Yayına Giriş Tarihi: 14.09.2009  Güncellenme Zamanı: 14.09.2009 15:28:00  Yayınlayan Birim: MERSİN ŞUBE  
 

Ne yazık ki yine bir felâketin sonrasında, TMMOB‘ ye bağlı Odaların uyarılarına, raporlarına ve mahkeme kararlarına rağmen çarpık yapılaşmaya izin veren belediyecilik anlayışının sonucu olarak 32 insanımızı yitirdik, 9 da kaybımız var.  Bunun yanı sıra; sel felaketi, doğal ve kentsel yaşamın zenginliğini ve gücünü yaratan hayvanlarımızın ve bitkilerimizin yok olmasına sebep oldu. Verimli tarım topraklarımızın en verimli tabakaları selle birlikte sürüklendi. Ürettiğimiz, inşa ettiğimiz konutlarımızın, iş alanlarımızın, depolarımızın, araçlarımızın, yollarımızın, eşyalarımızın hepsi sel suları altında kaldı.

Açıkça belirtmeliyiz ki bu felâket; kaçınılmaz, zorunlu, önce katlanılması ardından yaraların sarılması gereken bir felâket değildir. Ülkemizde çoktan beridir, hemen tüm doğa olayları önce afete, afetler de hemen felâkete dönüşmektedir.  Ve yine açıkça belirtmeliyiz ki bu dönüşüm sürecinin yani hemen her bir doğa olayının afete ve felâkete dönüşmesinin nedeni ve sorumlusu merkezi ve yerel yönetimlerdir. 

Yoksulluk, sağlıksız kentleşme, altyapı eksikliği, barınma, yıllardan beri gelen, çözülmediği için büyüyerek bugünlere taşınan sorunlar arasındadır. Kentler, üretilen rantların, genel olarak her türlü sermayenin ve iktidar yandaşlarının talanına sunulduğu bir yağma alanı olarak görüldüğü sürece bu durum değişmeyecektir.

Afet zaten tanımı gereği olağanüstü bir durum olup çok nadir ortaya çıkan bir durumdur, ancak bilimsel yöntemler kullanılarak tedbirler almak mümkündür. Afete müdahale konusunda gelişmiş ülkelerde de afetin yarattığı yıkımları önlemek çok kolay değildir ancak afet nedeniyle insan sağlığının riske girmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu amaçla afet bölgesinin boşaltılması ve can güvenliğinin sağlanması konusunda tedbirler alınmalıdır. 

Bilindiği üzere geçtiğimiz yıllarda da kentimizde bir sel felaketi yaşanmış birçok insanımız mağdur olmuş ve maddi kayıplar olmuştur. İstanbul ‘da yaşanan felaketin benzerinin kentimizde yaşanmaması, masum insanların hayatlarını kaybetmemesi için gerekli ön tedbirler alınmalıdır.

Başta yurttaşlarımız olmak üzere tüm toplumsal dinamikleri; bilime dayanan, insanı ve doğayı çalışmalarının merkezine koyan, kamu yararı gözeten politikalarda birleşerek bir yandan kentleri yağmaya ve talana açan diğer yandan kaderciliği ve çaresizliği pompalayan bu toplumsal zihniyete karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.(11.09.2009)

                                                                                              MMO Mersin Şube

 Yönetim Kurulu Adına Başkan

                                                                                                Naci ERÇOLAK

ŞUBE İÇERİĞİ