ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

19 Nisan 2024 Cuma    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 "TRAKYA'DA SANAYİLEŞME VE ÇEVRE SEMPOZYUMU IV" EDİRNE'DE YAPILDI

    Yayına Giriş Tarihi: 01.09.2008  Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 15:54:03  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 01.09.2008 15:55:23

Sempozyumun açılış konuşmaları MMO Edirne Şube Başkanı Erdal ARSLAN, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Edirne Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa YARDIMCI, Edirne Milletvekili Nejat GENCAN, Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜ, Edirne Milletvekili Necdet BUDAK ve Edirne Valisi Nusret MİROĞLU tarafından yapıldı.

Sempozyumun açılış konuşmaları MMO Edirne Şube Başkanı Erdal ARSLAN, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Edirne Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa YARDIMCI, Edirne Milletvekili Nejat GENCAN, Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜ, Edirne Milletvekili Necdet BUDAK ve Edirne Valisi Nusret MİROĞLU tarafından yapıldı.

 

"Sanayileşme ve Çevre Sempozyumları ile Yaşanan Süreç, Ulaşılan Sonuçlar ve IV. Sempozyum ile Amaçlanan Hedefler" konulu açılış sunumunun Mak.Yük. Müh. Dinçer METE tarafından yapıldığı Sempozyumda 13 oturumda 46 bildiri sunuldu ve iki çağrılı konuşmacı yer aldı. Yaklaşık olarak 500 katılımcı tarafından izlenen Sempozyumda, ayrıca "Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve Bölgesel Plan" ve "Bölgesel Stratejik Plan ve Trakya‘nın Geleceği" başlıklı iki ayrı panel düzenlendi.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, "IV. Trakya‘da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu"nu açış konuşmasında, Oda faaliyetleri ile Kongre, Kurultay, Sempozyum etkinliklerine ilişkin tanıtıcı bilgiler verdikten sonra şunları söyledi:

"Sevgili katılımcılar,

Bu etkinlikler içerisinde, Trakya bölgemizin geleceğine ilişkin politikaların oluşturulması, ekonomik ve sosyal envanterinin çıkarılması, insan yerleşimleri ve yaşam çevrelerinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde düzenlenmesi amacıyla Edirne Şubemizin Odamız adına düzenlediği Trakya‘da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumları ile Trakya‘da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu özel bir yere sahiptir. Bu sempozyumlar Türkiye‘de bir ilke zemin hazırlamış, Çevre Bakanlığı tarafından da onaylanmış 1/100.000 Ölçekli Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Çerkezköy-Çorlu-Marmaracık-Büyükkarıştıran-Muratlı Çevre Düzeni Planın hazırlanmasına öncülük etmiştir. Sempozyumumuzda ilgili tüm kesimlerin katılımı ile bu planları irdeleme, bölgesel sorunları masaya yatırma ve geleceğe dönük yapılması gereken çalışmaları oluşturma olanağı bulacağız.

Şube Başkanımız Erdal ARSLAN, konuşmasında, önceki Sempozyumlarımızın sonuç ve başarıları ile bu dördüncü Sempozyuma neden gerek duyduğumuzu yeterince açıkladı. Bu noktada ben, bu Sempozyumumuzun hangi koşullarda gerçekleştiğini ve dolayısıyla önümüzde bulunan sorun ve görevlerin kapsamlılığına dikkat çekmek istiyorum.

Zira 1996 sonrasında üç kez düzenlediğimiz Trakya‘da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumları ile bir kez düzenlediğimiz Trakya‘da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu‘nun pozitif sonuçları ve o doğrultuda atılan adımlar ile bugün içinde bulunduğumuz genel koşullar arasında önemli karşıtlık ve çelişkiler bulunmaktadır. İşte bu noktada, ülkemizin ve Trakya‘nın sorunları ile yaşadığımız genel süreçlerin birbirleriyle yakın bağlarına ilişkin genel bağlam üzerinde biraz durmak istiyorum.

Değerli katılımcılar,

24 Ocak kararları ve 1980‘li yıllardan itibaren uygulanagelen planlamayı, yatırımı, üretimi, sanayileşmeyi ve sosyal devlet anlayışını dışlayan özelleştirmeci politikaların yıkıcı sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Kuşkusuz, bu durumun uluslararası süreç ve gelişmelerle birebir bağı bulunmaktadır.

Bilindiği gibi küreselleşme olgusu özellikle son 15 yıldır gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini her düzeyde etkilemektedir. Giderek sıklaşan aralıklarla devam eden ekonomik krizler toplumsal ve politik dengeleri bozmaktadır. Sanayi yatırımları azalmakta, tarımda ciddi yıkımlar yaşanmaktadır. Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki tüm artı değer ve zenginliklere el konulmakta, özelleştirme uygulamaları ile ülkelerin sanayisi, tarımı, ormanları, madenleri, kamusal varlıkları ve kültürel mirasları talan edilmektedir.

Küreselleşen sermayenin ihtiyaçları devletin sosyal nitelikli görevlerden arındırılmasını, emek piyasalarının kuralsızlaştırılmasını, esnekleştirilmesini ve uluslararası sermayenin önündeki ulusal engellerin kaldırılmasını beraberinde getirirken, aynı zamanda ulus devletlerin yeniden yapılandırılmasını da tercihten öte zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk aynı zamanda yerel yönetimlerin de yeniden yapılandırılmasını gündeme getirmektedir.

Bütün bu gelişmeler ve ekonomimizin yanlış yönetilmesi sonucunda yatırımlar azalmakta, sanayimiz gerilemektedir. Yatırımlarda 1986‘dan bu yana % 75 azalma yaşanması bunun açık bir göstergesidir.

Değerli katılımcılar,

Açıklıkla görmemiz gerekir ki, bütün Türkiye gibi Trakya bölgemiz de bu süreçlerin etki ve sonuçlarını birebir yaşamaktadır. "Küreselleşme-yerelleşme" şeklinde ifade edilebilecek bir süreç, bölgesel kalkınma dahil kalkınma ve planlama yaklaşımlarını dışlayıcı yeni "uyum yasaları" eşliğinde ülkemize dayatılmıştır. Bunun doğrudan bir sonucu olarak devreye girecek olan "kalkınma ajansları", merkezi planlama ve kalkınmayı dışlamaktadır. "Kalkınma ajansları" bölgesel planlama ve kalkınmayı ise yalnızca "lafzi" düzeyde kapsamakta, esasta ise dışlayıcı bir içerikle gündeme getirilmektedir.

Kalkınma Ajansları‘nın altyapıyı geliştirme gibi bir görevlerinin bulunmaması, Türkiye geneli için olduğu gibi Trakya‘nın geleceği açısından da uyarıcı olmalıdır. Kalkınma Ajanslarının yönetiminde sadece il kamu ve yerel yöneticileriyle sermaye örgütlerinin temsilcilerinden oluşan bir yapı öngörülmektedir. Kalkınma ajanslarıyla ilgili düzenlemelerin kamu denetimini dışlaması ve Kamu İhalesi Yasasını devre dışı bırakmasıyla sanayi ve çevre, tamamen serbest piyasa faktörlerinin etkisi altında tam bir talan ve rant alanına dönüşecektir.
9. Kalkınma Planının ertelenmesi ve 2007-2013 yıllarında AB sürecine uyum sağlayıcı bir içerikte yeniden kurgulanma çalışmalarının yürütülmesi, ülkemizin geçmişte başarı sağlamış kalkınma paradigmalarının terk edilmesi ve ona son darbenin vurulması anlamına gelmektedir.

Sevgili katılımcılar,

Trakya‘da sanayileşme ve çevre ana başlığı altındaki sorunları; Trakya‘nın İstanbul‘un bir alt bölgesi veya arka bahçesi olması, çarpık sanayileşme, tarımsal alanların tahribi, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve aşırı göç, çevrenin kirletilmesi ve enerji alanındaki sorunlar olarak dile getirebiliriz. Bütün bunların ürünü olarak sosyal boyut ve sonuçlar ise ayrıca irdelenmeyi beklemektedir.

Bilindiği gibi Trakya esasen bir tarım bölgesidir. Tarımsal kapasite anlamında Trakya, Türkiye için hayati öneme haizdir. Bu nedenle Trakya‘ya yönelik sanayi yatırımları, ulusal tarım politikalarımız çerçevesinde planlanmalı ve denetlenmelidir. Ancak bütünsellikten uzak bir yaklaşımla, Trakya‘nın İstanbul‘a bağlı olarak düşünülmesi, bugün kimi ara sonuçlarının görüldüğü üzere tarımı mahvedecek ölçülere varmıştır. Trakya‘ya yönelik İstanbul merkezli sanayi göçü ile tarım alanları bitirilirken,çevre, su, hava kirliliği ve enerji kullanımında tam bir kaosa yol açılmaktadır.

Bu durum ülkemizde özellikle, son 15-20 yıldır uygulanan, planlamayı ve kamu denetimini dışlayan yanlış "sanayileşme" politikalarından kaynaklanmaktadır. Bunun netlikle görülmesi gerekir. Sanayileşme, yalnızca sanayicilerin tercihlerine indirgenmekte, Organize Sanayi Bölgeleri enflasyonuna teslim edilmekte, Belediye Sanayi Bölgeleri vb. yaklaşımlarla aşırı ölçüde yerelleştirilmektedir. Bu noktada sanayinin desantralizasyona ve plansızlığa tabi kılındığını, böylece bir üretim-çevre-kentleşme-enerji üretim ve kullanım anarşisinin oluştuğunu saptamamız gerekmektedir.

Açık konuşursak, serbest piyasa ekonomisine ilişkin kurguların bu anarşiye ilişkin "üretim" faktörü dışında hiçbir yaklaşımı bulunmamaktadır. Üretim boyutu da dar çıkarlar ötesinde orta ve uzun vadeli planlamalara kapalı tutulmaktadır.

Sevgili katılımcılar,

Gerek dünya gerekse Türkiye‘de, eskiden sanayileşme ile çevre arasında bağlar yeterince kurulmaz, gereken önlemler alınmazdı. Ancak bugün, durum değilse de yaklaşımlar değişmiştir.

Sanayi-doğa/çevre-kentleşme ve nihayet insan yaşamı arasında, insan ve toplumları gözeten yaklaşımlar yaygınlaşmaya başlamıştır. Biz bu yaklaşımların egemen kılınmasını, toplum ve ülke çıkarlarını temel alan bir sanayileşme politikasını benimsiyoruz.

Değerli katılımcılar,

Gerek Trakya‘nın bir tarım bölgesi olması ve tarımın küçük-orta ve endüstriyel düzeylerde geliştirilmesi itibarıyla ve gerekse sanayinin gelişimi için gerekli girdileri oluşturmak amacıyla arazi toplulaştırması yanı sıra ülkemizde eskiden beri ara ara gündeme gelen tarım ve toprak reformuna ihtiyaç bulunmaktadır.

Sanayi ile tarımı, ülke ekonomisi ve toplumun gelişim, üretim ve paylaşımı açısından bir bütün olarak görmek gerekmektedir. Fakat tam da bu noktada, sanayi yatırımlarındaki azalmaya benzer bir çizginin tarımsal alanda ülkemize dayatıldığını tesbit etmeliyiz. İlk olarak, 24 Ocak kararlarıyla birlikte, tarımsal destekler ile tarımsal mahsullerin fiyatları baskı altına alınmıştır. İkinci olarak, Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalarda tarımsal iç desteklerin azaltılması ve uluslararası tekellerin iç pazara girişi öngörülmüş ve kolaylaştırılmıştır.

Sevgili katılımcılar,

Aralık 2005‘te AB ile tarımda müzakere süreci başlayacak. AB sürecinde, şu an % 35 olan tarımsal nüfusun % 15‘lere indirilmesi söz konusu olacaktır. Tarımsal desteklerin azalması ve uluslararası güçlerin iç piyasaya serbestçe girişleri sonucunda tarımımız çökecektir.
Öte yandan tarımda istihdamın % 45‘lerden % 34‘e gerilemiş olduğu ve sanayi istihdamının % 19‘larda seyrettiği gözetilirse, tarımsal nüfus % 34‘ten % 15‘lere inerken, arada boşa çıkacak % 20‘lik kesimin nasıl istihdam edileceği, en hafif deyimle ekonomik-sosyal bir muamma olacaktır.

Kentlere yeni bir göç dalgasını aralayacak bu gelişmenin kentleşme alanında yol açacağı yeni sorunlar ise ayrıca düşünülmek durumundadır.

Sevgili katılımcılar,

Odamız 2005 başlarında "Türkiye‘nin Doğalgaz Temin ve Tüketim Politikalarının Değerlendirilmesi" başlıklı bir doğalgaz-enerji raporu açıklamıştı. Bu raporda, Türkiye‘nin doğalgaz ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığı vurgulanmış ve linyitin değerlendirilmesi yanı sıra yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin gerekliliği dile getirilmişti.
Trakya‘daki elektrik üretimi için doğalgaz kullanımının yaygınlığı ve linyit kaynaklarının değerlendirilmemesi ülkemizdeki durumla birebir örtüşmektedir.

Değerli katılımcılar,

Bütün bunları Trakya‘nın sorunları ile Türkiye‘nin sorunları ve atılması gereken adımlar arasındaki yakın bağları göstermek için dile getirdim.
Trakya‘mızın bölgesel plan ve kalkınma arayışları ile Türkiye geneli merkezi plan ve genel kalkınma ihtiyacı arasında bir ilişki kurmazsak, havanda su dövmüş olmamızdan korkarım. Ancak önceki Sempozyumların idari ve toplumsal düzeyde bulduğu yankı ile bugünkü gerekliliklerin hep birlikte hissediliyor oluşu, bugünkü Sempozyumumuza ve hepimize yeni misyonlar yüklemektedir.
Biliyoruz ve bilmeliyiz ki, ülkemiz sahipsiz değildir.

Sevgili katılımcılar,

Genel bir yaklaşım olarak, küreselleşme süreç ve politikalarının ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel vb. tüm düzlemlerde yıkım ve tahribatlarına karşı durabilmek için, öncelikle, ülkemizin stratejik ön görüyle tüm alanlarda, tüm sektörlerde kendi ulusal politikalarını oluşturması gereğine dikkat çekerek sözlerimi bitirmek istiyorum.

Değerli katılımcılar,

Bu Sempozyum ile Odamız, bütün tarafları bir araya getirerek, Trakya‘da Sanayileşme ve Çevre ile ilgili sorunların tartışılmasını ve yapılması gerekenlerin bir plan dahilinde organize edilmesini hedeflemektedir. Etkinlikten çıkan görüş ve sonuçların bir öneri paketi şeklinde ilgililere ve kamuoyuna duyurulması yanı sıra önceki Sempozyumlarda olduğu gibi bu Sempozyumun bir üst çerçevede somut sonuçlar üreterek, Trakya‘ya ve dolayısıyla ülkemize somut yararlar sağlaması ise nihai hedefimizdir."
Oda Başkanı, konuşmasını, Sempozyuma emeği geçenlere teşekkür ederek ve Sempozyumun başarılı geçmesini dileyerek tamamladı.

Tüm »

01.09.2008 tarihinden itibaren 3377 defa okunmuştur.

 
SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri