Gerçek özgürlükten ve demokrasinin ülkemizde tüm kurum ve kuruluşlarıyla yerli yerine oturtulmasının yolu her yerde ve herkes için özgürlüğü temin edecek Anayasa çalışmasını toplumun tüm örgütlü kesimleri ile birlikte yapmaktan geçmektedir. Ülkemizde temel insan hak ve özgürlüklerinin tesisi için, herkesin kendi kültür ve kimliğini özgürce ifade edebildiği, düşünme, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırıldığı ve bu özgürlüklerin devlet tarafından güvence altına alındığı köklü ve kalıcı bir düzenleme gerekmektedir. Biz herkesin kendi inancını da inançsızlığını da özgürce yaşamasından yanayız. Bunun için devlet her türden inanç, mezhep ve inançsızlık karşısında eşit mesafede durmalıdır. Tek bir mezhebin sözcüsü konumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı gözden geçirilmelidir, tüm inanç kesimlerinin talepleri karşılanmalı, zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Diğer yandan türban Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın da ifade ettiği üzere ‘bir ideolojik simge‘ haline gelmiştir. Burada görülmesi gereken gerçek, türbanın bir ideolojik simge olarak aynı zamanda kendisinin de baskı unsuru haline geldiğidir. 12 Eylül sonrası Türk-İslam sentezi ekseninde şekillendirilen toplumsal yapı, cemaat ağları ve AKP‘ye yaslanarak gelişen muhafazakârlaşma dalgası, ‘mahalle baskısı‘ olarak da tanımlanan bir baskıyı da gündeme getirmektedir. Böylesi bir gerçeklik içerisinde ‘türbanı‘ diğer tüm sorunlardan, alanlardan ve bağlantılardan kopartarak, ‘özgürlük‘ olarak sunmak tam anlamıyla bir yanıltmadır. Bu tasarı, gündeme geldiği günden beri toplumda bir ayrışma ve çatışma potansiyeli açığa çıkarmıştır. AKP ve MHP‘yi uyarıyoruz, bu tasarı ve dayatma politikasından derhal vazgeçin. Bir kez daha, özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve demokratik Anayasa çağrımızı yineliyoruz. Bu ülkenin bütün sorunlarına özgürlükten, demokrasiden ve emekten yana çözümler getirmek konusunda tarafız, bu yönde bugüne kadar yürüttüğümüz insan haklarında, özgürlükçü çoğulcu demokrasiden barıştan yana mücadelemizi emek ve demokrasi güçlerimizle birlikte bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu gün emek ve demokrasi güçlerine düşen görev, AKP ve MHP‘nin bu örtüsünü yırtmak, toplumun tüm kesimleri için özgürlüğü ve demokrasiyi savunmaktır. Bizler, emekten, özgürlükten, adaletten, eşitlikten, demokrasiden, laiklikten, bir arada kardeşçe yaşamdan yana olan herkesi şimdi yan yana durmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu |