KATLİAMLARI DURDURALIM. SORUMLULARI UNUTMAYALIM. BİR DÜĞÜNÜ KATLİAMA ÇEVİRMENİN DİNİ, SİYASİ VEYA İDEOLOJİK HİÇBİR AMACI ve AÇIKLAMASI OLAMAZ. Dün Antep`te, Siirt Pervarili bir ailenin düğününde, IŞİD`in canlı bombalı saldırısı sonucu, şu ana dek, 50`nin üzerinde yurttaşımız yaşamını yitirdiği, 34`ü ağır olmak üzere 100`ün üzerinde yurttaşımızın ise yaralandığı tespit edildi. Başta yaşamını yitirenler yurttaşlarımızın aileleri olmak üzere tüm halklarımıza başsağlığı; yaralılarımıza şifalar diliyoruz. Bu saldırı, Türkiye barışına yapılmış bir saldırıdır. Alçakça yapılan bu saldırıyı lanetliyoruz. Başımız sağ olsun. 15 Temmuz Askeri darbe girişimi, Suruç katliamından bu yana, her geçen gün artan baskı ve belirsizlik ortamını derinleştirmiştir. İçinden geçtiğimiz günler, Türkiye`nin demokratik bir toplumsal yapıya mı, yoksa zaten yetersiz olan demokratik yapılaşmayı tümüyle ortadan kaldırıldığı ağır bir baskı rejimine mi yöneleceği konusunda belirleyici olacak. Darbe girişimi gerekçe yapılarak ilan edilen olağanüstü hal, bir sivil sıkı yönetim uygulamasına dönüşmektedir. Bu sürecin yoğun hak ihlalleri yaşanarak sürdürüldüğü, uygulamalardan ve basına da yansıyan bilgilerden görülmektedir. Olağanüstü hal koşulları altında Türkiye`nin var olan ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlarının çözümünün mümkün olmadığı da açıktır. IŞİD topraklarımızda ilk canlı bombalı saldırısını 13 ay önce Suruç`ta gençlere yapmıştı. Suruç`ta sosyalistleri, Ankara`da emek ve demokrasi güçlerini, İstanbul`da yabancı turistleri hedef alan IŞİD, artık düğünlere bile saldırmaya başlamıştır. Yapılan bu saldırı, diğer saldırılarda olduğu gibi göz göre göre gelmiştir. IŞİD`çiler için hazırlanan bir iddianamede, bir IŞİD üyesinin, bir üst kademedeki IŞİD`çiden, Antep`teki düğünlere saldırmak için izin istemiştir. IŞİD, hedef göstere göstere saldırmış, yetkililer en ufak bir önlem dahi almamıştır. IŞİD`çi, cihatçı grupları ülkemize sokan, besleyen, destekleyen, görmezlikten gelenler bellidir. Başta Hatay ve Antep olmak üzere Türkiye`nin bu çetelere karargah yapılmasına göz yumanlar.Suriye sınırını bu katillere açanlar, onlara silah verenler bu katliamın sorumluluğuna ortaktırlar. Emperyalistlerin Suriye`deki çıkarlarına maşa olan, ‘Yeni Osmanlıcılık` adı altında, Suriye`de çıkar peşinde koşan zihniyetin: Suriye`yi ve Türkiye`yi getirdiği yer ortadadır. Katliamların, ardı arkası kesilmemektedir. Ülkemizde toplumsal barışın ve kardeşliğin sağlanması, ölüm, kan ve şiddetle değil, temel hak ve özgürlüklere güvence altına alındığı bir toplumsal yapının oluşturulmasında aranmalıdır. Bu amaca hizmet etmeyen her tür düzenleme, eylem ve işlem, Türkiye`nin daha karanlık bir geleceğe sürüklenmesi için yola döşenen taşlar niteliğini taşıyacaktır. Şimdiye kadar uygulanan politiklarla, sıkıyönetime dönüştürülen OHAL ile ülkemizin sürüklendiği uçurumdan döndürmesinin şansı kalmamıştır. AKP, Türkiye`yi iç savaşa sürüklemektedir. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, demokratik bir toplumsal dönüşümü sağlayacak adımların hızla atılmasını ve bu yöndeki gelişmelere herkesin katkıda bulunma çağrısı yapıyoruz. Gerçek anlamda bir demokratik toplumsal yapının uzlaşma ile oluşturulması ve toplumun barış ve güvenlik içinde yaşamasının sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam edeceğiz. Gözlerimizin önünde insanlığın, ülkemizin katledilmesine seyirci kalmayacağız. Katliamları lanetliyoruz. DİSK ANKARA BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ KESK - ANKARA ŞUBELER PLATFORMU TMMOB – ANKARA IKK TTB – ANKARA TABİP ODASI |
Hakkımızda
GAZİANTEP SALDIRISI ANKARA`DA PROTESTO EDİLDİ
