ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

15 Mayıs 2024 Çarşamba    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 "MERKEZİ ISITMA VE SIHHİ SICAK SU SİSTEMLERİNDE ISINMA VE SIHHİ SICAK SU GİDERLERİNİN PAYLAŞTIRILMASI YÖNETMELİĞİ VE TESİSAT UYGULAMALARI" KONULU SEMİNER ANKARA ŞUBESİ TOPLANTI SALONUNDA YAPILDI. BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TESİSAT DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Yayına Giriş Tarihi: 10.11.2008  Güncellenme Zamanı: 13.11.2008 11:42:40  Yayınlayan Birim: İSTANBUL ŞUBE  
 

TMMOB, Mart 2009'da İstanbul'da Toplanacak "Dünya Alternatif Su Forumu"nda Da Sözünü Söyleyecek

Mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek olup; TMMOB, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütüdür. Biz bir yandan üyelerimizin haklarının elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çalışmalarda bulunurken, bir yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Meslek alanlarımız üzerinden Türkiye gerçeklerini ortaya koyuyoruz, üyelerimizin bilimsel temele dayanan çalışmalarını, bilim insanlarının çalışmaları ile birleştiriyor, örgütümüzün deneyimlerinin süzgecinden geçiriyoruz. Bu şekilde ülkenin sorunlarını tespit ediyor, çözüm önerilerini sunuyoruz.

Birliğimiz ve bağlı Odalarımızın ilgi alanına giren önemli konulardan birisi, "su"dur. Sekretaryalığını Birliğimiz adına İnşaat Mühendisleri Odamızın yürüttüğü TMMOB Su Politikaları Kongresinin ilkini Mart 2006, ikincisini Mart 2008 tarihlerinde Ankara‘da gerçekleştirdik. 2006 Mart ayındaki Su Politikaları Kongremiz ile aynı tarihlerde Meksika‘da 4. Dünya Su Forumu düzenlenmişti. Dünya Su Konseyi‘nce düzenlenen bu forumun 5‘incisi 2009 Mart‘ında İstanbul‘da yapılacak. 2008 Mart‘ında düzenlediğimiz ikinci Su Politikaları Kongremiz, 2009 yılında İstanbul‘da dünyanın her tarafından gelecek dostlarımızla gerçekleştireceğimiz alternatif su forumunun başlangıcı olarak algılanmalıdır. Bu kapsamda Kongrelerimizin Sonuç Bildirilerinden birkaç saptamayı paylaşmak isterim.

"Kamu hizmeti olarak tanımlanan su, yaşamın vazgeçilmez unsuru ve yerine bir başka şeyin ikame edilemeyeceği bir doğal kaynaktır... Her insan, sağlıklı ve güvenilir suya erişme hakkına sahip olmalıdır... Su gibi toplumsal bir değerin, hayatın vazgeçilmez unsurunun, küresel su şirketlerinin kâr hesaplarının insafına, gelişmiş kapitalist ülkeler arasındaki egemenlik çekişmesine terk edilmesi düşünülemez... Öncelikle suya erişmenin bir insan hakkı olduğu kabul edilmeli ve suyun kamu yararı ilkesi doğrultusunda ve kar gözetilmeden olabildiğince ucuz olarak yurttaşın kullanımına sunulması sağlanmalıdır. Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için su yönetiminin kurumsal yapısının oluşturulmasında bu hizmetin bir kamu hizmeti olduğu ve kamu yararı anlayışı ile ulusal çıkarlarımız gözetilerek ele alınması gerektiği mutlaka dikkate alınmalıdır... 4. Dünya Su Forumu‘nun Meksika‘da yapılması bir tesadüf değilse, 5. Dünya Su Forumu‘nun da İstanbul‘da yapılmasını bir tesadüf olarak görmemek gerekir. Başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere, tüm yoksul ülkelerin, suyun özelleştirme sürecinde model ülkeler olarak görüldüğü açıktır. Meksika ve İstanbul toplantılarını bu kapsamda değerlendirmek, Su Forumu‘nun hazırlık sürecinde özellikle sudaki özelleştirme girişimlerine dikkat çekmek gerekmektedir..."

Kendisini "Dünya su güvenliği için çok yönlü uluslararası bir ortaklık" olarak tanımlayan "Dünya Su Konseyi" 300 üyeli uluslararası bir kuruluştur. Ana programının oluşmasında su sanayi diye anılan çokuluslu şirketler ile Dünya Bankası‘nın görüşleri ağır basar. Su sorununu neoliberal dünya görüşüne göre algılayan Dünya Su Konseyi‘nin temel çözüm önerisi şudur: "Gelişmemiş ülkelerde kentlerdeki yüksek nüfus artışı su kaynakları üzerinde aşırı baskı getirmekte, su sunumunda kıtlık yaratmaktadır. Maliyetinin altında, yapay olarak düşük fiyatlandırıldığı için su tüketiminde israf olmaktadır. Devlet ve yerel yönetimler, düşük yatırım, popülizm ve yolsuzluk nedenleriyle bu işi becerememektedirler. Güvenli su üretimi, dağıtımı için özel sektörü, bu işe ortak yapmak, açıkçası bu işlevleri özelleştirmek gerekir."

Neoliberalizmin bu basit önermesi öncelikle Latin Amerika ülkelerinde hayata geçirilmeye çalışıldı. Dünya Bankası kredilerinde ve IMF anlaşmalarında ön koşul olarak öne sürülen sudaki özelleştirmeler Latin Amerika halklarının direnmesiyle karşılaştı ve iflas etti. Latin Amerika halklarının çokuluslu su şirketlerine başlattığı bu savaş sırasında Meksika‘da forumun toplanması tesadüf değildi. Özelleştirilmiş su sistemlerinin bilânçosu, bu konuda 15 yıllık deneyimi olan Meksika‘da çıkartılmak isteniyordu. Meksika deneyimi kamu çıkarı değil kar peşinde koşan çok uluslu şirketlerin su tüketim tarifelerini çarpıcı oranlarda yükseltmeleri ile başlamış, faturaları ödeyemeyen yoksulların sularının kesilmesi, sözleşmelerde yazılan yatırımların yapılmaması ile devam ederek temiz sudan yoksun insanların sayısının daha da artmasına neden olmuştur. Bu sorunlarla yaşayan Meksikalılar ülkelerinde yapılan 4. Dünya Su Forumu‘nu protesto etmişler ve tüm dünyaya ‘‘sudan yararlanmak bir insan hakkıdır‘‘ diyerek seslenmişlerdi.

Su, sınırlı bir doğal kaynak olmasının yanı sıra, ekonomik ve sosyal değeri olan stratejik bir kaynaktır. Küresel ısınma ve su kaynaklarındaki azalma, suyun, petrol gibi uluslararası ilişkilerde diplomatik bir konu ve üzerine savaş senaryolarının oluşturulduğu bir kaynak durumuna gelmesine yol açmıştır. Türkiye, bulunduğu coğrafya ve sınır aşan akarsuları Fırat ve Dicle nedeniyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Türkiye, Fırat ve Dicle‘nin su potansiyelini, komşu ülkeler Irak ve Suriye ile bir çözüme kavuşturulamaması nedeniyle tam olarak değerlendirememektedir. Şu anda Irak‘ın ABD işgali altında olması ve Irak‘ta nasıl bir yapılanma oluşacağı belli olmadığı için kısa vadede bir çözüm bulunması beklenmiyor. Bu aşamada atılacak bir adımda, muhatabın Irak mı yoksa ABD mi olacağı bile tartışmalıdır. Ayrıca, bu süreçte, ABD‘nin İsrail odaklı yürüttüğü "Büyük Ortadoğu Projesi" kapsamında suyun da yer alacağı unutulmamalıdır. Fırat ve Dicle‘nin, Türkiye‘nin AB ile ilişkilerinde de tartışılan konulardan biri olarak masada durması da dikkat çekicidir. AB‘ye 15-20 yıllık dönemde üye olabilecek Türkiye için, Fırat ve Dicle nehirlerinin İsrail ve komşuları ile ortak yönetimi konusunda, şimdiden önlem alması yönünde çağrı yapılması dikkatlice irdelenmelidir.

Stratejik öneminin yanı sıra, Dünya genelinde suyu bir meta ve kar amaçlı ticari bir unsur olarak değerlendirmeye yönelik girişimlerin Türkiye‘yi de etkileyeceği açıktır. Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların, Türkiye‘nin içinde bulunduğu mali durumu da kullanarak, baskı yapacağı dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Böyle bir ortamda, özelleştirilecek ve üzerine kar eklenecek bir su ücreti, halkın bu temel hakka ulaşmasını güçleştirecektir. Bu alanda, Türkiye‘nin ekonomik sorunları gerekçe gösterilerek gündeme getirilecek özelleştirme uygulamalarına geçit verilmemelidir. Bu süreçte, kuraklık, küresel ısınma ve iklim değişikliği toz dumanı içerisinde, halkın aleyhine olabilecek düzenlemelerden uzak durulmalıdır. "Acil çözümler değil, kamu yararına yönelik akılcı çözümler" üretilmelidir.

TMMOB Yönetim Kurulu, 40. Dönem Çalışma Programı‘nın sunuş kısmında; "Ülkemizin su kaynakları hızlı nüfus artışı, çarpık sanayileşme ve endüstriyel tarım ile kirlilik unsurlarının baskıları altındadır. Havzalarımız kurumsal, yasal, yönetsel ve sosyo-ekonomik unsurlar ile birlikte, planlama/karar verme sürecinden uzak bir anlayış ile piyasalaştırılmaya çalışılmaktadır. Esas olarak bugün çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye‘de de yaşanan su sorunlarının temelinde yanlış ve eksik yönetim ve politikalar yatmaktadır" tespitlerini yaparak, mücadele alanlarını şöyle belirlemiştir: "Dünya Bankası‘nın baskıları ile suyun özelleştirilmesine karşı çıkılması, suyun, özellikle temiz suyun bir hak olduğunun vurgulanması; Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin yanında, sulamada ve sanayide aşırı su tüketimi, kaçak yeraltısuyu kullanımı, çarpık kentleşme, şehir şebekelerindeki kayıp ve kaçaklar, evsel ve endüstriyel atıklarla suların kirletilmesi gibi su kaynaklarının yok edilmesine ve kirletilmesine neden olan uygulamalara karşı çıkılması; Su ve suya bağlı hizmetlerde çevre ve insan esas alınarak suyun mülkiyeti ve hizmetlerinin kamuda kalmasının sağlanması amacı ile 2009 yılında yapılacak Alternatif Dünya Su Forumu çalışmalarına katkı sağlanması."

Bu kapsamda kurduğumuz TMMOB Su Çalışma Grubu, 5. Dünya Su Forumu‘na alternatif olacak gerçekçi görüşlerin ortaya konması için gerekli çalışmaları yapmaktadır.

Uzunca uğraşılar sonrası emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler, dernek ve platformdan oluşan 38 kurum, 2009 Mart‘ında İstanbul‘da düzenlenecek Dünya Su Forumu‘na karşı bir araya gelerek, Dünya Alternatif Su Forumu‘nu İstanbul‘da toplamak üzere "Suyun Ticarileştirilmesine Hayır" platformunu oluşturduk. TMMOB‘nin görüşleri, Su Çalışma Grubumuzca oluşturularak Dünya Alternatif Su Forumu‘nda aktarılacaktır.

Bizler, Mart 2009 tarihinde İstanbul‘da düzenlenecek 5. Dünya Su Forumu sırasında 4. Dünya Su Forumu‘nda tüm dünyaya seslenen Meksikalıların seslerini çoğaltacağız. Ülkemizi laboratuar gibi kullanıp, özel sektöre dayalı su sistemlerini ülkemize dayatmaya çalışanlara, alternatif etkinliklerle cevap vereceğiz.

TMMOB, suya erişmenin bir insan hakkı olduğunun unutulmadığı, suyun korunduğu, geliştirildiği ve insanlık için kullanıldığı bir dünyada insanların bir arada, kardeşçe ve özgürce yaşamalarını istemektedir. Bu ortak çalışmamızın da buna hizmet etmesini dileriz.


Mehmet SOĞANCI
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı

İstanbul Şube Kaynaklı Basın Açıklamaları »

10.11.2008 tarihinden itibaren 3016 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
KATİP MUSTAFA ÇELEBİ MAH. İPEK SK. NO:9 34433 BEYOĞLU - İSTANBUL
TEL: (+90) 212 2529500 Dahili: 01   FAKS: (+90) 212 2498674
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri