ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

23 Nisan 2024 Salı    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 TMMOB YABANCI MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARININ ÇALIŞMA İZİNLERİYLE İLGİLİ OLARAK BASIN AÇIKLAMASI

    Yayına Giriş Tarihi: 24.05.2005  Güncellenme Zamanı: 10.10.2008 15:05:11  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

TMMOB tarafından yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının Türkiye‘de çalışma izinleri ile ilgili olarak basında çıkan haberler ve köşe yazıları üzerine 18 Mayıs 2005 tarihinde basın açıklaması yapıldı.


Basına ve kamuoyuna duyurulan metin yazının devamındadır.

BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR (!)

KAÇAK YABANCI MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCISI ÇALIŞTIRANLAR
VE ÇALIŞTIRDIKLARINI "İHBAR" EDENLER HAKKINDA NE YAPILIYOR? NE YAPILMALIDIR?


Yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının ülkemizde çalışma izinleri ile ilgili olarak basında çıkan bazı haberler ve köşe yazıları üzerine, 26 Şubat 2005 tarihinde yaptığımız "Yabancı Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Çalışma İzinleri Konusunda Yapılan Tartışmalar Hukuksal ve Bilimsel Temelden Yoksun Olmamalıdır" başlıklı Basın Açıklamamızı şöyle bitirmiştik: "TMMOB; süreci yalnızca kendi çıkarları açısından değerlendiren yerli ve yabancı sermaye kesimlerinin "idari engel" adı altında yaptıkları gerçek dışı beyanlarla kamuoyu oluşturma çabalarına fırsat vermeyecektir. Örgütümüz, meslek alanlarımız ve meslektaşlarımız lehine düzenlemelerin yapılması konusunda kamuoyunu sürekli doğru bilgilendirecek ve kararlı tutumunu sürdürmeye devam edecektir."

Sabah Gazetesi‘nin ana sayfasında, 1 Mayıs 2005 tarihinde, "Kendimi İhbar Ediyorum" manşetli haber ile karşılaşanlar, Mitsui yöneticisinin 2. Yatırım Danışma Konseyi toplantısında Başbakan‘a "Kendimizi ihbar ediyoruz. Yöneticilerimiz izinsiz, kaçak olarak çalışıyor" dediğini okuyorlar. Bu çıkış karşısında şaşıran Başbakan‘ın özel olarak not aldığını "Başbakan Erdoğan, yatırımcı oturumunun ilk bölümündeki konuşmaları dinledikten sonra öğleden sonra sonuç bildirgesi ve ev ödevi listesinin yazıldığı oturumda devreye girdi" yabancı çalışma izinlerine ilişkin engellerin kaldırılması taahhüdünü bizzat kendisi metne dahil ettirdi." şeklinde belirten habere göre; yabancı yatırımcıların ülkelerinden getirdikleri uzman personele çalışma izni alma konusunda en büyük zorluk mühendisler için yaşanmakta, bu konuda Çalışma Bakanlığı‘nın izni yetmemekte, TMMOB üyelik, YÖK ise üniversite denkliği aramaktadır. Haberle kamuoyuna verilmek istenen mesaj açıktır: TMMOB ile YÖK, yabancı yatırımlar ve yatırımcılar önünde bir "idari engel"dir. O halde, "engel" aşılmalıdır !.

TMMOB olarak, "kamuoyunu sürekli doğru bilgilendirme" adına, 26 Şubat 2005 tarihinde söylediklerimizi yineliyor ve diyoruz ki;

TMMOB ile YÖK‘ün yabancılara çalışma izni konusunda yatırımcıların önünde engel olduğu savı doğru değildir. Üstelik, bu konudaki uygulamalar AB, ABD ve diğer ülkelerinden çok daha kolaydır.

Ancak, doğru olanlar, yatırımın önünde engel olmayanlardır. Şöyle ki;

Evet, doğrudur. 1938 tarihli ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile 1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu‘na göre; Türkiye‘de mesleklerini icra etmek isteyen ister Türk ister yabancı mühendis, mimar ve şehir plancıları, ilgili Meslek Odası‘na üye olmak zorundadır.

Evet, doğrudur. 3458 ve 6235 sayılı Yasalardaki koşullar, yalnızca yabancılar için getirilmiş koşullar değildir. Bu koşullar, yabancı bir ülkedeki okuldan mezun olan Türk vatandaşları için de geçerlidir.

Evet doğrudur. Üye olmanın anlamı; mesleğini icra ederken uymakla yükümlü olunan kuralların varlığı ve bunların denetimidir. Bu nedenle, yabancı bir meslek mensubu Türkiye‘de mesleğini icra ederken, TMMOB ve Odaları tarafından konulmuş kurallara uymak zorundadır. Diğer meslek kuruluşlarında olduğu gibi.

Evet, doğrudur. Mesleki unvanların kullanılması ve mesleki faaliyetlerin icrasının bir takım koşullara bağlanması, yalnızca ülkemizde yapılan bir uygulama değildir. Bütün gelişmiş ülkelerde, herhangi bir ülkede, lisans eğitimi almak yeter koşul olarak görülmemektedir. Alınmış eğitimin denkliği de, mesleğin icra edileceği ülke için belgelenmek zorundadır. Yani, her ülkenin iç hukukunda mesleki hizmetlerin sunumunda bir çok kısıt konulmuştur.

Evet doğrudur. Yabancıların ülkemizde çalışma koşulları, 2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Yasanın genel gerekçesinde; "Türkiye‘nin bulunduğu coğrafyada yaşanan hızlı kanunî ve ekonomik gelişmeler sonucunda Türkiye‘ye yönelik yabancı göçü, ülkemizde kayıt dışı yabancı istihdamında çok büyük artışlar yaşanmasına neden olmuştur. Mevzuat yapımız kayıt dışı yabancı istihdamının artmasında ve bu durum ile etkin mücadele verilmesinde olumsuz yönde etkili olmuştur." denilirken; 6235 sayılı Yasada değişiklik yapan madde gerekçeleri, "çalışma izni verme yetkisini ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınmak kaydıyla tek merkezde toplamak" şeklindedir. Yani, TMMOB, görüş alınması "zorunlu" kuruluşlardan birisidir ve bazılarının söylediği gibi "idari engel" değildir.

Evet doğrudur. 4817 sayılı Yasa hakkında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı‘nın TBMM‘de söylediği gibi, "yasanın temel amaçlarından biri her şeyden önce kendi vatandaşlarımızın öncelikle istihdam edilmesi, ihtisas gerektiren işlerde aynı işi yapmak üzere aynı niteliği haiz ülkemiz işgücünden karşılanamayacak bir talep bulunması halinde yabancı istihdamının doğal olarak söz konusu olacağı"dır.

Evet, doğrudur. 4817 sayılı Yasa hakkında 24.1.2003 tarihli TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu‘nda; "tasarı hazırlanırken öncelikle ulusal mevzuatımızdaki hükümler ile ülkemizin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerdeki hükümlerin dikkate alındığı ve yabancı istihdamının yasal çerçevede olmasının gerek ülkemizin menfaatleri, gerekse yabancı çalışanlar için büyük önem arz ettiği, tasarının Avrupa Birliği Türkiye Ortaklık Hukuku ve karşılıklılık esası temel alınarak hazırlandığı ve paralel düzenlemeler yapıldığı" belirtmektedir. Yani, bu uygulama, yalnızca ülkemize özgü bir uygulama değildir.

Evet, doğrudur. 1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‘na göre, yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomaların denkliği YÖK tarafından tespit edilmek zorundadır. Bu uygulama, 2547 sayılı Yasa öncesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktaydı; tıpkı ilk ve ortaöğretim kurumlarının denklik işlemlerinin halen Milli Eğitim Başkanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından yürütüldüğü gibi. Yani, konu, yalnızca yüksek öğretime özgü değildir.

Evet, doğrudur. Küresel ve bölgesel ölçekte ulus aşırı tekelci sermayenin çıkarlarını savunan örgütlerin belirlediği anlaşmalara imza atmak, özellikle mesleki hizmetlerin serbest dolaşımı açısından eşitsiz ve haksız rekabetin oluştuğu bir ortamı yaratmakta ve bu durum ulusal ve toplumsal çıkarlara aykırılık oluşturmaktadır.

Evet, doğrudur. Merkezi İdare, yapacağı tüm düzenlemelerde kamu yararını gözetmek durumundadır. Bu nedenle, kalitesiz hizmetin kontrolsüz sunumuna olanak tanıyan ve kendi vatandaşları aleyhine haksız rekabetin önünü açan düzenlemelerden, üstlendiği görev nedeniyle kaçınmalıdır.

Evet, doğrudur. Yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının çalışma izinleri konusunda yapılan tartışmalar hukuksal ve bilimsel temelden yoksun olmamalıdır.

Olmamalıdır, çünkü;

Yüksek öğretim kurumlarına ait diploma ve belgelerin denkliklerinin verildiği YÖK‘ün web sitesine giren herkes; ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada dahil, "Diplomanın Tanınması İle İlgili Yurtdışındaki Ulusal Kuruluşlar"a kolaylıkla ulaşabilir. Ve, 2003 yılından sonra gündeme taşınan "denklik belgesi" sorununun ülkemize özgü bir sorun olmadığını, aslında bir sorunun olmadığını, bunun ülkelerarası kabul görmüş bir uygulama olduğunu görebilirler.

YÖK tarafından verilen Denklik Belgesi, TMMOB‘nin konuyu değerlendirme sürecinde zorunlu gördüğü belgelerden birisidir. Bilinmelidir ki, yabancı meslek üyesi akredite edilmiş bir okuldan mezun ise, YÖK bir hafta içinde denklik belgesi vermektedir. Denklik Belgesi almış bir mühendis, mimar veya şehir plancısının TMMOB‘deki işlemi ise, en fazla 7 gün sürmektedir.

Bu bağlamda, uluslararası akredite olmayan okullardan mezun olanlara, çok kolay Denklik Belgesi verilmesine ya da Denklik Belgesinin aranmamasına yönelik bir mevzuat değişikliği TMMOB tarafından kabul edilemez. Mevcut ve olası yasal düzenlemelerin amacı, akademik ve mesleki yeterliliği olanların Türkiye‘de hizmet sunması olmalıdır. Kamu yararı ölçütünü öngörmeyen mevzuat değişikliklerinin TMMOB tarafından yargıya taşınacağı da bilinmelidir.

Bilinmelidir ki; yabancıların ülkemizdeki çalışma koşulları, ilk kez 2003 yılında 4817 sayılı Yasa ile düzenlenmemiştir. Türkiye‘de çalışmak isteyen yabancı mühendis, mimar ve şehir plancısının ilgili Meslek Odasına üyelik koşulu, 4817 sayılı Yasa ile getirilmiş yeni bir hüküm değildir.

Bilinmelidir ki; Danıştay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘nca 24 Nisan 2004 tarih ve 25442 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 5 inci maddesinin (ı) bendi ile 3 üncü maddesiyle eklenen Geçici Madde 1 hakkında TMMOB‘nin açtığı iptal davası sonucu, yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Yargı kararları, Anayasa gereği herkesi bağlar. Bu nedenle sürece, sermaye kesiminin tek yanlı bakış açısında olduğu gibi idari bir engel olarak değil, alanı doğru düzenlemek için doğru yasal mevzuat yapma zorunluluğu açısından bir fırsat olarak bakmak gerekmektedir. Bu bağlamda, diğer merciler tarafından verilen süre uzatımı uygulamasının derhal durdurulması gerekmektedir. Ayrıca, 5 inci maddenin (ı) bendine dayanılarak izin verilmemesi de gerekmektedir.

Bilinmelidir ki; yabancı meslek kuruluşlarından alınacak belgeler ile aynı firmada başkaca Türk mühendislerin çalıştığına dair belgeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘nın Türkiye‘de İşsizliğin Önlenmesi ve İstihdamın Artırılması Raporu‘nda da belirtildiği üzere, istenilmesi gerekli belgelerdir. Bu belgelerin sağlanmasındaki zorluklar ileri sürülerek bu uygulamayı kaldırmak üzere yasal düzenleme yapmaya çalışmak kolaycılıktır, yanlıştır. Sorun, gerekli belgelerin eksiksiz ve zamanında sağlanması ile çözülmelidir.

Bilinmelidir ki; "TMMOB Yabancı Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Çalışma İznine Esas Değerlendirilmesi ve Geçici Üyelik Müracaatları Hakkında Yönetmelik", 1 Şubat 2005 tarihli ve 25714 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 9 uncu maddesi ile yapılacak işlemler süreye bağlanmış ve oluşturulan akış şeması çerçevesinde işlemler hızlandırılmıştır. Yabancı mühendis ve mimarların çalışma izni sürecinde "bürokratik engel" olarak gösterilen TMMOB; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘ndan gelen başvuru dosyasına en geç 30 gün içerisinde görüş bildirmektedir.

Bilinmelidir ki; TMMOB ve bağlı Odaları, mühendis, mimar veya şehir plancısı olmayanı, olduğunu belgeleyemeyeni, mühendis, mimar veya şehir plancısı olsa ve belgelese de mesleğini yapmayacağını taahhüt edenleri üye yapmaya zorlamamaktadır.

Bilinmelidir ki; TMMOB Yasası‘nın gerekçesinde yer alan "mühendislik hizmetinin ülke güvenliği ile yakından ilgili olduğu" saptaması doğrultusunda, denetimsiz hizmet sunumunu yasallaştırmaya yönelik girişimler kapsamında, meslek üyelerinin denetimini ortadan kaldıracak yasal değişiklikler, TMMOB‘nin de ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Bu durumda ise, mühendislik hizmetlerinin kamu çıkarından ve ülke güvenliğinden uzak bir noktaya getirileceği açıktır.

Bilinmelidir ki; 1980‘lerin ortasından günümüze kadar kayıtlı ya da kayıt dışı olarak yaklaşık 5.000 yabancı mühendis ve mimar ülkemizde meslek alanında ya da meslek alanı dışında çalışmakta, çalışma izni alamayanlar da ülkemizden çıkmamaktadır. Hazine Müsteşarlığı‘nın denetimsiz izin vermeye devam etmesi nedeniyle, yasal olarak çalışan kayıtlı yabancılarının ne kadarının yabancı sermayeli şirketlerde çalıştıklarına ilişkin sağlıklı veriler mevcut değildir. Yine, Hazine Müsteşarlığı‘nın vermiş olduğu izinler doğrultusunda çok sayıda şirkette, üçüncü dünya ülke vatandaşları çalışmakta olup, şirketler maliyeti düşürmek için sigorta yükümlülüklerini sigorta primlerinin düşük olduğu bir ülkede yerine getirerek, SSK‘ya prim dahi ödememektedirler. Bu şirketlerin çalıştırdıkları mühendis, mimar ve şehir plancıları, kilit personel dışında, az gelişmiş ülke vatandaşlarından oluşmaktadır.

Bilinmelidir ki; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi‘nde görev alan teknik personelin TMMOB‘nin ilgili Odasına geçici üyeliğinin büyük ölçüde sağlanamadığı ve kayıt dışılık gerçeği ortada iken, yabancıların ülkemizde çalışmasını yalnızca Türkiye‘de binlerce işsiz mühendis, mimar ve şehir plancısının istihdam sorunu olarak görmemek gerekmektedir.

Bilinmelidir ki; şeffaf olmayan işlemler, korumacı önlemlerin eksikliği, mevzuat farklılıkları, eğitim sistemi yetersizliği, meslek tanımı standartlarının eksikliği, diploma ve unvan uyuşmazlıkları, kamu hizmeti ve mesleki hizmet tanımlarının belirlenmesindeki eksiklikler, kamu alımlarında karşılaşılan zorluklar, uzmanlaşma eksikliği, vergilendirme ve sosyal güvenlik sistem farklılıkları, mühendis ve mimar işsizlik oranının yüksekliği gibi, uluslararası pazarda rekabet edememeyi zorlayan etkenlerin varlığında; ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının rekabet şansı azalmakta, pazar ortamı meslektaşlarımızı taşeronluk ya da meslek dışı iş yapmaya zorlamaktadır. Kaçak çalışma ya da kayıt dışı çalışma yaygınlaşmaktadır.

Yine, bilinmelidir ki; 4817 sayılı Yasa hakkında 24.1.2003 tarihli TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu‘nda; "Dünya ticaretinin gelişmesi, ulaşımın globalleşmesi gibi sebeplerle uluslararası göçün de giderek arttığını ve bu kapsamda ülkemizin de sadece dış göç veren ülke olmayıp, giderek göç alan bir ülke haline geldiği ve bu anlamda ülkemizin çevre ülkelerdeki krizler ve siyasal-ekonomik çözülmeler nedeniyle, 1980‘li yıllardan beri açık ve gizli bir biçimde göç aldığı, bu ülkelerdeki siyasal gelişmelerin yanı sıra bu yönelişin temel nedeninin, Türkiye‘nin bugün bazı ülke vatandaşları açısından, istihdam ve ticaret alanlarında bir "cazibe merkezi" olarak görülmesinden de kaynaklandığı" Zorunlu veya gönüllü olarak Türkiye‘ye gelen ve burada kalan, Türkiye‘ye sığınan ya da geçici bir süre burada barınma ve çalışma fırsatı arayan, çoğu zaman da kaçak konuma düşen yabancıların sayısının giderek arttığı" Türkiye‘ye gelen "yabancı uyruklu insanlar"ın genelde belirli bir uzmanlık alanlarının olmadığı, belirli bir uzmanlığa sahip olanların da uzmanlık dallarında değil, bulabildikleri işlerde çalıştıkları, niteliksiz işçi statüsünde ve kaçak olmaları nedeniyle de çok düşük ücretlerde çalışmaya razı oldukları için bu insanları çalıştırmanın bazı işverenlerce cazip görüldüğü" İşgücü fazlası olan ülkemizde kaçak yabancı işçiliğinin giderek yaygınlaşmasının hızla vergi ve sigorta prim kayıplarına neden olduğu" Ucuz işgücü olarak görülen ve kendi ülke vatandaşlarımıza tercih edilerek kaçak çalıştırılan yabancı işçilerin, Ülkemizin ücret ve sendikal düzenini de etkilediğini, aynı işi yapabilecek aynı nitelikteki vatandaşlarımızın işsiz kalmalarına neden olduğu" ifadelerine yer verilmiştir.

Bu olumsuz durum, TMMOB kadar, ana görevi ulusal çıkarları ve yurttaşlarının haklarını korumak olan yasama ve yürütme organları tarafından da engellenmelidir. Çünkü; akademik ve mesleki yeterliliğe sahip olmayan kişilerin ülkemizde mesleki hizmet sunmaları, üstelik kaçak hizmet sunmaları, kamu ve toplum yararı bir yana, hukuk kurallarına açıkça aykırıdır.

Kaçak çalışma ya da kayıt dışı çalışma bir suç ise; bu suçu işleyenin yurttaş ya da yabancı olması hukuken suçu ortadan kaldırmaz. Bu bağlamda; kaçak yabancı mühendis, mimar ve şehir plancısı çalıştıranlar, çalıştırdıklarını "ihbar" edenler hakkında gerekli işlemler, gerekli merciler tarafından, "derhal" başlatılmalı; kaçak çalışan yabancı mühendis, mimar ve şehir plancısı ülke dışına çıkarılmalıdır. Bu duruma duyarsız kalanlar hakkında da gerekli hukuki süreç başlatılmalıdır.

Süreci yalnızca kendi çıkarları açısından değerlendiren yerli ve yabancı sermaye kesimlerinin "idari engel" adı altında yaptıkları gerçek dışı beyanlarla kamuoyu oluşturma çabalarına fırsat vermeyeceğini açıklayan TMMOB; bizzat Başbakan‘a yapılan "suç duyurusu"nu da izleyecek, "hukuk devleti" ilkeleri doğrultusunda yapılanları ve yapılmayanları kamuoyuna duyuracaktır.

IMF Başkanı, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı, Avrupa Yatırım Bankası Başkanı, TÜSİAD Başkanı, TOBB Başkanı, YASED Başkanı, TİM Başkanı ve dünyanın önde gelen bazı ulus ötesi tekellerinin üst düzey yetkililerinin katılımıyla 29 Nisan 2005 tarihinde İstanbul‘da düzenlenen 2. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı Sonuç Bildirgesi‘nde yer alan; "Yatırımların önündeki idari ve bürokratik engellerin yabancı personel çalışma izinlerine ilişkin sorunları da kapsayacak şekilde ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesi; Uygulanmakta olan özelleştirme programına aynı kararlılıkla devam edilmesi; Yatırımlar açısından yargı sürecinin etkinliğinin artırılması; Türkiye‘deki yatırım ortamının yatırımcılar tarafından daha iyi algılanabilmesini teminen ülkenin yatırım yeri olarak tanıtımına yönelik çabaların artırılması; Enerji sektörünün serbestleştirilmesine yönelik programın devam ettirilmesi; Sosyal güvenlik reformuna hız kazandırılması..." önermeleri; belli kesimlerin çarpıtarak gündeme taşıdığı sorunun, aslında "yabancıların çalışma izinleri" ya da "denklik belgesi" ile sınırlı olmadığını gözler önüne sermektedir.

Yatırım Danışma Konseyi‘nin önerilerinin takibi ve hayata geçirilmesi konusuna büyük önem verdiklerini vurgulayanların, AB mevzuatına aykırı ya da AB‘de olmayan düzenlemelerin "AB‘ye Uyum" adı altında ülkemizde gündeme getirilmesine karşı çıkmamaları, kendi iç çelişkilerinin ötesinde, ülke ve toplum yararına olmayacaktır.

Özetle, TMMOB; ülkemiz, halkımız, örgütümüz, meslek alanlarımız ve meslektaşlarımız lehine düzenlemelerin yapılması konusunda kamuoyunu sürekli doğru bilgilendirecek ve kararlı tutumunu sürdürmeye devam edecektir.

Mehmet SOĞANCI
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

Tüm Basın Açıklamaları »

24.05.2005 tarihinden itibaren 3036 defa okunmuştur.

 

ODAMIZ

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri