Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi`nde (BAOB) düzenlenen basın toplantısında TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Fikri Düşünceli, "Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın ilgili kurum ve kuruluşlarla meslek odalarının görüşleri alınmadan alelacele TBMM`den geçirildiğini bildirdi. Türkiye`de 2000 yılında 3 bin 228 olan belediye sayısının 2010 yılında yapılan yasal değişiklikle 2 bin 950`ye indirildiğini belirten Düşünceli, bu sayının yeni ilçe belediyelerinin eklenmesiyle bin 384`e çıktığını, 10 yıl içerisinde belediye sayısında yüzde 60 azalma gerçekleştiğini söyledi. Kamu idaresinde önemli değişikliklere yol açan yerinden yönetim anlayışından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Düşünceli bu yasa ile 29 il özel idaresinin, bin 591 belde belediyesi ile 16 bin 082 köyün tüzel kişiliği kaldırıldığını belirtti. Öte yandan büyükşehir sınırlarındaki beldelerin mahalleleri ile, köylerin ise mahalle olarak ilçe belediyelerine katıldığını, aktaran Düşünceli, diğer illerde tüzel kişiliği sona erdirilen belde belediyeleri de köye dönüştürüldüğünü, yasa kapsamına alınan 13 il ile birlikte büyükşehir sayısı 29`a çıktığını bildirdi.
ANAYASA`YA AYKIRI
Yasanın bu haliyle merkezi idarenin yerel üzerindeki denetimini artırdığını belirten Düşünceli bu düzenlemenin Anayasa`ya ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı`na aykırı olduğunu bildirdi.
Yerel yönetimlerin Anayasa`da il özel idaresi, belediye ve köy olarak tanımlandığını anlatan Düşünceli, yeni düzenlemede ise kapatılan il özel idaresi yerine "Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi" adı altında Anayasa`da yer verilmeyen yeni bir yapılanma öngörüldüğünü bildirdi.
Belediyelerin kapatılarak köylerin mahalleye dönüştürülmesiyle yereli yok sayan, yerel yönetimleri kapatan ve etkisizleştiren, merkezileştirmeyi yoğunlaştıran bir modelin öngörüldüğünü belirten Düşünceli, "Yerel yatırımlara yönelik karar ve tercihlerin belirlenmesinde etkin rolü olan seçilmişlerin oluşturduğu il genel meclisleri yerine idarenin atanmışları geçecektir. Bu durum Anayasanın 127. maddesinde yer verilen yerinden yönetim ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Ayrıca, il özel idaresi yerine yeni oluşturulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi ile merkezi idarenin sınırsız yetkisi bir kez daha genişletilmiştir" diye konuştu.
Vatandaşın belediye hizmetlerine ulaşmasının daha da zorlaşacağını belirten Düşünceli, belediye sınırlarına uzak yerlerde yaşayanların hizmet almasının zorlaşacağını, su, kanalizasyon gibi hayati önemde olan hizmetlerin ise pahalılaşacağını, mahalleleşen köylere hizmet götürümünde aksaklık çıkacağını kaydetti.
KÖYLER MAHALLE OLUNCA
Söz konusu uygulamanın genel imar affına dönüşme riski taşıdığı uyarısında bulunan Düşünceli, köylünün kendi yaşam alanı üzerindeki yönetim haklarını yitirdiğini, köy alanlarının belediyeler için yeni yatırım alanı haline geldiğini bildirdi. Bu sürecin tarımsal faaliyeti ortadan kaldıracağına dikkat çeken Düşünceli, köylülerin ücretsiz eriştikleri altyapı hizmetleri için bedel ödemek zorunda bırakıldıklarını, bunun da yoksullaşmayı artıracağını söyledi.
Köy tüzel kişiliklerinin kaldırılması ile orman köylerinin kentsel ranta açılması kolaylaştırıldığını anlatan Düşünceli, yabancılara toprak satışının önü açıldığını kaydetti. "TMMOB, Cumhurbaşkanını yasayı veto etmeye çağırıyor" diyen Düşünceli sözlerini şöyle sonlandırdı:
"TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu olarak Sn. Cumhurbaşkanını; "Demokrasi yaygınlaştırılıyor" gerekçesiyle, meslek örgütlerini, bilim insanlarını görmezden gelerek hazırlanan, Anayasa`ya ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı`na aykırı olan, ülke kamu idare sistemine darbe vuran, köy tüzel kişiliklerinin kaldırılması ile orman köylerinin kentsel ranta açılmasını kolaylaştıran, yabancılara toprak satışının önü açan, bir kez daha ülkemizin doğal zenginliklerinin onarılamayacak biçimde zarar görmesine, talanına yol açacak bu kanunu TBMM`ye geri göndermeye çağırıyoruz" |