ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

20 Nisan 2024 Cumartesi    

EİM-MEDAK MİEM PBK
ŞUBE GİRİŞ SAYFASI

 AMED EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMUNDAN BAŞBAKANLIK GENELGESİNE TEPKİ

    Yayına Giriş Tarihi: 26.02.2016  Güncellenme Zamanı: 06.09.2016 14:29:03  Yayınlayan Birim: DİYARBAKIR ŞUBE  
 

Güncellenme Zamanı: 26.02.2016 16:54:08

Şubemizin de bileşeni olduğu Amed Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, AZC plaza önünde Başbakanlığın 17 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/4 sayılı sürgün ve fişleme genelgesine basın açıklamasıyla tepki gösterdiler.

25.Şubat 2016 tarihinde yapılan basın açıklaması şöyle;

BASINA VE KAMUOYUNA

AKP`nin savaş ve mezhepçiliğe dayalı dış politikaları ve iktidar hesapları nedeniyle ülkemiz kan gölüne döndü. Suruç, Diyarbakır, Adana, 10 Ekim ve 17 Şubat Ankara bombalamaları ve katliamları adeta birbirini takip eden, birbirini besleyen, aynı amaca hizmet eden nitelikte saldırılardır. Her ne hikmetse hepsi hakkında hızla gizlilik kararları alındı, basına haber yasağı kondu ve tıpkı diğer saldırılar gibi dosyaları da karanlıkta bırakıldı. Sivil siyasetçilerin, sendika yöneticileri ve üyelerinin, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin attığı her adımı, sarf ettiği her sözcüğü, gittiği her yeri takip eden devlet burnunun dibindeki cephanelikleri, canlı bombacıları, patlamaya hazır araçları göremiyor, engellemiyor! Katliamları kınayan, protesto edenler için ise hızla soruşturmalar açılıyor, cezalar veriliyor! Yüzlerce insanımızı kaybettik, hala bir tek Bakan, bir tek yetkili istifa etmedi. Hükümet hala bir güvenlik zaafiyeti olmadığını iddia edebiliyor! Cumhuriyet tarihi bu kadar yüzsüz, bu kadar pervasız bir Hükümet görmedi.

17 Şubat 2016 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan genelge de Hükümetin ortalığın kan gölüne dönmesine, can güvenliğimizin tehdit altında olmasına neden olan güvenlikçi bakışından, savaş politikalarından bağımsız değildir.

Her gün AKP darbesinin yeni bir uygulaması ile karşılaşmaktayız. 28 Şubat döneminde olduğu gibi hukuk askıya alınmış, andıçlarla, genelgelerle, yönetmeliklerle ya da sözlü talimatlarla tüm muhalif kesimler üzerinde faşizan bir baskı oluşturulmakta, uygulanmak istenen politikalara karşı potansiyel tüm direnç noktaları ortadan kaldırılmak istenmektedir. Devletin tüm kurum ve olanakları "balans ayarı" için kullanılmaktadır. Fiili rejim değişikliğinin halklarımıza kabul ettirilmesi, benimsetilmesi için muhtarlarla, kaymakamlarla, yargı mensuplarıyla, YÖK üyeleriyle ve diğer birçok kurum temsilcileriyle düzenli toplantılar yapılmakta ve her aşamada ilkin yandaş medya devreye sokulmaktadır.

Saray ve AKP darbesi ile muhalif kurum ve kişiler sokağa çıkamaz, eylem ve etkinlik yapamaz, sendikal mücadele yürütemez, adeta nefes alamaz hale getirilmek istenmektedir.

Sık sık 90`lı yıllara dönmekle bizleri tehdit eden AKP, bu yılları çok çok aşan, kendi rejimine has dikta uygulamalarını 12 Eylül Anayasasını bile ayaklar altına alarak hayata geçirmektedir.

Genelge Muhalif Tüm Kesimlere Yönelik Topyekûn Saldırının Bir Parçasıdır!

17 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/4 sayılı genelge de içinden geçtiğimiz sürecin bir ara rejim olduğunu teyit eder niteliktedir. Anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı olduğu açık olan genelge ile kamuda muhalif kesimlere karşı topyekûn bir tasfiye süreci başlatılmıştır.

Başbakan yayınlamış olduğu genelge ile adeta Saray`a ve mevcut hükümete muhalefet eden, demokratik haklarını kullanan tüm emekçilerini "legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten kişiler" olarak ilan etmiştir.

Başbakan Davutoğlu imzasıyla yayınlanan "Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında" genelge ile mevcut 12 Eylül baskı rejimi dahi yeterli görülmeyerek; yasalar ve mahkemeler hiçe sayılmıştır.

Mevcut Anayasa, TCK ve uygulan kanunlar toplum tarafından baskıcı, totaliter demokratik hakların kullanılması önünde engel olduğu her kesimce kabul edildiği halde, Başbakanlık tarafından yayınlanan bu genelge ile yasama yetkisi başbakanlığa, yargı yetkisi de amirlere devredilmekte, kanunların yerine genelge konularak hukuk askıya alınmaktadır. Hukuku askıya almanın ne demek olduğu Türkiye darbeler tarihi çok iyi göstermektedir.

En kaba hali ile Başbakanlık bu genelge ile amirlerine "siz dediklerimizi uygulayın, hukuk kısmını biz hallederiz" demektedir. Bu hali ile yayınlanan genelge yasaya aykırı olup başlı başına suç oluşturmaktadır. Kanunsuz emir; veren için de ve uygulayan için de suçtur!

Barış talebinin ve "Çocuklar Ölmesin" demenin bile "terör propagandası" sayıldığı bugünlerde AKP daha da ileriye giderek kamu emekçilerinin en ufak bir itirazını bile bu kapsama almak istemektedir.

Şu anda bile AKP valileri ve idarecileri kendilerine tanınan sınırsız yetkiyle üyelerimiz hakkında soruşturmalar açıyor, sürgün ediyor, mobbing uyguluyor, gözaltına aldırıyor, tutukluyor ya da görevden uzaklaştırıyorlar. Binlerce üyemiz sürgün edildi, yüzlercesi işten atıldı ya da atılması talebiyle soruşturmalar yürütülmektedir. AİHM, Anayasa Mahkemesi ve uluslararası sözleşmelere rağmen greve katıldıkları için binlerce kamu emekçisi hakkında davalar açıldı. Basın açıklamaları artık Terörle Mücadele şubeleri tarafından takip edilmekte ve bu kapsamda işlem yapılmaktadır.

Genelge, yurttaşı ihbarcılığa teşvik etmektedir. Her olay, her görüşme "terör" diye ihbar edilebilecektir artık. Daha önemlisi, yasalarımız her eylemin ve her olayın "terör"olarak tanımlanmasına zaten müsaittir, hatta olur olmaz fiiller "terör" olarak tanımlansın diye muğlak, anlaşılmaz yazılmıştır. Bu genelgeden sonra, hangi toplumsal fiilin "terör" sayılamayacağını kim nasıl ayıracaktır? 

Başbakanlık bütün amirleri nelere teşvik ettiğinin farkında mıdır acaba? Bu genelge amirleri, memurlarının her hareketini "terör" olarak anlamaya, sorumluluktan kurtulmak için idari tedbir almaya veya suç diye yargıya ihbar etmeye zorlamaktadır.

Bu da bizlere, Başbakanlık Genelgesi ile baskının, saldırıların ve yönelimin sınır tanımaz bir şekilde artacağını, yaygınlaşacağını göstermektedir.

AMED EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU

Diyarbakır Şube Kaynaklı Basın Açıklamaları »

26.02.2016 tarihinden itibaren 1117 defa okunmuştur.

 

ŞUBE İÇERİĞİ

ÇEVRE ANALİZLERİ YETERLİLİK BELGESİ
BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU
SIKÇA SORULAN SORULAR
 

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLER ODASI DİYARBAKIR ŞUBE
EKİNCİLER CAD. KALENDER PLAZA KAT:9 NO:15-16 OFİS / DİYARBAKIR 21100 YENİŞEHİR - DİYARBAKIR
TEL: (+90) 412 2246447   FAKS: (+90) 412 2245864
e-POSTA:

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri