Bilindiği üzere 1970 yılında, çalışma yaşamı ve sendikal mevzuatı düzenleyen 274 sayılı İş Yasası ve 275 sayılı Sendikalar Yasasında değişiklik öngören yasa tasarısı ile DİSK ve temel işçi hakları tasfiye edilmeye çalışılmış, buna karşı büyük bir işçi direnişi yaşanmıştı. 15–16 Haziran 1970 tarihlerinde 168 fabrikadan 150 bin işçinin gerçekleştirdiği direnişe şiddetle müdahale edilmesi sonucu 3 işçi ölmüş, 200`den fazla işçi yaralanmış, sıkıyönetim ilan edilmiş, yüzlerce sendikacı 12 Mart mahkemelerinde yargılanmış, olayların ardından 5 bini aşkın işçi işten atılmıştı. İki yıl sonra Anayasa Mahkemesi söz konusu değişiklikleri iptal etmiş ancak 12 Mart döneminde sermaye çıkarları doğrultusunda yeterince düzenlenemeyen çalışma yaşamı, 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının gerektirdiği 12 Eylül düzeni ile çalışanların aleyhine biçimlendirilmişti. 12 Eylül`ün devamı niteliğindeki AKP iktidarı döneminde de, 2003 yılındaki İş Yasası değişikliği ile başlayan ve "torba yasa"larla süren birçok değişiklik yapılmıştır. Böylece taşeronlaştırma ve esnek, güvencesiz istihdam biçimleri yaygınlaşmış, işçi sağlığı, iş güvenliği hizmetleri piyasaya açılmış, serbestleştirme, kuralsızlaştırma doğrultusunda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bugün Türkiye, 15-16 Haziran`ın 43. yıldönümüne bir halk direnişi ile girmektedir. Bilindiği üzere AKP iktidarı gerici, dinci ideolojisi eşliğinde bütün ülkeyi sömürü ve rant alanı haline dönüştürmektedir. Emek, demokrasi, cumhuriyet, laiklik değer ve kazanımlarına yönelik çok yönlü ve sistemli saldırılara karşı gösterilen meşru halk tepkileri son 18 günde faşist yöntemlerle bastırılmaya çalışılmıştır. Bu iktidar döneminde giderek artan sömürüye, rant ve talan politikaları ile gerici uygulamalara ve bu politikaların koruyucusu olan polis zulmüne karşı birikmiş tepkiler en son Taksim Gezi Parkı direnişine yol açmıştır. Bütün ülkeye yayılan direnişe karşı devlet merkezli şiddet dalgasına halk boyun eğmeyip, alanlara, mahallelere, sokaklarına çıkarak, tenceresiyle, tavasıyla, birleşik protestolarıyla AKP faşizmine dur demiştir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), 15–16 Haziran`ın yıldönümünde sermayenin emek sömürüsü ve azami kâr hırsının yol açtığı toplumsal ve ekolojik sonuçlara karşı mücadelenin toplumsal meşruiyetine inanmakta ve 43 yıl önceki işçi direnişi ile 31 Mayıs`tan beri bütün Türkiye`ye yayılan Halk Direnişini selamlamaktadır. Halkımızın mücadelesi, Türkiye`nin neo liberal politikaların tamamen dışında bağımsız, eşitlikçi, kalkınmacı, sanayileşmeci, üretim ve istihdamdan yana bir yönelime girmesiyle zafere ulaşacak, Odamız mesleki toplumsal sorumlulukları, ülke ve halk çıkarları gereği her zaman bu seçeneğin yanında olacaktır. Ali Ekber Çakar TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı |