16 Nisan Çarşamba günü Adana‘da bir patlama meydana geldi. 8 yaşında bir çocuğun yandığı ve para ödenmediği için özel bir sağlık kuruluşunda rehin tutulduğu olayın ardından yaşananları hep beraber yerel ve ulusal basından izledik. İşin medyatik boyutunu ve siyasi istismarını incelemek üzere en sona bırakmak kaydıyla, üzülerek söylemek durumundayız ki bu olay sorunlarımızın iç içe geçmişliğini gösteren acı bir örnek oldu. Bu olayda, Türkiye‘yi 10 yıllardır yöneten, akıldışı, plansız, insana hiç bir değer vermeyen, neo-liberal zihniyetin insanımızı getirdiği uçurumun eşiği her yönüyle görülebiliyor. Göç sonucu yerinden yurdundan olmuş, büyük kentlerin varoşlarına sürüklenmiş insanlar, Bu insanların yaşamak için yaptıkları evlerden oluşan imarsız iskânsız kaçak yapılardan oluşan sokaklar, mahalleler, Bu mahallelerde, sokak aralarında, evlerin altında ruhsatsız, kaçak işyeri açan insanlar, Mahalle içi ara sokaklarda, konutların altında, bu tip akıldışı, yasadışı işyerlerini seçim, siyaset, oy vb. kaygılarla görmezden gelen seçilmiş yerel yöneticiler , Yine konutların alt katında işyeri açılmasının normal olduğunu, müteahhitlerin ancak bundan para kazanabileceğini söyleyen ve Adana halkını buna inandırmak için çırpınan seçilmiş başka yerel yöneticiler, Görevleri bunu denetlemek iken bu görevini yerine getirmeyen, getiremeyen devlet yetkilileri, Aynı işyerinde 45 kg‘lık sanayi tüplerini 2 kglık piknik tüplerine kaçak olarak dolduran ve bunu pazarlamaya kalkan, para uğruna hem mahalle halkının, hem kaçak tüp kullanıcılarının hem de oğlunun canını tehlikeye atan ama sonra mağduru oynayan korsan işyeri sahibi, Bu işyerinde çocuk işçi olarak çalışan işyeri sahibinin oğlu olan 8 yaşındaki çocuk, Kaza sonrası yaralıların götürüldüğü özel sağlık kuruluşunda para ödenmediği için yaralıların rehin tutulması, İşte Neo-liberal zihniyetin Türkiye‘yi getirdiği nokta. Tam da bu büyük saldırının, 24 Ocak 1980‘den beri süren, 28 yıllık kesintisiz neo-liberal iktidarın son uzantısı olan AKP hükümeti utanır derken; Özel sağlık kuruluşu‘nun kapatılması için talimat verilmesi ve medyanın "Başbakan tatilini yarıda kesti, mağdurlara sahip çıkıp, hastaneyi kapattı" manşetlerini atması, Utanılması, yerin dibine girilmesi gerekilen bir noktada, yağ gibi yüzeye çıkan bir yüzsüzlük vakası ile karşı karşıyayız. Ancak bunlar hepimizin bildiği, alışıldık olaylar haline geldi. Özel sağlık kuruluşu‘nun kapatılması talimatı ne zaman verildi? Milyonlarca emekçiyi, yoksulu sarsacak SSGSS yasasının kabul edildiği gece yarısının sabahı. 1999‘da "Mezarda Emeklilik Yasası" ne zaman kabul edildi? 17 Ağustos 1999 gecesi, Körfez Depreminde 60.000 insan enkaz altında can çekişirken. O zamanki hükümetin adı başka idi bu hükümetin adı başka ama soyadları aynı, uyguladıkları politikalar aynı, söz konusu emekçilerin hakları olunca göz boyama, aldatmaca, bölme ve parçalama, göz korkutma, baskı, şiddet, her taktik mubah sayılıyor. 28 yıllık neo-liberal hükümetlerin yaptığı hiçbir şeyi unutmayacağız. Hepimiz yaşadığımız her şeyi, hem kişisel hem de kurumsal tarihimize not düşüyoruz. 1 Mayıs 2008‘in SSGSS‘ye karşı verilen mücadelenin yeni bir aşaması olması dileği ile hepinizi selamlıyorum. MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin ATICI |
Hakkımızda
19 NİSAN SSGSS PANELİ AÇILIŞ KONUŞMASI
