Şube Yönetim Kurulumuz, Diyarbakır`ın Lice İlçesi`nde 21 Temmuz tarihinde meydana gelen ve 30 vatandaşın yaşamını yitirdiği tanker kazasına ilişkin olay yerinde yaptığı incelemenin sonuçlarını bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı. Basın toplantısında konuşan Şube Yönetim Kurulu Başkanı Gurbet Örçen, yaşanan can kayıplarının LPG`nin insan yaşamı açısından önemini ortaya koyduğunu ifade ederek, "Böyle faciaların tekrarlanmaması için yetkilileri gerekli önlem ve tedbirlerin alması konusunda uyarıyoruz" dedi.
Şube Yönetim Kurulu Başkanı Gurbet Örçen`in yaptığı basın açıklaması şöyle;
Basına ve kamuoyuna
21.07.2014 tarihinde saat 24:00 sıralarında Diyarbakır-Bingöl karayolunun 90. kilometresinde LPG yüklü bir tankerin devrilmesi sonucu elim bir kaza gerçekleşmiştir. Kazada hayatını kaybedenlerin sayısının her geçen gün artması hem olayın ciddiyetini, hem de LPG ‘nin insan hayatı açısından etkisini göstermektedir. Öncelikle bu kazada hayatını kaybeden 30 vatandaşımıza Allah`tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Değerli basın emekçileri,
Şubemiz, gerek 22.07.2014 tarihinde olay yerine bir heyet göndererek tespitler yapmış, gerekse daha sonra LPG tankı üzerinde incelemede bulunarak konuyla ilgili rapor oluşturmuştur.
Bu rapora göre "21.07.2014 tarihinde Diyarbakır-Bingöl karayolunda 19 ton LPG yüklü olduğu belirtilen tankerin gece saat 24:00 sıralarında devrilmesi sonucu kaza meydana gelmiştir. LPG tankının bağlı olduğu dorseden kopması sonucu sağ tarafa devrilerek darbe aldığı, tank üzerindeki deformasyondan gözlenmiştir. 2007 imal yılı, 46 m3 kapasiteli LPG tankında yapılan incelemede; tankta herhangi bir çatlama, yarılma vb. olmadığı tespit edilmiştir. Ancak tankta sızıntının; LPG tankının devrilmesi ile tank üzerinde bulunan iki emniyet ventilinden birinin bağlantı noktasından kırılması sonucu oluştuğu kanaatine varılmıştır. Tank üzerinde yapılan incelemede LPG tank emniyet ventili muhafazasının ventil yüksekliğinin altında kaldığı, olması gereken yükseklikte olmadığı tespit edilmiş olup, bu durumun tank imalatlarında veya sonraki yapılan tank kontrollerinde ventil ve muhafazası yüksekliğinin dikkate alınmadığı kanaatine varılmıştır. Bilindiği gibi Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) havadan 2 kat daha ağır ve sıvı fazdan buhar/gaz faza geçişte hacmi 270 kat artan bir gazdır. Kazanın meydana geldiği yer itibariyle, buhar haline gelen LPG bir gaz bulut halinde yayılmış ve o esnada karayolunda seyir halinde bulunan iki otobüs bu gaz bulut içerisinde kalmıştır. Yanıcı, patlayıcı özelliği olan LPG gazının, o esnada sigara yakılması, kıvılcım, statik elektriklenme, egzos vb. bir ateş teması sonucu alev aldığı, yolcuların, otobüslerin ve dorsenin bu şekilde yanmış olduğu kanaatine varılmıştır. Bu olayda LPG tankına bir şey olmadığı, tank patlaması olması halinde facianın daha da büyüyebileceği, meydana gelen olayın Sınırlandırılamayan Buhar Bulutu Patlaması (UVCE) olduğu kanaatine varılmıştır."
Bu elim kaza bir kez daha parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı maddelerin taşınmasında denetimlerin ve teknik güvenliğin sağlanmasının insan hayatı açısından önemini çok acı bir örnekle ortaya koymuştur.
Makine Mühendisleri Odası olarak LPG taşımacılığında dikkat edilmesi gereken önemli konuları şöyle sıralamak istiyoruz;
1-ADR Mevzuatı kapsamında taşıma araç ve ünitelerinin uygunluk belgesi düzenlenmesi, periyodik muayene ve tadilatların izlenebilirliği: Ülkemiz tehlikeli madde taşımacılığı kapsamındaki mevzuat düzenlemelerinde ADR Konvansiyonu`na taraf oldu. Bu amaçla ADR` ye paralel olarak hazırlanan ve ulusal mevzuata uyumlaştırma niyeti olan "Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik" 31 Ocak 2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Taşıma araçları/üniteleriyle ilgili hükümlerin 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girer hükmü,1 Ocak 2014 tarihine ertelendi. Karayolunda araçların güvenli seyri ve kamu güvenliği açısından oldukça önemli olan bu sürecin teknik alt yapı yetersizlikleri yüzünden ertelenmesi ve geciktirilmesi yerine ivedilikle hayata geçirilecek önlemler için çalışmaların başlatılması gerekirdi. Yine imalat süreci ve seyir halindeki araca yönelik güvenlik tedbirlerine paralel olarak bu taşıtların yine ADR mevzuatına göre periyodik muayenelerinin yapılması, muayene ve tadilat yapacak kuruluşların tariflenerek belgelendirilmesi ve tüm işlemlerin ulusal bir veri tabanında tutulması gerekmektedir. Özellikle tadilatların merdiven altına inerek standart dışı ya da çıkma malzemelerle yapılmasının önündeki engellerin ivedilikle hayata geçirilmemesi önümüzdeki günlerde olası kazalara davetiye çıkaracak boyutlardadır.
2-LPG tank ve ekipmanlarının uygun olması : Sıvılaştırılmış Petrol Gazının (LPG) dökme olarak taşınmasında kullanılan TS EN 12252 ve TS 1445`te belirtilen özelliklere sahip kamyon tanker vb. araçların kullanılması ve LPG taşınmasında kullanılan tankların bütün kontrollerinin işin ehli onaylanmış kurum/kuruluşlarca testten geçirilmiş olmaları gerekmektedir. (Tankın dolum kuralına uyması, 10 yılda bir hidrostatik testinin, 5 yılda bir emniyet ventili güvenlik testinin, hidrolik aksam kontrolünün ve tank üzerindeki ekipmanların kontrollerinin yapılması gerekmektedir.)
3-LPG taşıyan araçların güvenliğinin uygun olması: Bunlar, elektrik donanımlarının exproof olması, "tehlikeli madde" yazısının olması, 2 adet yangın söndürme cihazının olması, takograf, acil stop butonu, arka işaret levhası, vb. uyarıcı, güvenlik ekipmanlarıyla donatılmış olması gerekmektedir.
4-LPG tanker sürücüsünün gerekli bilgi ve yeterliliğe sahip olması: Bunlar sürücünün yola hazırlanması, sürücünün maksimum araç kullanma süresini aşmaması, E sınıfı ehliyete sahip olması, LPG konusunda bilgili ve sertifikalı olması, SRC5 belgesine sahip olması, maksimum 55 km/saat olan hız sınırını aşmaması gerekmektedir.
5-LPG yangınına hızlı ve nasıl müdahale edileceğinin bilinmesi : LPG‘nin nasıl bir gaz olduğunu bilmeden, normal bir yangın gibi ele alınarak söndürme işleminin yapılması, bu işlemi yapan kişi yada kişilerin de hayatını tehlikeye sokarak, olayın vehametini daha da artırmaktadır. Bu konuda ilgili kurumlardan gerekli teorik ve pratik eğitimden geçmiş kişilerin LPG yangınına müdahale etmesi önemlidir.
Değerli Basın Mensupları;
Bilindiği gibi, LPG günlük yaşantımıza girmiş bulunmaktadır. Kullandığımız otomobillerin birçoğunun LPG`li olması, LPG`li araçlarda da olası faciaları gündeme getirmektedir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü‘nün 19.12.2011 tarihli genelgesi ile araç muayene istasyonlarında LPG / CNG takılı araçlar için en geç bir ay önceki tarihe ait "Gaz Sızdırmazlık Raporu" aranması zorunluluğu kaldırılmış, gaz sızdırmazlık raporu bulunmamasını "ağır kusur"dan "hafif kusur"a dönüştürülmüştür. Bu durum tehlikenin en büyük işareti sayılmalı, derhal uygulama gözden geçirilmeli, geri dönülmelidir. LPG tank kullanım ömürleri imal tarihinden itibaren 10 yıldır. Bu nedenle ömrü dolan tankın değiştirilmemesi durumunda, patlama riski ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda LPG‘ li araçlardan "Gaz Sızdırmazlık Raporu" istenmemesi, facialara yol açacak bir karardır. Bu yanlış kararlardan derhal vazgeçilsin! Uyarıyoruz!
Makina Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak, böyle faciaların tekrarlanmaması için yetkilileri gerekli önlem ve tedbirlerin alması konusunda uyarıyoruz.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi
|
Hakkımızda
ŞUBEMİZ LİCE’DE YAŞANAN TANKER KAZISINA İLİŞKİN GÖZLEMLERİNİ AÇIKLADI
