Kamuoyunun ve Basının Dikkatine! Günümüzde, dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve meslek hastalıkları önemli bir sorundur. Piyasa ekonomisinin yaygınlaşması, rekabetin artması, sosyal politikaların, sağlıkta koruyucu politikaların ve devletin çalışma ilişkilerine emekten yana müdahale etmemesinin sonucu olarak, bu alanda sorunlar derinleşmektedir. Çalışılan ortamın ve üretim süreçlerinin yetersiz ve olumsuz koşulları, çalışanların en temel hakkı olan sağlıklı yaşama ve çalışma hakkını tehdit etmektedir. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda gerekli önlemlerin alınması, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanakların bu alana yönelik olarak geliştirilmesi, bilimsel araştırmaya dayalı risklerin tanımlanması, planlı çalışma ve üretim sürecindeki gelişmelerin bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve güvenlik önlemlerinin arttırılması gerekmektedir. Gelişen sanayi ve teknoloji, riskleri de öngörülebilir olmaktan çıkarıyor. Her yıl milyonlarca işçi çalıştıkları işletmelerde, karşılaştıkları ve henüz tanımlanmamış risklerden kaynaklanan nedenlerle yaşamını yitiriyor ya da yaşadığı sürece yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek meslek hastalığına tutulmakta ve malulen emekli olmaktadır. Üstelik ekonomik maliyetinin, yarattığı kişisel ve toplumsal maliyetin boyutları ile ölçülmesi olanaksız olan bu durumun önlenmesi mümkündür. Ülkemizde her gün ortalama 3 işçi, dünyada ise 5.000 den fazla işçi iş kazaları nedeniyle hayatını yitirmektedir. Ülkemiz iş kazalarında Avrupa‘da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır. Bu bilgiler bize, iş sağlığı ve güvenliğinin ne kadar önemli bir konu olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
Esenyurt‘taki bir inşaatta çadırlarda çıkan yangında 11 işçinin ve Mersin‘deki bir serada kazan patlamasında 1 işçinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan iş kazalarının asıl nedeninin işverenlerin sorumluluklarını yerlerine getirmemeleri olsada gözden kaçırılmaması gereken en önemli diğer bir konu ise devletin denetleme sorumluluğunu yeterince etkin yapmamasıdır. İşverenler, yasal gereklere uyum için gerekli mali yapıyı kurmalı, mali kaynakları ayırmalı, çalışanların karşı karşıya kaldıkları tehlikeleri önceden belirlemeli ve bu tehlikelerin önlenmesi için önleyici faaliyetleri yapmalıdır. Devlet ise işyerlerini düzenli olarak denetlemeli, yasal gereklere uygun olmayan işyerlerini yasal gerekleri sağlayana kadar kapatmalıdır. Ancak bu önleyici yaklaşımlar uygulanabilirse Ölümlerle sonuçlanan iş kazalarının önüne geçilebilecektir.20.03.2012 Makina Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Alper TURNA |
Hakkımızda
İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI
