IMF, DB, DTÖ, AB yasaları ile eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten altyapıya, tarımdan yerel hizmetlere, sağlıktan eğitime, haberleşmeden ulaştırmaya, enerjiden madenlere ve mühendislik hizmetlerine kadar her şey uluslararası sermayenin egemenliğindeki piyasa işleyişine sunulmuş; ülkemiz emperyalist güçlerin açık sömürü alanı haline getirilmiştir. Son olarak gündeme gelen Sosyal Güvenlik, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ve stratejik sektörlerdeki özelleştirmelerle uluslararası sermaye ve onun işbirlikçilerine tam bir hareket serbestisi ve azami kâr koşulları sağlanmış, emekçilere ise asgarinin de altında yaşam koşulları dayatılmıştır. Ekonomik veriler göstermektedir ki, ucuz döviz ve ithalata dayalı, istihdamı azaltan ekonomik-sosyal politikalar, ülke sanayisi ve çalışanlarının aleyhine sonuçlar yaratmaktadır. Türkiye, yatırımlara en az pay ayrılan yıllarını yaşamaktadır. Özelleştirmelerin başlamasının ardından yatırımlardaki azalma % 75 gibi büyük bir orana ulaşmıştır. Son verilere göre, 50 milyon 826 bin olan çalışabilir nüfusun bugün ancak 22 milyonu, yani % 43'ü istihdam edilmektedir. Bu 22 milyonun % 46'sı ise hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna ve güvenceye sahip olmaksızın çalışmaktadır. Mühendislik, sanayileşmenin temel unsurlarından biri olduğu halde bugün sanayide mühendis istihdamının % 22,3 oranında olması sanayinin durumuna ilişkin ciddi bir veri sunmaktadır.
Sermaye egemenliği ve emperyalizme bağımlılık süreçlerinin bütün sonuçları iç içe geçerek Türkiye'yi ve emekçileri kuşatmaktadır. Irak'tan sonra İran ve Suriye'yi sıraya koyan ABD'nin sıçrama tahtası haline getirilmek istenen Türkiye'nin onurunu dünya kamuoyu nezdindeki yine işçiler, mühendisler, doktorlar, kamu çalışanları, kısaca emekçiler temsil edecektir.
Bütün ekonomik-sosyal güçlüklere ve ülkemizin pazarlanmasına karşın, Emeğin Bayramı olan 1 Mayıs'ı coşku ve mücadele kararlılığıyla karşılıyoruz. Çünkü bütün olumsuzluklara karşın bağımsızlık yanlısı emek ve demokrasi güçlerinin ağırlık oluşturmasıyla süreci tersine çevirmek olanaklıdır.
Bu bilinçle 1 Mayıs'ta, iş ve ekmek için, eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik için emeğin kurtuluş özlemini haykıracak, emperyalist savaş ve işgallere hayır diyeceğiz.
Mühendisliğe ilişkin meslek ve meslektaş sorunlarının ülke sorunlarından ayrılamayacağı gerçeğinden hareketle; sanayileşmiş, demokratik, barış içinde, yaşanabilir başka bir Türkiye özlemi ve iradesi, emek ve demokrasi güçleriyle birlikte 1 Mayıs'ta alanlarda yankılanacaktır.
Emeğin Bayramı kutlu olsun diyoruz.
Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü, Yaşasın 1 Mayıs!
TMMOB
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ali Ekber ÇAKAR |