12 Eylül 1980‘de yapılan askeri darbe, IMF ile bağıtlanan 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının üzerine gerçekleşmiş, emek ve demokrasi karşıtı, kapitalizmin neoliberal uygulamalarına geçişi sağlayan faşist bir darbedir. 12 Eylül‘ün anti-demokratik anayasası, kurumları, emek düşmanı, sermaye yanlısı düzenlemeleri ve dinci gericiliği yaygınlaştırması, AKP iktidarı aracılığıyla mantıksal ve fiili gelişmesinin doruğuna ulaştırılmıştır. Serbestleştirme, özelleştirme, sanayisizleştirme, tarımın tasfiyesi, esnek, güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri, sendikasızlaştırma, eğitim ve sağlık alanlarında yürütülen neoliberal "dönüşüm" operasyonları yerli ve yabancı sermaye güçleri lehine, yeni bir sermaye birikimi sürecinin gereksinimleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Anti-demokratik 12 Eylül anayasası, arada yapılan birçok anayasa değişikliği ile pekiştirilmiştir. Anti-demokratik muhtevadaki siyasi partiler ve seçim yasaları AKP tarafından korunmaktadır, yeni seçim düzenlemeleri gündemdedir. Meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerine yönelik anti-demokratik düzenlemeler 12 Eylül‘ün devamı ve doruğu niteliğindedir. 2011 yılında çıkarılan ve temsili parlamenter sistemi dışlayan anti-demokratik Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamu idari yapısında yapılan değişiklikler tekelci, otoriter nitelikte ve yeni sermaye birikimi süreçlerinin çıkarları doğrultusundadır. 12 Eylül askeri cuntasının yasama, yürütme, yargı güçlerini otoritesi altına alması, AKP iktidarında doruğa ulaşmıştır. 12 Eylül‘ün darağaçlarında, cezaevlerinde, dağlarda, sokaklarda gerçekleştirdiği katliam, baskı ve terör ağı bugünün özgül koşulları içinde sürdürülmektedir. Haziran Direnişi ile birlikte AKP iktidarı ülkeyi polis ve gaz cumhuriyetine dönüştürmüştür. 12 Eylül genç canları hedef almış ve katletmişti, şimdi AKP iktidarı yine genç canları bu kez polisleri aracılığıyla katlediyor. 12 Eylül döneminde önce "Türk-İslam Sentezi" adı altında desteklenen dinci gericilik, bugün siyaset, üniversiteler, gençlik, spor, aile vb. alanlar üzerinden toplumsallaştırılarak yaygınlaştırılmış, laiklik ciddi bir darbe almıştır. 12 Eylül faşizminin desteklediği Suriye‘nin Müslüman Kardeşleri‘ne, bugün Mısır‘ın Müslüman Kardeşler‘i, El-Kaide, El-Nusra, IŞİD gibi yeni çok uluslu şeriatçı örgütler eklenmiştir. AKP iktidarı alenen mezhepçilik yapmaktadır. Ancak bütün bu olumsuzluklara karşı Türkiye‘de ciddi bir birikim oluşmuş ve toplumsal muhalefet, Haziran Direnişi ve onun devamı niteliğindeki direnişlerle kendini ortaya koymuştur. Bugün başka bir Türkiye ve dünya özlemi yayılmaktadır. Makina Mühendisleri Odası, TMMOB çatısı altında, bilimsel-teknik mesleki gerekliliklere, örgütlülüklerimize ve tüm halkımıza yönelik saldırılara karşı; eşit, özgür, demokratik, laik, tam bağımsız, barış içinde bir Türkiye‘yi savunmaya, sermaye egemenliği ve faşizmi geriletmeye yönelik toplumsal muhalefetin içinde alanlardaki yerini almaya devam edecektir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu |