Biliyorsunuz, serbest ithalat rejimi dolayısıyla ikinci ve hatta üçüncü el tıbbi cihazlar kolaylıkla ithal edilmektedir. Bu durum yeterli servis ve bakım hizmetlerinin bulunmayışıyla birlikte değerlendirildiğinde, cihaz hurdalığı olgusuyla yüz yüze kalmaktayız.

Hastanelerdeki tıbbi cihazların bakım, onarım ve kalibrasyonunu denetleyecek biyomedikal mühendislik ve diğer mühendislik birimlerinin yeterli olmaması bu husus ile bağlantılı bir konudur.

Değerli Katılımcılar,

Sonuçta tıbbi alet ve sarf malzemesi üreten yerli firmalarımız yabancı büyük firmalarla rekabet edebilecek durumda değildir.

Sektörün ithalata bağımlılık oranı % 85, yerli üretim % 15 düzeyindedir. Yerli üretimde genel olarak katma değeri düşük ürünler imal edilmektedir. Sektörün üretimi toplam imalat sanayi katma değerinin % 0,3‘ünü (binde üçünü) oluşturmaktadır. İthalat ise yüksek katma değerli ileri teknoloji ürünlerini kapsamaktadır.

Dış Ticaret İstatistiklerine göre tıbbi cihaz ve malzeme ithalat-ihracatı hep Türkiye‘nin aleyhine gelişmektedir. 2005 yılında 510 milyon dolar olan ithalat, 2008 yılında 2,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracat ise 2005‘te 115 milyon dolar, 2008‘de 130 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Ağustos 2008-Ağustos 2009 yıllık dönemde ithalatta % 13,9; ihracatta ise % 17,3 oranında gerileme yaşanmıştır.

Sektörün 2008 kapasite kullanım oranı % 83,7‘den % 70‘e gerilemiştir. 2009 yılı Eylül ayında "üretim değeri ağırlıklı tam kapasite ile çalışamama nedenleri" arasında "iç talep yetersizliği" % 70,5, "dış talep yetersizliği ise" % 12,5 olmuştur.

Değerli Katılımcılar,

Bütün bu sorunlardan çıkış için IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının dayattıkları "yapısal uyum, istikrar ve sağlıkta dönüşüm programları" reddedilmelidir.

Sosyal güvenlik ve sağlık alanında Türkiye‘ye dayatılan düzenlemelerle insan sağlığının ticarileştirilmesine net bir şekilde karşı çıkılmalıdır.

Yatırımlar artırılmalı, özelleştirme uygulamalarıyla devletin küçültülmesi saplantısından vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, öz kaynak ve birikimlerimize, bilim ve teknoloji politikalarına dayalı olarak yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmeli, devletin ekonomideki yönlendiriciliği artırılmalıdır.

Sanayinin fason yapısı değiştirilmeli; yeniden yerli girdi oranını artıran, kredi mekanizmasını KOBİ‘lere yönelik olarak yaygınlaştıran, istihdamı ön plana çıkaran, bölgelere göre kapsamlı kalkınma planı geliştiren bir strateji yürürlüğe konulmalıdır.

Eksenine insanlarının mutluluk ve refahını, sosyal devlet anlayışını oturtan, üretim ve yatırım boyutu olan, küçük ve orta boy işletmeler ile sosyal kesimlere dönük ivedi bir ekonomik, sosyal destek programı hayata geçirilmelidir.

Ulusal tıp teknolojisi sanayisinin oluşum ve gelişmesi yönünde aktif çaba sarf edilmeli; bu alanda büyük sanayi üretimi hedeflenmeli; tıbbi alet ve sarf malzemesinde de yerli üretime yönelmek hedeflenmelidir.

Yerli üretim artışı sayesinde sağlık hizmeti maliyetlerinin azaltılması sağlanmalı ve kamu yeniden sosyal devlet uygulamalarına yönelmelidir.

Odalar-meslek kuruluşları-üniversite-sanayi ve sağlık kuruluşları arasında kalıcı işbirlikleri oluşturulmalıdır.

Standartları belirlenmiş üretim ve sağlık hizmetleri ağı oluşturulmalı; tıp teknoloji ve uygulamaları halka indirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Bu çerçevede hastanelerin hijyenik klima ve havalandırma tesisatları ile ilgili standart ve yönetmelikler ivedilikle gündeme alınıp yayınlanmalı; standart ve mevzuat hazırlıkları TMMOB, MMO ve Türk Tabipler Birliği‘nin bilgi ve deneyimlerinden yararlanılarak yürütülmelidir.

Hastanelerin teknolojik çöplük durumundan kurtarılması için gerekli teknik personel istihdamı sağlanmalı; hastanelerde tesisatların işletilmesinden sorumlu, hastane tesisatları konusunda uzman en az bir makina mühendisi istihdam edilmelidir.

Sağlık kuruluşlarında doğru cihazların seçimiyle birlikte hizmet alanlarının fiziki koşulları iyileştirilmelidir.

Sözlerimi bitirirken, kongreye bildiri sunacak, panelde yer alacak konuşmacılara, delege ve izleyiciler ile katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara, Odamız adına Sempozyumun gerçekleştirilmesini sağlayan Düzenleme, Danışma ve Yürütme Kurulları ile Kongre Sekretaryasına, Samsun Şube Başkanı, Yönetim Kurulu ve çalışanlarına, Oda Yönetim Kurulu ve şahsım adına içtenlikle teşekkür ediyor, etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum.

Samsun Valisi Hasan Basri GÜZELOĞLU III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongre ve Sergisi açılış konuşması;

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk adımının atıldığı ve Karadeniz bölgesinin sanayi ticaret ve hizmet merkezi olan Samsuna hoşgeldiniz. Makine Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin Sekretaryalığında düzenlenen "3.Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi ve Kongresi"nde uluslararası bir yaklaşımla bir araya gelmiş bulunmaktan son derece mutluluk duyuyorum.

Değerli katılımcılar;

Türkiye‘de tıbbi cihaz imalatı alanında faaliyette olan 181 KOBİ den, 40 ı Samsun‘da üretim yapmaktadır. Özellikle de sektörün cerrahi el aletleri alanında ülkemiz adına Samsunda kümelenmesi Samsun‘un ulusal ve uluslar arası açılımı için önem arz etmektedir.

Dünyada Tıbbi Cihaz sektörü, toplumların sağlık bilincinin ve refah seviyesinin artışına paralel olarak başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede gelişme göstermektedir.

Uzak Doğuda; hızla kalkınan Çin, Hindistan, Avrupa‘da ise ; Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere Tıbbi Cihaz sektöründe doğru politikalar izleyerek son yıllarda ulusal ekonomilerine ciddi kazanımlar sağlamıştır. Başta Samsun olmak üzere ülkemiz, sektörün gelişimini önemsemekte ve sürecin doğru yönetilerek tüm taraflarla birlikte bilim temelinde çalışmalar yapılmasına ağırlık vermektedir. 

Bu doğrultuda birçok desteklemelerle birlikte süreç doğru kurgulanmakta ve heryıl yapılmakta olan "Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi ve Kongresi" ile de ulusal planlamaya ve paylaşıma dönüştürülmeltedir. Ar-Ge ve inovasyon odaklı bu destek ve öncelikler sektörün gelişimini tetiklemekte, katma değerini artırarak üretici ülkelere ciddi anlamda rekabet edebilirlik kazandırmaktadır.

Kalkınma, tüm kesimlerin işbirliğini ve bilgi alışverişini zorunlu kılmaktadır. Üretim temelli kalkınma kamu ve özel kesimin bilim ışığında buluşmasıyla mümkündür ve doğrudur. İşbirliği ve güç birliği için üniversite motor görevini üstlenmektedir. Gelecekte hayal olanları üniversite şuan gündemine almakta ve gerçeğe dönüştürmektedir.

Sanayi toplumu sonrası bilgi çağında hizmet ve teknolojik anlamda geçmiş deneyimler yanlış adımların atıldığının örnekleriyle doludur. İlimizin kalkınma sürecinde bu yanlış adımların atılmaması için planlı hareket edilmesi ve sektörümüzle ilgili kamu özel sivil tüm taraflarla işbirliği içerisinde olunması zarureti vardır.

Samsun İl Gelişme Planını hazırlamış ve geleceğini bu plan doğrultusunda kurgulamakta olan bir il!dir. İl gelişim planımız, yerel ulusal ve uluslararsı bakış açısının ortaya konması amaçlı Devlet Planılama Teşkilatı ile eşgüdüm içerisinde hazırlanmıştır. Burada samsun için üç gelişme ekseninden birisi olarak uzman işgücü kullanan sanayi belirlenmiştir.

Tıbbi cihazlar sektörü son yıllarda üretim ve dış ticaret potansiyelini hızla artırarak gelişimini sürdürmektedir. Yüksek teknoloji sektörleri içerisinde değerlendirilen tıbbi cihaz sektörü, son yıllardaki hızlı gelişmesine paralel olarak ürün gamında da yenilikler yapmaktadır. Yerli üretim, araştırma ve teknoloji düzeyinin henüz istenilen seviyeye ulaşmamasına rağmen sektörün yeni ürün üretim kapasitesi  gün geçtikçe gelişmektedir.

Samsunun her yanı ve yönü ile her sektörü ve kesimiyle geleceğe yönelik kalkınma stratejisinin ve kurum sorumlulukları bu planda yer almaktadır. En önemlisi bu plan ile kapasite kullanım sorgulanmakta ve önemi artmaktadır.

Samsun da sağlık sektörü olarak 4.000 i aşkın yatak kapasitesinin olması bunun yanında dal hastahanelerinin ve en önemlisi güçlü bir OMÜ hastanesinin olması sağlık alanında ilimizin önemini ortaya çıkarmaktadır. Hizmet sunumu anlamında 97 özel sağlık kuruluşumuz ilimiz adına önemli bir zenginliktir.

Bu sektör mevcut haliyle kabını aşmakta ve ihtisas tıbbi aletler sanayi bölgesiyle buluşmaya doğru gelişim göstermektedir. Bu ölçek ve önemdeki sektörün birlikteliği, dışa karşı bir ve ortak hareket ederek sinerji oluşturması amaçlı sektör üreticilerinin temsil edileceği bir sivil toplum yapısının oluşması gerekmektedir.

Sektördeki firmalarımız gayretleriyle belli ölçülerde büyüme mümkün olsada gelecekte sektörün yenilikleri üretmesi ve teknolojiye öncülük etmesi anlamında arge yapması kaçınılmazdır. Bunun için yapılmakta olan Samsun Teknopark tıbbi cihaz üreticileri için ar-ge ve inovasyon açısından fırsatlar doğuracaktır. Bu anlamda sektör burada yerini şimdiden planlamalı ve almalıdır.

Tıbbi Cihaz Sektörünün Dış Ticareti

Türk tıbbi cihaz sektörünün ihracat performansı özellikle son birkaç yılda dünyaya sunulan kaliteli ürünlerle beraber sürekli artış göstermektedir. Türkiye‘de tıbbi cihaz dış ticareti 2005 yılında 1.3 milyar dolardan 2008 yılında 2 milyar doları geçmiştir. 2008 yılı ile 2009 yılı ilk 8 aylık veriler incelendiğinde ise küresel krizin etkilerinin tıbbi cihaz sektörünü de etkilediği ancak diğer sektörlerle mukayese edildiğinde bu etkinin çok daha az olduğu mütalaa edilmektedir.

Türkiye Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi sektörünün 2008 yılı ihracatının yaklaşık % 12‘sinin Samsun‘da üretimlerini devam ettirmekte olan firmalarca gerçekleştirilmiş olması takdire şayandır.

"Ülkemizde Tıbbi Cihazların ölçü-ayar ve kalibrasyon işlemleri, yasal mevzuat ve yaşanan sorunlar ile Sektörün Sorunları" konulu kongremizin iki gün boyunca siz değerli bilim insanları, Ülkemizin bu sektörü tamamlayıcı kurumları ve sektörün imalatçılarıyla bir arada iki gün boyunca bilimsel bir platformda ele alınıyor olması ilimiz ve ülkemiz açısından önemli bir kazanımdır.

İlimizin bu kazanımlarla buluşmasına öncülük eden Makine Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin Değerli yöneticileri, üyeleri ve emeği geçen herkesi kutluyor, kongrenin yeni açılımlar ve bakış açılarına vesile olmasını diliyorum.

MMO Samsun Şube Başkanı Kadir GÜRKANGüncellenme Zamanı: 14.11.2009 15:55:42
MMO Genel Merkez Genel Sekreteri Ali Ekber ÇAKARGüncellenme Zamanı: 14.11.2009 15:56:51
Samsun Valisi Sayın Hasan Basri GÜZELOĞLUGüncellenme Zamanı: 14.11.2009 15:57:11

Samsun Şube Kaynaklı »

14.11.2009 tarihinden itibaren 2870 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI SAMSUN ŞUBE
KILIÇDEDE MAH. CUMHURİYET CAD. NO: 149 İLKADIM - SAMSUN
TEL: (+90) 362 2312750   FAKS: (+90) 362 2312751
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri