Hiçbir Şey 1 Mayıs'a Gölge Düşüremez!
Türkiye'de 1 Mayıs dendiğinde, onu kutlamak isteyenlerin de karşı olanların da akıllarına Taksim Meydanı gelir. Zira Taksim Meydanı 1976, 77 ve 78 yıllarının yoğun kitlesel katılımı ile emeğin bayramı kutlamalarına sahne olmuştu. 1977 1 Mayıs katliamı bile bu gerçeği örtememiş, 1 Mayıs'ların kitleselliği, emek düşmanları açısından korkulur olmuştur.
1979'dan beri Taksim Meydanı üzerinde emekçiler açısından adeta bir sıkıyönetim vardır. Bu açıdan Türkiye'de 28 yıldır süren "Taksim yasağı" özel bir anlam taşımaktadır.
Bizce Türkiye'de "demokrasi kesintisi" ve "demokrasi ayıpları" yalnızca parlamenter süreçlere ilişkin sorunlarla değil, aynı zamanda işçi ve bütün çalışanların hakları ve özgürlükleriyle de ölçülür durumdadır. Çünkü emekçiler için ücretlerden sendikalaşma ve sendikal haklara, esnek istihdam, taşeron işçilik ve enformel istihdam biçimlerine kadar yaşamları zehirlenmiştir. Bu açıdan emekçiler için "demokrasi"den söz etmek mümkün değildir.
12 Eylül'den bu yana izlenen neo liberal politikalarla bütün emekçilerin yaşam ve çalışma koşulları hep kötüleşmiştir. 12 Eylül'ü, "bundan sonra biz güleceğiz" diye karşılayan büyük sermaye çevreleri varlıklarına varlık katmışlardır. Sermayenin azami kâr güdüsüne hizmet için kamusal mülkiyet ve kamusal hizmet alanlarının yeni birer kâr alanı olarak sermayeye açılması ile ücretlerden emekliliğe ve temel sosyal haklara dek bütün çalışanların yaşamları ve geleceği karartılmıştır.
IMF, DB, DTÖ, AB yasaları ile eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten altyapıya, tarımdan yerel hizmetlere, sağlıktan eğitime, haberleşmeden ulaştırmaya, enerjiden madenlere ve mühendislik hizmetlerine kadar her şey uluslararası sermayenin egemenliğindeki piyasa işleyişine sunulmuş; ülkemiz emperyalist güçlerin açık sömürü alanı haline getirilmiştir.
Son verilere göre, çalışabilir nüfusun ancak % 43'ü istihdam edilmektedir. Türkiye'de istihdam edilen 22 milyon 805 kişinin % 48,6 oranındaki 11 milyon 79 bini herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı değildir. Kayıt dışı oranı tarımda % 88, diğer sektörlerde % 34,2 düzeyindedir. Diğer yandan 11 milyon 269 bin ücretliden % 22,8 oranındaki 2 milyon 570 bini kayıt dışı çalıştırılmaktadır.
Mühendislik, sanayileşmenin temel unsurlarından biri olduğu halde bugün sanayide mühendis istihdamı % 22,3 gibi çok düşük bir orandadır ve bu durum sanayinin durumuna ilişkin ciddi bir veri sunmaktadır.
Ancak bütün bu olumsuzluklara karşın bağımsızlık yanlısı emek ve demokrasi güçlerinin ağırlık oluşturmasıyla bu süreci tersine çevirmek olanaklıdır. Sanayileşmiş, kalkınmış, demokratik ve barış içinde yaşanabilir başka bir Türkiye özlem ve iradesi, emek ve demokrasi güçleri tarafından 1 Mayıs'ta alanlarda dile getirilecektir.
Emeğin Bayramı kutlu olsun diyoruz.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ |
Hakkımızda
EMEĞİN BAYRAMI KUTLU OLSUN
