ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

09 Mayıs 2024 Perşembe    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 KEMENÇEVİ GÜLTEN YEĞİN: 'KLASİK KEMENÇENİN SESİ YEDİ KEMAN SESİNE EŞİTTİR'
01.09.2009 İZMİR LİFE

    Yayına Giriş Tarihi: 15.09.2009  Güncellenme Zamanı: 15.09.2009 11:37:49  Yayınlayan Birim: İZMİR ŞUBE  
 

Güncellenme Zamanı: 15.09.2009 11:31:15

KeywordAdet
Makine mühendisleri odasi1
Mmo2

Kelime Adeti :584, Keyword Adeti:2, Vurgulama Adeti:3


Kemençevi Gülten Yeğin:
"Klasik kemençenin sesi
yedi keman sesine eşittir" Klasik kemence dediğimizde birçok kişinin aklına ilk gelen ya Karadeniz kemençesi olacaktır ya da pek çok kişi bu enstrümanı ilk kez duyduğunu söyleyecektir.
Oysa dizi müziklerinden sesini çok iyi tanıdığımız ancak çok fazla bilinmeyen bu enstrüman, klasik kemence ya da diğer adıyla "tırnak kemane"dir. İcracılanna "kemençevi" adı verilen klasik kemençenin bugün profesyonel anlamda ülkemizdeki ve dünyadaki sayılı yorumcularından birisi de izmirli sanatçı Gülten Yeğin.
Tırnakla çalınıyor Sanatçıyla sohbetimize klasik kemençevi böylesine özel kılanın ne olduğunu sorarak başlıyoruz. Yeğin, enstrümanın tarihçesinden başlıyor anlatmaya: ‘Orta Asya‘nın ilk müzik aletlerinden klasik kemence, Klasik Türk Müzigi‘nde tırnak ile çalman yaylı çalgılardan biri. Üç telli bir saz olan kemence, diğer sazlarda olduğu gibi tellerin üzerine basarak değil, parmak uçlanyla perdeliğe, tırnakla da tellere dokunarak çalmıyor. Sesler milimetrik denilecek kadar birbirine yakın.
Bu nedenle tırnak tekniğinde ustalaşmak oldukça zor ve sabırlı bir çalışmayı gerektiriyor." Türkiye‘nin en büyük ikinci enstrüman koleksiyonuna sahip eşi Veyis Yegin‘in ona özel yaptığı kemençesiyle bize mini bir konser veren sanatçı, -at kılından yapılmış- yayı tellere değdirdiğinde öylesine güçlü ve mistik bir sesle karşılaşıyoruz ki sanki müzik bir mikrofondan kulağımıza ulaşıyor. Bu sesin gücünü, "Klasik kemençenin sesi yedi keman sesine eşittir" diyerek açıklıyor Yeğin ve devam ediyor: "Aslında herkes klasik kemençenin sesini dizilerden tanıyor ama onun kemence olduğunu bilmiyor. Örneğin eski Aşk-ı Memnu dizisinin müziği kemence ile çalınmıştır." Yegin‘in sanat yaşamında müzikle ilk tanışıklığı çok küçük yaşlarda gerçekleşmiş. Ailesinde profesyonel bir sanatçı olmamasına rağmen "Evimizde hep müzik vardı. Sabahları şarkılarla uyanırdım" diyen Yegin‘in bütün yaşamı, kendini bildi bileli hep müzik üzerine şekillenmiş. Bu ilgisi lisede bir öğretmenin dikkatini çe-
kince de Yeğin, kendisini ünlü bestekar Avni An il‘in karşısında bulmuş. Anıl, Yeğin‘e, "Müziğin ilmiyle uğraş, sanat müziğini dinle ama usta sanatçılardan..." dediğinde o, rotasını çoktan çizmiş bile.
Konservatuara gitmek isteyen Yeğin, zaten başka bir mesleği seçmeyi de hiç düşünmem iştir, varsa yoksa müzik vardır hep aklında. 1988 yılında Ege Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı sınavlarını kazanan Yeğin, bir enstrüman seçmesi gerektiğinde solak olduğu için sorun yaşar ilk başlarda. Bunun üzerine İzmir Devlet Korosu sanatçılarından İsmail Devrim, klasik kemençeyi, "Hem çok güzel bir çalgı hem de çalanı çok az" sözleriyle tavsiye eder. Üstelik sol elini kullanması da sorun değildir: "Kararsızlığım sürerken bir gün koridorda okul müdürü Turhan Toper ile karşılaştık.
Hocam, ‘60 yaşındayım ve bu enstrümanı öğrenmeye çalışıyorum‘ dedi. Onun bu sözleri bana güç verdi."
"TRT Ailesi, bir okul" 1993 yılında okuldan mezun olan Yeğin, muz da ise sanatçının cevabı bir anekdotla geliyor: "Bir gün hocam Akın Özkan‘a 27 öğrencim oldu; ama yalnızca iki tanesi kemençeci oldu‘ dedim. Bana ‘Çok bile!‘ diye cevap verdi. Ben de iki öğrenci yetiştirmenin gurunu yaşıyorum." Yeğin, klasik kemençede sayılı isimlerden birisi olunca, bu enstrümanın daha geniş kitlelere tanıtılması için de bir misyon üstlenmiş: "Çağdaş Yaşamı Destekleme Demegi‘nin bir etkinliğinde 400 kız çocuğuna klasik kemençeyi tanıtlım.
yeni yorumcuların yetiştirilmesi için de profesyonel bir isimdir artık. Ufukta eğitmenlik vardır. Mezun olur olmaz üniversiteden hocalık teklifi gelen Yeğin, yedi yıl konservatuarda öğretim üyesi olarak görev yapar. Bu süre boyunca 27 öğrencisi olur. Sohbetimize devam ederken bu rakamın klasik kemence için umut verici olup olmadığını sorduguTamburi Cemil Bey‘in Çoban Taksimi‘ni çaldım onlara." diyen sanatçının bu eseri seçmesinin özel bir nedeni de vardır: "Bir kır yerindeki ortamın seslendirildiği eserin bir bölümünde, köpekler havlıyor. Hüseyni makamı kullandığınızda bu sesleri verebiliyorsunuz. Bu eser çocuklann öyle ilgisini çekti ki, konser sonrasında bütün çocuklar etrafımı sanp ‘Konservatuara nasıl girebiliriz?‘ diye sormaya başladılar." Yeğin‘in üniversiteden sonraki durağı "Okul gibi, ben de onun bir öğrencisiyim" dediği TRT olur. 1999 yılından bu yana İzmir Radyosu‘nda Klasik Kemence sanatçısı olarak görev yapan Yeğin, TRT‘de öğrenmenin ve heyecanın hiç bitmediğini, "Her pazartesi ve her çarşamba ‘Neşe Öztaş ile Dinleyici İstekleri1 adlı bir programımız var. Kiminle, hangi eseri çalacağımızı bilmeden gidiyoruz programa. Saz sanatçısı olarak her an aktif olmalısınız, bu bizi canlı tutuyor" sözleriyle ifade ederken "Müzikte ben oldum diye bir şey yok. Öğrenmek hiç bitmiyor. Cemil Bey, ‘Musiki bir derya, ben henüz diz kapağıma kadar girdim‘ demiş. O öyleyse biz daha sahil kenanndayız" diye de ekliyor gülümseyerek.
Anadolu Salonu‘na özel beste 2000 yılından beri beste çalışmalarına ağırlık veren müzisyen, kendisinde büyük emeği olan Kutlu Payaslı‘ya ithafen ilk eseri "Gece"yi bestelemiş. İlk bestenin ardından çalışmalarının devamı gelen sanatçının 10 tane saz semaisi formunda eseri var. İlk ezgilerini, ilhamla notaya döken Yeğin, "Belgesel müzikleri yapar mısın?‘ diye teklif geldiğinde istek üzerine daha iyi motive olduğunu fark etmiş.
15 tane de belgesel müziği bestesi olan sanatçının TRT‘nin Urla, Kemeraltı ve Çanakkale Belgeseli müzikleri, bunlardan sadece birkaçı. Sanatçımn bestesini yaptığı bir diğer kurum da Makine Mühendisleri Odası‘nın (MMO) Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi‘nde yer alan Anadolu Salonu için bestelediği "Anadolu Saz Semai". Yeğin, eserinin ilk kez seslendirildiği konserde duygulannı, "2005 Eylül ayında bir telefon geldi. MMO‘nm Kongre Merkezi açılacak. Burada çok güzel bir salon yapılıyor. Bu salon için bir eser besteler misin?‘ diye. Avni Anıl ‘Gülten, sakın ezgi peşinde koşma, bırak ezgi seni bulsun‘ demişti. Anadolu Saz Semai‘nin notalan da bir gece kendiliğinden dökülmeye başladı" diyerek ifade etmiş. Bugün, Gülten Yeğin‘in en büyük arzusu, bir sponsor bulup belgesel müziklerinden oluşan CD‘sini bastırabilmek ve müziğini daha geniş kitlelerle paylaşabilmek.
İZMİRLIFE EYtÜt2009 95

Güncellenme Zamanı: 15.09.2009 11:31:03

İzmir Şube Kaynaklı Yazılı Basında Odamız »

15.09.2009 tarihinden itibaren 7488 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBE
MMO TEPEKULE KONGRE SERGİ VE İŞ MERKEZİ ANADOLU CAD. NO: 40 KAT:M2 BAYRAKLI - İZMİR
TEL: (+90) 232 4623333   FAKS: (+90) 232 4862060
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri