ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

05 Mayıs 2024 Pazar    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ KONYA'DA YAPILDI III. MAKİNA TASARIM VE İMALAT TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ KONYA'DA YAPILDI

    Yayına Giriş Tarihi: 01.09.2008  Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 16:08:40  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 16:09:33

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından 16-17 Eylül 2005 tarihlerinde Konya’da düzenlenen “III. Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongresi” Konya Şube Başkanı Mete KALYONCU, Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Ali ÜNÜVAR, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Şefik BİLİR, Konya Milletvekili Hasan ANGI, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir AKYÜREK ve Konya Valisi Ahmet KAYHAN’ın yaptığı açılış konuşmalarıyla başladı.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından 16-17 Eylül 2005 tarihlerinde Konya‘da düzenlenen "III. Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongresi" Konya Şube Başkanı Mete KALYONCU, Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Ali ÜNÜVAR, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Şefik BİLİR, Konya Milletvekili Hasan ANGI, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir AKYÜREK ve Konya Valisi Ahmet KAYHAN‘ın yaptığı açılış konuşmalarıyla başladı.
Kongre kamu kurum müdürleri, meslek odaları ve dernek başkanları ve 452 kişilik akademisyen ve delegenin katılımıyla yapıldı.

III. Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongresi‘nin açılış konuşmasını yapan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, 2003 Sanayi Kongresi‘ne sunulan ve konusunda ülkemizdeki en kapsamlı çalışmalardan biri olan "Makina İmalat Sanayii Sektör Araştırması"nın güncelleme çalışmalarının Oda çalışma gruplarınca sürdürüldüğünü ve raporun Aralık ayında yapılacak olan 2005 Sanayi Kongresi‘nde kamuoyuna sunulacağını belirti.

Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘ın kongre açış konuşması yazının devamındadır.

 

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘IN
"Makina Tasarımı ve İmalat Teknolojileri Kongresi"ni
Açış Konuşması

 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından 16-17 Eylül 2005 tarihlerinde Konya‘da düzenlenen III. Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongresi‘nin açılış konuşmasını yapan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, 2003 Sanayi Kongresi‘ne sunulan ve konusunda ülkemizdeki en kapsamlı çalışmalardan biri olan "Makina İmalat Sanayii Sektör Araştırması"nın güncelleme çalışmalarının Oda çalışma gruplarınca sürdürüldüğünü ve raporun Aralık ayında yapılacak olan 2005 Sanayi Kongresi‘nde kamuoyuna sunulacağını belirti.

Oda Başkanı, makine imalat sanayinin gelişmesi ve küreselleşme sürecinin sektöre etkilerine ilişkin şu saptamalarla sözlerine devam etti:
"Makina imalat sanayii, tüm sanayi sektörlerine yatırım malı (makina, donanım, alet, takım, tertibat) veren bir mühendislik sektörüdür. Türkiye‘de makina imalat sanayii maalesef kararlı bir gelişme çizgisi göstermemiştir. Sanayi politikalarının olmaması, ekonomik krizler, tutarsız ihracat politikaları, yatırım malları ithalatında korumacılık faktörüne öncelik verilmemesi ve yatırımlarda sektöre öncelik tanınmaması bunun başlıca nedenleridir. Özgün ürün yaratabilmek ise sektörün hedeflerinin başında yer almaktadır."

Sektörde, Gümrük Birliği sürecinin ve ekonomik krizlerin olumsuz koşullarına karşın belirli bir büyüme ve katma değer artışı gözlenmektedir. Öncelikle bazı alt sektörlerin ihracatı hızla artmıştır. Kesici alet, bıçak ve takımlar, takım tezgahı ve makina imalatında aparat, yedek parça ve takımlar, özel bazı makina imalatları, sıvı pompa, kompresör ve vanalar gibi ürün grupları önemli bir dışa açılma başarısı göstermiştir. Ancak rekabet gücünü sağlayan bir takım faktörler (makina direktifleri, CE belgeleri, akreditasyonu gerektiren belgeleme vs.) henüz yetersiz olup, göstergeler sektörün rekabet gücü kazanamadığını göstermektedir.

"Küreselleşmenin özellikle ulusal sanayiler üzerinde önemli olumsuz etkileri ve yıkıcı sonuçlara yol açan tahribatları bulunmaktadır. Sanayide küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ‘ler) giderek tekelleşen büyük firmaların ve yabancı çok uluslu şirketlerin boyunduruğu altına girmektedir. Bu işletmeler fason üretimle dünya pazarlarına düşük kâr marjıyla çalışarak imalat yapmaktadır. Bazıları ise ulusal pazarda dahi başarıya ulaşmak şansına sahip olamamaktadır.
Tüm sanayi sektörlerinde konvansiyonel imalatla var olabilme veya ayakta kalabilme savaşı giderek daha düşük paya veya daha az katma değerle yetinmeye dönüşmektedir. Makina imalat sanayi gibi mühendislik hizmetinin en yoğun olduğu sektörde küreselleşmenin getirdiği sorunlar büyümekte, KOBİ niteliğindeki firmalar bu girdapta üretimlerini durdurmakta veya büyük firmaların isteklerine tabi olmaktadırlar.

Sanayi Odaları tarafından açıklanan en büyük 500 firma ile onu izleyen KOBİ niteliğindeki 500 firma arasında önemli farklılıklar görülmektedir. Her iki grubun mukayesesinde ciro, kârlılık, yapılan yatırım ve istihdam faktörleri ele alındığında iki grup arasındaki farkın küçükler aleyhine döndüğü belirlenmektedir. Küresel rekabet, konvansiyonel üretimde küçük sanayi için yok olma rekabetine dönüşmüştür."

KORAMAZ sözlerine devamla, mühendislik hizmetleri, tasarım, AR-GE çalışmaları ve özgün ürün yaratmanın, sektördeki yer ve önemi ile makina imalat sanayinin gelişimi için önceliklerin belirlenmesine yönelik olarak da şunları söyledi:
"Bu rekabette AR-GE çalışmaları büyük önem kazanmaktadır. AR-GE sonucu tasarım yapamayan, bir diğer anlamda özgün ürün ortaya koyamayan firmalar rekabet edemez duruma gelecek ve pazardan çekilecektir. Dolayısıyla özgün ürün zorunlu bir rekabet önceliği getirmektedir. Özgün ürünün yaratacağı farklılıkla maliyet, kalite ve ölçek optimizazyonu sağlanabilecektir. Özgün ürün yaratmanın yolu da AR-GE alt yapısını oluşturmaktan ve tasarıma giden süreçte mühendislik hizmetini yetkinleştirmekten geçmektedir.
"Ekonominin gereksinmelerini dikkate alan bir mesleki ve teknik eğitim sistemi, işletmelerin aradığı nitelikli işgücünü ortaya koyacağı gibi, istihdamın sektörler arasındaki optimal dengesini de sağlayacaktır. Türkiye‘de halen nüfusun % 41,2‘si tarımda, % 23,1‘i sanayide ve % 35,7‘si de hizmet sektöründe istihdam edilmektedir. Sanayi toplumu olabilmek için sanayide yatırımların artırılması, yüksek katma değer yaratan sanayi sektörlerine öncelik verilmesi ve öncelikli teknoloji alanlarının seçilmesi zorunludur. Sanayi toplam GSMH‘den daha fazla pay almalı ve ekonominin itici ve öncü sektörü halime gelmelidir. AB ülkeleri gelişme dengesinin yakalanması için önümüzdeki 5 yıl içinde sanayide en az 2,5-3 milyon kişiye yeni istihdam alanı açılmalıdır.

Sanayiye yatırım yapılması ile işsizlik oranının düşürülmesi yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda daha yüksek katma değerin oluşturulması ve imalat sanayiinin öncelikli sektörlerinin desteklenmesi zorunludur. Yani AR-GE‘ye ayrılan payın yükseltilmesi, yeni ürün tasarımlarının yapılması ve özgün ürünün tekno ekonomik kapasitedeki tesislerde imal edilmesi gerekmektedir."
KORAMAZ, makina imalat sanayiinin gelişimi ile eğitim ve mühendislik sorunları arasındaki bağı ise, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak şöyle kurdu:
"Üniversitelerde teknolojik gelişmeyi hızlandıracak, AR-GE alt yapısını oluşturup yetkin hale getirecek, makina sektörüne nitelikli mühendis, tasarımcı verecek eğitim programlarının uygulanması bu bağlamda gündemin birinci maddesindedir. AB ülkelerinin kişi başına yeni teknoloji yatırımı ortalaması 118 ABD doları iken, Türkiye‘de bu değer 22 ABD dolarıdır. Bu bedele teknolojinin tüm alt yapısı, araç gereç insan ve dökümantasyon girmektedir.

Eğitim sisteminin teknoloji adaptasyonu ile örtüşmesi, söz konusu iş gücünün teknolojiye uyumunu da getirecektir. Finlandiya‘da GSMH‘den eğitime yapılan harcama %7.3, İspanya‘da % 5.3 iken bu rakam Türkiye‘de % 2.1‘dir. Ülkelerin eğitim harcamaları ile sanayi ürünlerinin rekabeti arasındaki korelasyon katsayısı oldukça yüksek olup, eğitime yapılan harcama arttıkça küresel rekabete karşı sanayinin korunabilme ve rekabet edebilme olasılığı da artmaktadır."
KORAMAZ, konuya ilişkin makro politikaların belirlenmesine ilişkin olarak da şu gerekliliklere dikkat çekti:
"Küreselleşme süreç ve politikalarının ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel vb. tüm düzlemlerde yıkım ve tahribatlarına karşı durabilmek için öncelikle, ülkemiz stratejik ön görüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde kendi ulusal politikalarını oluşturmalıdır. Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli ve bunu ülke ölçeğinde toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla ulusal bir strateji belirlenmelidir.
Devletin ekonomide yönlendiriciliği artırılmalıdır. IMF, Dünya Bankası, DTÖ gibi finans kuruluşlarının yönlendiriciliği ile ardarda çıkarılan yasalarla ve özelleştirme uygulamalarıyla, sanayi tesislerimizin, kamusal varlıklarımızın, madenlerimizin yağmalanmasına son verilmelidir.

Yabancı yatırımlara ulusal kalkınma stratejilerimize uygunluğu, ülke halkının refahının yükseltilmesi, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, teknolojik gelişimimize katkısı temel alınarak izin verilmelidir.
ARGE çalışmalarına, eğitime ulusal gelirlerimizden ayırdığımız kaynaklar artırılmalı, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılmalıdır.
Ülkemizin kalkınma stratejileri ulusal bilim, teknoloji, yenilenme politikaları temellerine oturtulmalıdır. Böylesi bir stratejide yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmelidir."

Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 16:10:24

Tüm »

01.09.2008 tarihinden itibaren 2286 defa okunmuştur.

 
SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri