ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

19 Nisan 2024 Cuma    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 SANAYİ ARTIK ÖNCÜ SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI (BİRGÜN-26.09.2007)

    Yayına Giriş Tarihi: 26.09.2007  Güncellenme Zamanı: 14.11.2008 13:52:04  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

72 sayfalık programın, o da yalnızca bir yerinde, sanayi politikasından "verimlilik" ve "teknolojik yenilik" ekseninde söz edilmektedir. Bilinmektedir ki sanayi uzun bir süreden beri öncü sektör olmaktan çıkmıştır. Sanayi artık sanayileşme, kalkınma ve istihdam odaklı değildir.

72 sayfalık programın, o da yalnızca bir yerinde, sanayi politikasından "verimlilik" ve "teknolojik yenilik" ekseninde söz edilmektedir. Bilinmektedir ki sanayi uzun bir süreden beri öncü sektör olmaktan çıkmıştır. Sanayi artık sanayileşme, kalkınma ve istihdam odaklı değildir.
2002-2006 döneminde istihdam sürekli düşmüştür (Yüzde 16 oranında). Verimlilik artışı, teknolojik yenilikten ve etkinlikten çok, istihdamın azalışından kaynaklanmaktadır. Sanayide çalışanlar, bu sektörde yaratılan katma değerden daha az pay almaktadırlar. Ara mal üretimi azalmış, yatarım malları üretimi rafa kaldırılmıştır. Sanayi girdisi hammaddeler yüzde 73 oranında ithalata dayanmaktadır. Hükümetin bu nedenle sanayide söyleyecek bir lafı yoktur, sanayi gözden çıkarılmıştır.

TEŞVİKLER KÂĞIT ÜZERİNDE

Yatırım teşvikleri sanayiden çekilmiş olup, programa göre daha çok denetime ve daha çok kısıtlamaya tabi tutulacaktır.
Sanayide üretim teşvik edilmemekte, özellikle ara malı ve yatırım malı üreten sektörler taşeronlaşmaya teşvik edilmektedir. Ara mallarda ithal girdi ortalamaları sürekli artış göstermektedir. Hiçbir denetime tabi olmadan Uzak Doğu‘dan sanayi malları pazara girmekte ve KOBİ niteliğindeki işletmelere ağır darbe vurmaktadır.
KOBİ‘lerin teşvik edileceği söylenmekte ve öz bankacılık ve finansman sisteminin küçük girişimcilere daha geniş imkânlar sunacağı açıklanmaktadır. KOBİ kredilerinin artması, küresel rekabete giremeyen KOBİ‘lerin işletme sermayesinde açıklarını kapatmalarına ve daha çok borçlanarak ürün,maliyetlerini yükselta/ıelerine zemin hazırlayacaktır. Yatırım kredileri, KOBİ‘lerin bugünkü kriterleri içerisinde çok az firmaya şans tanımaktadır. Programda krediden yararlandığı söylenen 600.000 işletmenin yüzde 25‘i doğrudan imalat sanayi sektöründe olup, gerisi ticari firmalardır. Ziraat bankası KOBİ kredileri ise belirli büyüklükteki tarım işletmelerine yönelik olup makinalaşmayı değU, temel hammadde alımlarını teşvik etmektedir.
AR-GE YÜRÜMÜYOR KOBİ‘lere yönelik AR-GE çalışması kredileri ise tamamen hayaldir. AR-GE ve İnovasyon için hazırlanan Yasa Tasarısı bütünüyle çok büyük işletme ve yabancı yatırımların AR-GE Sanayi artık öncü sektör olmaktan çıktı TMMOB Makina Mühendisleri Odası KOBİ teşviklerinin yeni dönemde de kâğıt üzerinde kalacağını belirtiyor. Oda‘nın sanayi politikaları ve KOBİ‘lerle ilgili eleştiri ve vurguları şöyle: merkezleri içindir. KOBİ‘lerde AR-GE hizmeti, Odamız tarafından daha önce ayrıntılı biçimde ele alınmış, eğitim destek ve krediler için çözüm ve öneriler getirilmiştir. Hükümet Programı bu konuda somut bir öneri ve eylem planı getirmemekte, yalnızca soyut vaaderde bulunmaktadır.
"Kümeleme politikaları" gelişmiş ülkelerde bile zor uygulanabilen "organizasyon ve yönetim" eksenli kurumsal koordinasyonları gerektirmektedir.
2007 Haziran tarihi itibarıyla Türkiye‘nin AR-GE harcamasının milli gelir içindeki payı yüzde 0,87‘dir (3,5 milyar dolar). Bunun 2013 yılında yüzde 2‘ye yükseltilmesi için 16 milyar dolara çıkarılması gerekmektedir. Ancak mevcut sanayi politikası ve KOBİ stratejisi ile yüzde 2‘ye nasıl ulaşılacağı bilinmemektedir. Mevcut kurumsal yapının "proje" oluşturma, izleme ve sonuçlandırma kabiliyeti yoktur.
Hazırlanan Yasa Tasarısı, Programda da söz edildiği gibi, uluslararası sermayenin AR-GE çalışmalarını Türkiye‘de sürdürmesine ve elde edilen sonuçların dışarıda kullanılmasına yöneliktir. Yani ülkemizde yürütülen kapsamlı talanın bir başka cephesi oluşturulmaktadır.


KOBİ‘lerde AR-GE alt yapısının kurulabilmesi ve yenilikçilik yeteneklerinin artırılabilmesi, zorlu bir eğitim sürecinden geçen güçlü bir "Ulusal AR-GE Sistemi"nin oluşturulmasından geçmektedir. Araştırma ve bilim kurumları-üniversiteler-sanayi kuruluşları ve ilgili meslek kuruluşlarının işbirliği ile bunun başarılması mümkündür. Ancak hükümetin bu konuda bir "Bilim-Teknoloji" politikası yoktur, Dolayısıyla KOBİ‘lerin AR-GE alt yapısının oluşması yine keri‘di gayretleri ve bağlı oldukları ilgili araştırma kurumlarının koordinasyonu sonucu ortaya çıkacak çalışmalarla mümkün olabilecektir.
Ayrıca Programda sözü edilen "Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı" aracılığıyla söz konusu edil#n çalışmalar hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bunun yine bir "özelleştirme" programı ile ii; içe olduğu ve göstermelik bir yaklaşıma yöneldiği tahmin edilmektedir.


İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YOK

Programda "İş Kanunu‘nu çıkararak bir yandan esnek çalışma biçimlerini getirdik, diğer yandan işçilerimizin iş güvenliğini sağladık" denilmektedir. Oysa esnek istihdam ve esnek çalışma koşullarının iş güvencesinin düşmanı olduğu ILO ve Türkiye‘deki sendikal yapılar tarafından hep dile getirilmiştir.
Programda "İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarımızla Avrupa Birliği standarüarını ülkemize taşıyoruz. Meslek hastalıkları ve kazaları sonucu yaşanan insani dramları azaltacak bu düzenlemeler, aynı zamanda ekonomideki işgücü kaybı ve bunun doğurduğu üretim azalışlarını da en aza indirecektir" denilmektedir. Gerçekten de 6-7 yıl öncesine kadar mevzuatımızda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili açık belirlemeler çok azdı ve dolaylı bir şekilde kurgulanmaktaydı. Konu esasen AB sürecine bağlı olarak 2003 yılında 1475 sayılı Yasa yerine ikame edilen 4857 sayılı İş Yasası ile belli ölçeğin üzerindeki işyerlerine iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Fakat konuya yanlış yaklaşım, maddi altyapı eksiklikleri ve uygulanan sosyal ve ekonomik politikalar nedeniyle konu çok çelişkili bir hal almıştır.


KAYIT DIŞI BÜYÜK SORUN

Bu alandaki temel sorunlarımız, toplumsal formasyonumuz, sanayileşmenin gelişimindeki özgünlükler ve sanayimizin durumu, çalışma yaşamına yaklaşım, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelerin yetersizliği, 4857 sayılı Yasa‘nın gerekli denetimleri esnetmesi, mühendislik ve hekimlik uygulamalarına ilişkin yasal eksikler, işveren kesiminin konuya gereken önemi vermemesi ve kayıt dışı istihdam ile kayıt dışı ekonominin büyüklüğünden kaynaklanmaktadır.
Oysa sosyal hukuk devletinin temel işlevi, güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, çalışanları çalışma ortamından kaynaklanan sağlık ve güvenlik risklerine karşı korumak, çalışanların sağlık ve refahını sağlamak ve geliştirmektir. Fakat gerek işveren kesimi gerekse kamuda işveren konumundaki devlet, neoliberal ekonomik politikaların etkisiyle konuya gereken özeni göstermemektedirler. Bu nedenle ülkemiz iş kazalarında Avrupa ve dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.
Türkiye‘de iş sağlığı ile ilgili yasal düzenlemelere göre 50‘den az sayıda işçinin bulunduğu işyerlerinde sağlık birimi oluşturulması zorunlu değildir. "İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu" 50 ve daha çok sayıda işçinin çalıştığı işyerleri için öngörülmüştür. Ama dikkat edelim, bu mekanizma Türkiye‘deki toplam işyerlerinin ancak yüzde 1,5‘inde işlemektedir.
Çalışma yaşamı mevzuatı bakımından dikkate değer bir başka yön de, bu mevzuatın bütün çalışma alanlarını kapsamıyor olmasıdır. İş Yasası, başlıca "sanayi ve ticaret" işlerini kapsamına almakta, tarım sektörünün tamamı, hizmet sektörünün de bir bölümü kapsam dışında kılmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili di/zenlemeler KOBİ‘lerin ve çalışanların büyük bir bölümünü kapsam dışında bırakmaktadır. Böyle adaletsizlik, böyle iş sağlığı ve güvenliği politikası olmaz!

(BirGün Gazetesi Strateji ve Çözüm Sayfası-26.09.2007)

Tüm Yazılı Basında Odamız »

26.09.2007 tarihinden itibaren 1333 defa okunmuştur.

 
SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri