ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

06 Mayıs 2024 Pazartesi    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 ÖLÇÜMBİLİM KONGRESİ YAPILDI VI. ULUSAL ÖLÇÜMBİLİM KONGRESİ YAPILDI

    Yayına Giriş Tarihi: 01.09.2008  Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 15:40:55  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Makina Mühendisleri Odası tarafından altıncısı düzenlenen Ulusal ÖlçümBilim Kongresi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Meşelik Kampüsü-Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonunda yapıldı.

Makina Mühendisleri Odası tarafından altıncısı düzenlenen Ulusal ÖlçümBilim Kongresi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Meşelik Kampüsü-Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonunda yapıldı.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, "VI. Ulusal ÖlçümBilim kongresi"nin açılışında yaptığı konuşmada, Oda çalışmaları ve bu dönemki kongre, kurultay, sempozyumlara ilişkin bilgiler verdikten sonra, "Aralık ayı ortalarına kadar sürecek olan bu etkinliklerin sonuçları, 1960‘lardan beri bağımsız, sanayileşen ve demokratik bir Türkiye özlemiyle TMMOB adına iki yılda bir düzenlediğimiz ve bu dönem 16-17 Aralık 2005 tarihinde Ankara‘da düzenleyeceğimiz TMMOB Sanayi Kongresi‘ne taşınacaktır" dedi.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘ın yaptığı açılış konuşması yazının devamındadır.

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz‘ın
"VI. ULUSAL ÖLÇÜMBİLİM KONGRESİ"ni
Açış Konuşması



Oda Başkanı konuşmasına şöyle devam etti:
"Küreselleşme sürecinin yaşandığı dünyamızda, ulusal sanayi ve ekonomileri zayıflatarak küresel güçlerin egemenliği pekiştirilmektedir. Küreselleşme sürecinde emek yoğun teknolojilerden ileri teknoloji uygulamalarına geçiş çabaları, en yoğun şekilde ulusal sanayimizi, ekonomimizi dolayısıyla Ölçüm Bilim teknolojilerini de etkilemektedir.
Bir çok sektörle ilişkisi bulunan Ölçüm Bilim uygulamalarında dünyadaki gelişmelere paralel oldukça önemli gelişmeler yaşanmaktadır.

Ülkemizde bu alanda gözlenen çok yönlü eksiklikler, ulusal bir politikamızın geliştirilmemiş olması ve buna uygun yasal düzenlemelerin henüz yaşama geçirilememesi, personel, ve eğitim eksikliği, kalibrasyon, izlenebilirlik, akreditasyon konusundaki sıkıntılar, bu parametrelerin sanayide uygulanabilirliğini zorlaştırmakta ve bu nedenle sanayimizde büyük ölçekte zorluklar yaşanmaktadır.
Amacımız, her konuda olduğu gibi ülkemizin, Ölçüm Bilim ve özellikle kalibrasyon, eğitim-belgelendirme, akreditasyon alanında uluslararası alan ve organizasyonlarda eşit haklar elde etmesi için ulusal bir örgütlenmenin gerçekleştirilmesidir. Konuyla ilgili ciddi ve yaygın bir uğraş verilmesi gerekliliği ortadadır.

Sevgili katılımcılar,
Odamız kendi uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm dallarda olduğu gibi, Ölçüm Bilim ve kalite konusunda da geliştirici ve iyileştirici çalışmalara katkı ve katılımda bulunmayı en önemli görevlerinden biri olarak görmektedir.
İzmir‘de kurulu bulunan Ege Kalibrasyon Laboratuvarı ve Metroloji Eğitim Merkezi‘miz 1998 yılından bu yana bölgedeki sanayi kuruluşlarına hizmet üretmektedir. EGE KALMEM‘ in Elektrik, Basınç, Kütle, Boyut ve Sıcaklık Laboratuvarlarında ölçüm ve kalibrasyon hizmetlerinin yanısıra çeşitli konularda eğitimler gerçekleştirilmektedir.
Odamız CE uygulamalarına ilişkin olarak da üzerine düşen görevleri yapmayı amaçlamaktadır. Ülke genelinde CE uygulamaları konusunda üyelerimize ve sanayicimize eğitimler, seminerler verilmektedir. Şubelerimizde CE danışma merkezleri oluşturulmuş konu hakkında Oda teknik görevlilerine yönelik eğitimler düzenlenmiş, gerekli alt yapı oluşturulmuştur.
Odamız AB yeni yaklaşım direktifleri kapsamında bulunan ve meslek alanlarımızı ve ölçüm bilim konusunu da yakından ilgilendiren, asansörler, basit basınçlı kaplar, gaz yakan cihazlar, sıvı ve gaz yakıtlı sıcak su kazanları, basınçlı ekipmanlar ve makina emniyeti direktifleri olmak üzere 6 konuda onaylanmış kuruluş olmak için ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırladığı başvuru dosyalarını Sanayi Bakanlığına iletmiştir. Bakanlık adına TÜRKAK‘ca yürütülen çalışmalarda Odamız asansörlerle ilgili denetleme aşamasındadır.
Meslek içi eğitim merkezleri kanalıyla üyelerimizee yönelik yaptığımız eğitim ve belgelendirme hizmetlerinin akredite edilmesi doğrultusunda Personel Belgelendirme Kuruluşu olmak için TÜRKAK‘a başvurulmuşmuş olup, TÜRKAK denetimleri devam etmektedir.
Yine Odamızın, AB uyum mevzuatları çerçevesinde, İş Güvenliği konusunda yürüttüğü faaliyetler TSE EN 45004 muayene kuruluşlarının belgelendirilmesi standardı kapsamında TÜRKAK‘a aktedite ettirilmiş ve Odamız A tipi muayene kuruluşu olmuştur.

Değerli katılımcılar,
Daha önce de değindiğim gibi küreselleşmenin özellikle ulusal sanayiler üzerinde önemli olumsuz etkileri ve yıkıcı sonuçlara yol açan tahribatları bulunmaktadır. Sanayide küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ‘ler) giderek tekelleşen büyük firmaların ve yabancı çok uluslu şirketlerin boyunduruğu altına girmektedir. Bu işletmeler fason üretimle dünya pazarlarına düşük kâr marjıyla çalışarak imalat yapmaktadır. Bazıları ise ulusal pazarda dahi başarıya ulaşmak şansına sahip olamamaktadır.
Tüm sanayi sektörlerinde konvansiyonel imalatla var olabilme veya ayakta kalabilme savaşı giderek daha düşük paya veya daha az katma değerle yetinmeye dönüşmektedir. KOBİ niteliğindeki firmalar bu girdapta üretimlerini durdurmakta veya büyük firmaların isteklerine tabi olmaktadırlar.
Küresel rekabet, konvansiyonel üretimde küçük sanayi için yok olma rekabetine dönüşmüştür. Bu rekabette AR-GE çalışmaları ve ulusal kalite alt yapımızın oluşturulması büyük önem kazanmaktadır. AR-GE sonucu tasarım yapamayan, bir diğer anlamda özgün ürün ortaya koyamayan firmalar rekabet edemez duruma gelecek ve pazardan çekilecektir. Dolayısıyla özgün ürün zorunlu bir rekabet önceliği getirmektedir.

Özgün ürünün yaratacağı farklılıkla maliyet, kalite ve ölçek optimizazyonu sağlanabilecektir. Özgün ürün yaratmanın yolu da AR-GE alt yapısını oluşturmaktan ve tasarıma giden süreçte mühendislik hizmetini yetkinleştirmekten geçmektedir.
Mühendislik hizmetinin niteliğinin yükseltilmesi ve uzman kadronun oluşturulması ise; temel eğitimden başlayarak üniversite, oradan da meslek içi eğitime ve işletmelerin nitelikli kadro istihdamına kadar uzanan bir ulusal yol haritasını çizmekten geçmektedir.
Bu haritada devlet, üniversite, araştırma kurumları, meslek odaları, üretici dernekleri ve sektördeki işletmeler arasında koordinasyonu sağlayacak yapılanmalara yer verilmelidir. Üniversiteler ve araştırma kurumları politik ve ekonomik baskılardan arındırılmalıdır.

Değerli katılımcılar,
Kongre konumuzu doğrudan ilgilendiren önemli konulardan biri, Gümrük Birliği Anlaşması ile başlayan ve bugün ve bugün AB müzakere süreçleriyle devam eden, teknik mevzuat uyumu ve üretimin uluslararası kabul görmüş koşullara uygun sürdürülmesi çalışmalarıdır. Odamız bu süreci düzenlediği etkinliklerde izlemiş taraflara tartışma ortamları hazırlamıştır. Ölçüm Bilim Kongreleri, Kalite Sempozyumları ve Sanayi Kongreleri bu bağlamda söz edilebilecek etkinliklerden sadece birkaçıdır. Etkinlik platformlarında dile getirilen görüşler sürecin gelişimine olumlu katkı sağlamış; böylelikle, Türk Akreditasyon Kurumu 4 Kasım 1999 tarihinde çıkarılan bir kanunla oluşturulmuştur.
TÜRKAK‘ın kurulması sistem, personel ve laboratuvar belgelendiren kurum ve kuruluşların akredite edilmesi için ulusal bir yapı oluşturulmasında atılan önemli bir adımdır. Yine "Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuattın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun" Ocak 2002‘de yürürlüğe girmiş ve ardından Kanun kapsamında ifade edilen 4 temel yönetmelik hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir. Bu kanun ve yönetmeliklerde, ürünlerin "AB Teknik Mevzuatına, uluslararası normlara uygun olarak üretilebilmesi" hedeflenmektedir.
Ancak tüm uyarılarımıza karşın AB tarafından tanınırlığı olan yerli test ve belgelendirme kuruluşlarının oluşturulmasında ilgisiz kalınmaktadır. Bugüne değin TÜRKAK tarafından akredite edilen deney laboratuvarı sayısı 29, kalibrasyon laboratuvarı sayısı 20, Muayene kuruluşu sayısı 13, sistem belgeleme kuruluşu sayısı 19, personel belgelendirme kuruluşu sayısı 2, ürün belgelendirme kuruluşu sayısı ise 1‘dir. Bu rakam AB ülkelerinde 5 bine yakındır.
Üreticilerimiz uygunluk değerlendirme faaliyetlerini çok yüksek bedellerde AB test ve belgelendirme kuruluşlarına yaptırmak zorunda kalmakta ve bu alandaki mühendislik hizmetleri yurt dışından satın alınmakta, mesleki uygulama alanlarımız daraltılmaktadır.

Sevgili katılımcılar,
Avrupa Birliği, teknik mevzuat uyumunu tek yanlı bir baskı unsuru olarak kullanmakta, ulusal kuruluşlarımızın onaylanmış kuruluş olma taleplerini geri çevirmektedir. TMMOB ve bağlı Odalarının tüm karşı çıkış ve uyarılarına karşın tek yanlı olarak imzalanan Gümrük Birliği Anlaşmasının ve ardından uygulanan teslimiyetçi politikaların ülkemizi getirdiği yer ortadadır.
Kalite ve ürün güvenliğine yönelik mühendislik hizmetleri AB üyesi ülkelerin mühendislik kuruluşlarına kaptırılmıştır. Yani Gümrük Birliği ideologlarının söylediği gibi bu anlaşma ülke sanayisinin teknoloji düzeyini arttırmamış, yatırımları geliştirmemiş, ülkemiz mühendislerinin formasyon gelişimine herhangi bir katkı sağlamamıştır.
Aksine ihracatın ithalatı karşılama oranı azalmış, ülke kaynakları hizmet ve finans sektörlerine aktarılmış, sanayi alt yapımız ve ülkemizde mühendislik bitirilmiştir. Bunun sonucunda ülkemiz bir krizler ülkesi haline gelmiş, işsizlik büyümüş, gelir dağılımındaki eşitsizlik daha da artmıştır. Aynı yanlış politikalar AB‘ye üyelik müzakere süreçlerinde de sürdürülmektedir. Bu süreç sosyal devletin tasfiyesi ve ulusal pazarın tamamen teslimiyeti doğrultusunda şekillendirilmektedir.
Ülkemiz sağlıktan eğitime, tarımdan çevreye, sanayiden enerjiye varana değin 115 bin sayfaya ulaşan AB müktesebatına uyum sağlamak zorunda kalacaktır. AB üyeliğinin halkın refahını arttıracağı, yoksulluğu önleyeceği, sosyal hakları geliştireceği gibi afaki söylemler dışında konuya ilişkin bütünlüklü çalışmalar yapılmamaktadır. İçinde bulunduğumuz bilgi kirliliği ve yönlendirme ortamına ivedilikle son verilerek, tarama konusu olan 35 başlıktaki müktesebat değişikliklerinin ülkemiz geleceğine etkileri tüm alanlarda ve tüm sektörlerde tartışmaya açılmalı, izlenmesi gereken politikalar oluşturulmalıdır.
Odamız Gümrük Birliği sürecinde olduğu gibi müzakere süreçlerinde de uzmanlık alanlar ile ilgili konularda müdahil bir çalışma sergilemeye, meslek, meslekdaş, ülke ve toplum aleyhine gelişmelere karşı elinden geleni yapmaya devam edecektir.

Değerli katılımcılar,
Bizler, bir meslek Odası olarak tüm mesleki uygulama alanlarında üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirdiğimiz görüşündeyiz. Yoğun özveri gerektiren bu çalışmaların sonuçlandırılması için Odamız üzerine düşecek her görevi yerine getirmeye hazırdır.
Ülkemizin içerisinde bulunduğu olumsuz koşulların olumluya çevrilebilmesi, üretimin ve istihdamın artırılması, halkımızın refah düzeyinin artırılması için tüm kurum ve kuruluşların aynı duyarlılıkta çalışması gerektiğine, işbirliğine açık olmaları gerektiğine inanıyoruz.
Özellikle ülkemizi yönetenleri sesimize kulak vermeye çağırıyoruz.
Yıllardır uluslararası para kuruluşlarının güdümünde uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla, üretimi yatırımı, sanayileşmeyi, bilimi, teknolojiyi, mühendisi, insanı dışlayan uygulamalarla, ülkemiz işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, krizler ülkesi haline gelmiştir. Ülkemizde planlama fikri tamamen unutulmuştur.
Sorunlarımızın çözümü için ülkemiz stratejik ön görüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde kendi ulusal politikalarını yapmalıdır. Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli ve bunu ülke ölçeğinde toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla ulusal bir strateji belirlemelidir.
Devletin ekonomide yönlendiriciliği artırılmalıdır. IMF, Dünya Bankası, DTÖ gibi finans kuruluşlarının yönlendiriciliği ile art arda çıkarılan yasalarla kamusal varlıklarımızın ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, madenlerimizin, kültürel mirasımızın yağmalanmasına son verilmelidir.
Yabancı yatırımlara ulusal kalkınma stratejilerimize uygunluğu, ülke halkının refahının yükseltilmesi, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, teknolojik gelişimimize katkısı temel alınarak izin verilmelidir.
ARGE çalışmalarına, eğitime ulusal gelirlerimizden ayırdığımız kaynaklar artırılmalı, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılmalıdır.
Ülkemizin kalkınma stratejileri ulusal bilim, teknoloji, yenilenme politikaları temellerine oturtulmalıdır. Böylesi bir stratejide yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmelidir.

Sevgili katılımcılar,
1995 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz Ölçüm Bilim Kongremizin bugün 6. yapıyoruz. Önceki Kongrelerde bilimsel olarak ele alınan konuların içerik ve uygulamalarına ilişkin sorunlar tartışılmış, ve çözüm önerileri oluşturulmuştu. Bu Kongremiz ise, önceki yıllarda 3 kez düzenlenen Kalite Sempozyumu ile birleştirilerek uygulama durumu ve somut önerilere ağırlık verilmesi amaçlanmıştır."

Oda Başkanı konuşmasını, Kongreye emeği geçenlere teşekkür ederek ve Kongrenin başarılı geçmesini dileyerek tamamladı.

Tüm »

01.09.2008 tarihinden itibaren 1721 defa okunmuştur.

 
SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri