ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

29 Nisan 2024 Pazartesi    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ İSTANBUL`DA BAŞLADI

    Yayına Giriş Tarihi: 20.10.2011  Güncellenme Zamanı: 13.02.2012 14:09:06  Yayınlayan Birim: İSTANBUL ŞUBE  
 

Geleceğin Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi İstanbul’da başladı TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından ilk kez düzenlenen Geleceğin Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi, bugün İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde başladı. Etkinlikte, davetli konuşmacıların sunuşları ile birlikte 11 oturum ve 1 panel düzenlenecek ve 43 bildiri sunulacak.

Geleceğin Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi İstanbul‘da başladı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından ilk kez düzenlenen Geleceğin Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi, bugün İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi‘nde başladı. Etkinlikte, davetli konuşmacıların sunuşları ile birlikte 11 oturum ve 1 panel düzenlenecek ve 43 bildiri sunulacak.

Sempozyumun açılış konuşmaları MMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı İlter ÇELİK, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI ve İTÜ Rektörü Muhammet ŞAHİN tarafından yapıldı.

Odamız İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlter ÇELİK, sempozyumu açış konuşmasında "Bugün teknolojiden konuşabilmek için yaşadığımız acıların son bulması gerekiyor. Bu yüzden Tek Yol Barış demeliyiz"dedi.

İlter ÇELİK ülkenin içinden geçtiği süreçte her zamankinden daha çok barış istemek gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:

"TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına, İstanbul Şube sekreteryalığında bu yıl ilki gerçekleştirilen Geleceğin Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi‘ne hoş geldiniz.

Sempozyumun amacı

Bilim ve teknolojinin halkın yararına ve doğal dengeyi koruyacak biçimde kullanılması gerekliliğini, mesleğimizin temel ilkesi kabul eden bizler; teknolojinin gelişimi, değişimi ve geleceği üzerine görüşlerin paylaşılacağı bu sempozyumun, toplumun refah ve mutluluğunu ön plana çıkaran sonuçlar üretmesini diliyoruz.

Bu sempozyumun amacı kısaca; günümüzde kullanılan veya yakın gelecekte var olacak ileri teknoloji yapı ve sistemler alanında ortaya konulan farklı düşünce, uygulama ve perspektifleri paylaşmak, öngörülerde bulunmak, teknolojik gelişmelerde alınacak kararlara toplumu dâhil etmek olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede Sempozyum, birlikte üretme ve birlikte yaşama geçirme anlayışı ile çok yönlü katılımı amaç edinen ve ülke geneline yayılmış Düzenleme ve Danışmanlar Kurulları, Destekleyen Kurum ve Kuruluşları, Yürütme Kurulu ve Sekretaryasıyla birlikte sürdürülen uzun erimli bir çalışmanın ürünüdür.

İstanbul Şube çalışmaları

Değerli Katılımcılar; ben biraz da İstanbul Şube çalışmalarından bahsetmek istiyorum.

Şubemiz; 92 Personeli, 6 Temsilciliği, 2 Mesleki Denetim Bürosu, 4 Sızdırmazlık istasyonu, 1 Muayene Kuruluşu ve 22.000‘e ulaşan üyesiyle İstanbul‘un her noktasında büyüyerek yayılmaya devam etmektedir. Yine Şubemize bağlı, 110 iş yeri temsilcisi, 245 komisyon üyesi, 148 aktif öğrenci komisyon üyesi bulunmaktadır ve birlikte üretip birlikte yönetme anlayışıyla, çalışmalarımıza büyük destek sağlamaktadırlar. İstanbul Şube ve bağlı temsilciliklerimizde aynı anda 641 kişiye eğitim verebilecek kapasiteye ulaşmış durumdayız. Bu sayede yılda 10.000 civarında katılımcı eğitim sınıflarımızı doldurmaktadır. Teknik Birimimiz yılda 2.000 civarında firmanın periyodik kontrollerini gerçekleştirmektedir. Yılda 130.000 civarında LPG‘li araç Sızdırmazlık İstasyonumuzdan uygunluk raporu almaktadır. Web sitemizi 500.000‘inin üzerinde kullanıcı ziyaret etmektedir.

Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı üzere Şubemizin düzenlediği meslek içi eğitimler, teknik mevzuat, onaylanmış kuruluş ve akreditasyon çalışmaları, mesleki denetim, bilirkişilik-ekspertizlik, teknik ölçüm hizmetleri, uzmanlık alanlarımızla ilgili raporlar ve zengin yayın çalışmaları çok yönlü bir şekilde sürdürülmektedir.

Tüm bunların dışında; Meslek ve meslektaş sorunlarının yanı sıra ülkede ve dünyada yaşanan gelişmeler ve sorunlara karşı da sözümüzü söylüyor, gerektiğinde meydanlarda taleplerimizi halkla birlikte haykırıyoruz.

Ülke ve halkımıza karşı sorumluluklarımız doğrultusunda ortaya koyduğumuz her söylemimizde ve eylemimizde halkın yanında yer alan bizler; üreten, ürettiğini eşit paylaşan bir ülkede yaşamak için mücadele verirken; ülkeyi yönetenlerin aksi tutum ve politikalarına karşı mücadele ediyor, demokrasi mücadelesindeki yerimizi alıyoruz.

Kısaca mesleğimizin gereklerini yerine getirirken, meslektaşlarımızın ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda mühendislik alanında gelişmelere katkıda bulunurken halkın ve ülke sorunlarının ayrılmaz bir parçası olduğumuzun bilinciyle mesleki demokratik kitle örgütü olmanın bize yüklediği sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz.

Teknoloji halkın yaşamına pozitif katkıda bulunmalı

Geleceğin Teknolojileri bu çerçevede bir anlam ifade ediyor. Yani insanlığın tümünün kullanımına, halkın yaşamına pozitif katkıda bulunduğu ölçüde bilim ve teknik büyük bir anlam kazanıyor. Tersi durumda, yani küçük bir azınlığın sömürü aracı olarak kullanacağı bilim ve tekniğin gelişimine biz mühendisler herhangi bir katkı koyamayız. Çünkü biz toplumun ülkede ve dünyada refah, huzur ve barış içinde yaşamasına katkıda bulunacak bir bilim ve teknikten yanayız."

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR da salonda bulunanları selamladıktan sonra şöyle konuştu:

 "Odamız, makina, endüstri, işletme, uçak, havacılık uzay ve tesisat mühendisliği, makina imalat ve tasarımı, enerji, otomotiv, tıbbi cihaz sektörleri ve sanayi üzerine bir dizi merkezi etkinlik düzenlemekte ve bu konularda geniş bir rapor ve yayın birikimi de bulunmaktadır. Odamız, meslek ve uzmanlık alanları ve bağlantılı sektörlere yönelik olarak düzenlediği ve sayısı 40‘a yaklaşan kongre, kurultay, sempozyum etkinliklerine geleceğin teknolojilerini ve yarın başlayacak olan endüstriyel otomasyon sempozyumunu da eklemiş bulunmaktadır.

Bilim ve teknoloji toplumsal ilişkilerle iç içe

Sanayi devrimiyle birlikte bilim ve teknolojinin gelişmesi aynı sürecin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bilim ve teknolojideki büyük ivme insanlığın sorunlarının çözümünde, refah ve kalkınmanın artmasında önemli rol oynamıştır. Bilim ve teknoloji, toplumları geleceğe doğru devindiren temel güçler olmakla birlikte kendi başına bağımsız bir gerçekliğe ve gelişme çizgisine sahip olmadıklarını ve toplumsal yapı ve ilişkilerle iç içe olduklarını belirtmek gerekir.  

Bilim ve teknoloji üretimi tekelleşti

Gelişmiş kapitalist ülkelerin bugün ulaştıkları küresel boyutun, az gelişmiş ülkeler üzerinde özellikle sanayinin boyutlarını da sınırlayan bir düzeye ulaştığını saptamamız gerekmektedir. Planlama, kalkınma, refah ve istihdam birer itici güç olması gerekirken, uygulanan neo liberal politikalarla artık temel bir paradigma unsuru olmaktan çıkmıştır.

Günümüzde bilim ve teknoloji, insanlığın daha iyi bir bugün ve daha iyi bir gelecek için değil, daha fazla kâr için, emperyalist devletler ve çokuluslu şirketlerin rekabet güçlerini yükseltmek ve bu güçler arasında keskinleşen rekabet, bilim ve teknoloji alanına hızla yansımaktadır. Teknoloji, ticaret, finans ve iletişim ağlarını ele geçirmek için kıyasıya bir yarış vardır. Bilgi ve teknolojinin hegemonya aracı olduğu bir dönem söz konusudur. Kısaca, bilim de endüstrileştirilmiş, bilgi ve teknoloji üretimi tekelleştirilmiş durumdadır.

Teknolojinin imalat süreci üzerindeki rolü

Teknolojinin imalat süreci üzerindeki rolünü yeni imalat teknolojilerinin kullanımı ve imalatta gelişmiş yönetim teknolojilerinin uygulanması açısından irdelemek mümkündür.

Birincisinde artık birçok sanayi sektöründe uygulanan robotlar (otomotiv, madeni eşya, makina imalat, elektronik vs. sektörlerde yoğun olarak), CNC tezgahlar, esnek imalat yöntemleri, otomatik montaj sistemi, esnek montaj yöntemi örnek gösterilebilir. Bunlar gelişen üretim teknolojilerinin sonuçlarıdır.

Üretim teknolojileri, imalatın örgütlenmesini ve yönetimini de büyük ölçüde etkilemişlerdir. Böylece üretim teknolojileri ile yönetim teknolojileri bütünleşmiş ve başarıyı yakalamada birlikte uygulanır olmuşlardır. Bunlardan biri olan bilgisayarla bütünleşik üretim (CIM), imalat donanım ve yazılımını, ürün, imalat süreci ve imalat bilgi sistemlerini bir etkileşimli (entegre ve içiçe) bilgi ağına dönüştürerek, bir ürünün imalatı için gerekli prosesleri en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ise doğrudan zamanı planlamayı ve düşük maliyeti getirmektedir.

Geleceğin teknolojileri ve büyük güçler

Geleceğin teknolojilerinde nano teknoloji ve kompozit malzemelerin çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu alanda önde gelen ülkelerden Çin‘in 2006-2010 yılları nano teknoloji Ar-Ge harcamaları 760 milyon dolardır. 2011-2020 dönemi için Stratejik Plan, bütçe ve uygulama planları hazırlanmaktadır.

ABD‘nin nano teknoloji politikası üç yılda bir belirlenmektedir ve 2011 bütçesinden 1,8 milyar dolar Ulusal Nanoteknoloji Girişimine ayrılmıştır. 11 büyük tekel nano teknoloji ürünleri üzerinde çalışmaktadır ve bütçelerinin üçte biri nano teknolojiye ayrılmıştır.

Rusya‘da 2020‘ye kadar bir Stratejik Plan bulunmakta ve sektörel bazda nano teknoloji hedefleri, yol haritaları bulunmaktadır. 2012 bütçesinde 1 milyar dolar harcama öngörülmekte ve doğrudan kurumsal destek sağlanmaktadır.

Ayrıca 14 ülkede ulusal teknoloji politikaları bulunmakta ve Ar-Ge bütçeleri içinde yer almaktadır.

Dünyada nano teknoloji hedefleri

Nano teknolojide dört hedef söz konusudur. Ayrıntılandırmadan belirtmek gerekirse:

  • Küresel ortamda nano teknoloji araştırma ve geliştirme ortamına sahip olmak.
  • Kamu yararı için, yeni teknolojileri ürüne dönüştürmeye teşvik etmek.
  • Nanoteknoloji için eğitim kaynaklarının, yetenekli işgücünün ve alt yapının sağlanması.
  • Nanoteknolojinin sorumluluk bilinci ile geliştirilmesidir.

Türkiye‘de durum

Türkiye‘de ise nano teknoloji TÜBİTAK tarafından hazırlanan Vizyon 2023‘te makine ve malzeme teknolojilerinde yer almaktadır. Hedeflerde, otomotiv, malzeme, kimya, makine, tekstil ve savunma araçlarında, sektörel bazda ürün gruplarında tartışılmaktadır.

Türkiye‘deki çalışmanın sürdürülebilmesi için bir "Stratejik Plan" ve bunun bir eylem planı ile bütünleştirilmesi zorunludur. Ayrıca çalışmaların koordinasyonu ve bağımsız bir kurum tarafından yönlendirilmesi de önem taşımaktadır.

Önümüzdeki 10 yılda üretilmesi öngörülen ürünlerde kullanılacak teknolojilerin sektörel üretim hacimleri göz önüne alındığında aşağıdaki gibi bir sıralama gerçekleşeceği öngörülebilir: Sensörler ve uygulama teknolojileri. Tasarım teknolojileri. Yüzey işlem teknolojileri. Nano teknolojiler. Lazer teknolojileri. Robotik-mekatronik. Metal şekillendirme teknolojileri. Temel kontrol teknolojileri. Gönüllü yazılım teknolojileri. Birleştirme teknolojileri. Mikroelektronik sistemler ve hızlı kalıp teknolojileri.

Türkiye‘de sanayi üretimi konvansiyonel ürünlere yönelik

Görüldüğü gibi, teknolojinin ürün geliştirme sürecinde, doğrudan ürün üzerinde ve imalat süreci üzerinde çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Genel olarak imalat sanayi ele alındığında yaratılan katma değeri belirleyen etkenlerden biri de faaliyet gösterilen sektörün hangi teknoloji düzeyine dahil olduğudur. Odamızın Makina İmalat Sektör Araştırması ve diğer araştırmalarda görüldüğü üzere, üretimin bugünkü ağırlığı yüksek katma değerli özgün üretimden çok konvansiyonel ürünlere dayanmaktadır.

Emperyalizme bağımlı olan ülkemizde, bilim ve teknolojinin toplumsal fayda gözeten bir anlayışla ele alınmadığı açıktır. Bilimin eğitim süreçlerinden başlayarak, üretimi ve toplumsal ihtiyaçlara yönelik olması ile sanayileşmedeki rolü güçsüzdür.

Teknoloji pazarı olmamak, teknolojiyi üretir duruma gelmek gerek

Her aşamada projelendirme, mühendislik ve Ar-Ge tasarımlarının öngörülmesi ve gerçekleştirilmesi, özellikle imalat sektörünün önemli özelliklerinden biridir. Bu noktada, günümüz şartlarında teknoloji pazarı olmamak ve "teknolojiyi yalnızca kullanan değil teknoloji üreten bir toplum olma" hedefine ulaşabilmek, dışa bağımlılığın kırılması gerekliliği eşliğinde tüm sanayi sektörlerinde var olmayı ve mühendislik tasarımının olanaklı kıldığını görmemiz gerekmektedir.  

Küresel rekabete sağlıklı bir şekilde girebilmek, bu alanda başarı kazanmak için Ar-Ge çalışmaları ve inovasyon büyük önem taşımakta ve en büyük aşamaların başında da mühendislik tasarımı gelmektedir. Keza marka olmanın yolu da tasarımdan geçmektedir.

Ar-Ge eğitim, patent, teknolojik yenilik ve teknolojiye göre sanayi yoğunlaşmasında durum iyi değil

Ancak yerli teknoloji üretimine yapılan yatırımlar yok denecek kadar azdır ve yoğun emek sömürüsü söz konusudur. Sadece 87 işletmeye Ar-Ge Merkezi Belgesi verilen ülkemizde 1 milyon 300 bin işletmenin % 98,8‘i küçük ve orta boy işletmelerden oluşmaktadır. Katma değeri yüksek ürün üretme alt yapısı ve uluslararası rekabet etme gücümüz, dışa bağımlı politikalarla zayıflatılmıştır. Ar-Ge faaliyetlerine ulusal gelirden sadece % 0,89 oranında pay ayrılmaktadır. Mühendis istihdamı yetersizdir.

Türkiye‘nin, teknoloji eğitimi açısından da önemli yetersizlikleri bulunmaktadır. Teknik yüksek öğretime kayıt olanların oranı % 1 ile alt sıralardadır. Tasarım sonucunda ortaya çıkan patent sayısına göre de 1 milyon kişide 1.095 patentle Japonya‘nın birinci, 235 patentle Almanya‘nın üçüncü olduğu sıralamada Türkiye 4 patentle en son sıralardadır. 

Küresel teknoloji endeksine göre de Türkiye 49 ülke içinde 32., teknolojik yenilik yapma kapasitesi sıralamasında da 39. sıradadır.

1980‘den 2010‘a sanayide teknolojiye göre yoğunlaşma oranları; emek yoğun sanayilerde (tekstil, orman ürünleri, deri, pişmiş kil, inşaat malzemeleri, v.s.) % 47,9‘dan 31,6‘ya;  ölçek yoğun sanayilerde (demir-çelik, otomotiv, kimya, cam, v.s.) % 61,6‘dan % 47,9‘a gerilemiş; yalnızca kaynak yoğun sanayilerde (gıda-içki, çimento, v.s.) % 30,6‘dan % 35,9‘a yükselmiştir.

Teknoloji pazarı olmamak, teknolojiyi üretir duruma gelmek gerek

Söz konusu genel durumun değiştirilmesi için, bağımsızlık, planlama, sanayileşme, kalkınma temelinde bilimin ve teknolojinin tamamen ülke ve halk çıkarına kullanılması, teknolojinin, insanları yaptıkları işe ve doğaya yabancılaştırmayan, bireylerin tüm yetenekleri ve yaratıcılığının önündeki bütün teknik ve sosyal engelleri kaldıran, yenilenebilir kaynaklara yaslanarak doğayı tahrip etmeyen, uzmanların değil üretenlerin ve tüm toplumun denetlediği bir teknolojinin gerçekleşmesi gerekmektedir.

Özel olarak sanayinin planlanmasında, katma değeri artıran yüksek teknolojili sanayi sektörleri yatırımları öncelikle desteklenmelidir. İstihdamı artıran sektörler teknoloji ile bütünleşecek biçimde öncelikle ele alınmalıdır. Ar-Ge ve inovasyon için ulusal bilim ve teknoloji politikası saptanmalı, kaynak öngörüleri bu esaslara göre olmalıdır. Sanayideki fason yapı ortadan kaldırılmalı, taşeronlaşma, yan sanayinin desteklenmesi ile asgariye indirilmelidir

Sanayide yerli kaynaklara dayandırılan, istihdam odaklı, yüksek katma değerli teknoloji ağırlıklı sektörlerde optimizasyon için de; ulusal inovasyon merkezli, Ar-Ge destekli kamu-üniversite-sanayi işbirliği ile öncelikli sektörlerde planlama gerekmekte; yatırım malı ve ara malı üreten sektörlerde ihracatın ithalatı karşılama oranını artıracak yatırım önceliklerini planlamak, bölgesel dengesizliği azaltacak politikaları oluşturmak; öncelikli sektörlerde yaratılan katma değeri, yeniden yatırıma yönlendirmek ve malzeme teknolojileri ile nano teknolojide orta vadeli bir program hazırlayarak öncelikli sektörlere entegre etmek gerekmektedir."

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da açılış konuşmasında özetle şöyle konuştu:

Barış çağrısı yapılmalı

"Hepimiz biliyor ki; mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek. Bugünlerde yaşadığımız acılar yaptığımız birçok çalışmayı, etkinliği önemsiz kılıyor. Ülkemizde 30 yıldır süren ve gençlerin ölmesine neden olan bu acılı süreç sona ermeden bilim ve tekniğin, mühendisliğin, Odalarımızın yaptığı çalışmaların inanın önemi yitip gidiyor. Bu süreçte üniversitelere, Odalara, bilim insanlarına çok büyük bir görev düşüyor. ‘Derhal Silahların Susturulması Çağrısında‘ bulunmaları ve ‘ama, fakat,  lakin‘ demeden, hiçbir mazeret üretmeden BARIŞ istemeleri gerekiyor.

TMMOB‘nin sorumlulukları

Bizim örgütümüz TMMOB; odağında, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü. İnsan odaklı olmasından dolayı, bizim mesleğimiz onurlu bir meslek ama bir o kadar da sorumlulukları olan bir meslek. Dolayısı ile bu mesleğin örgütünün, TMMOB‘nin de sorumlulukları ona göre fazlalaşıyor. Biz, bir yandan insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyoruz, öte yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızı biliyoruz ve sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz.

Teknoloji yaşamın parçası

Bugünkü sempozyumumuzda geleceğin teknolojileri tartışılacak. Teknoloji artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Sabah uyanır uyanmaz evimizde kullanmaya başladığımız aletlerden işe gitmek için bindiğimiz arabaya, kullandığımız bilgisayarlardan cep telefonlarına her şey teknolojinin eseri. Teknolojiden en doğru şekilde yararlanmak ve teknolojiyi insanlara sunmak da biz mühendislerin görevi."

İki gün sürecek olan sempozyumun sonuç bildirisi sempozyumun ardından kamuoyuna açıklanacak.

 

İstanbul Şube Kaynaklı Basın Açıklamaları »

20.10.2011 tarihinden itibaren 1969 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
KATİP MUSTAFA ÇELEBİ MAH. İPEK SK. NO:9 34433 BEYOĞLU - İSTANBUL
TEL: (+90) 212 2529500 Dahili: 01   FAKS: (+90) 212 2498674
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri