ANA SAYFA İLETİŞİM BİLGİLERİ BAĞLANTILAR SİTE HARİTASI E-POSTA GİRİŞİ ÜYE GİRİŞİ TMMOB
eski.mmo.org.tr ENGLISH
AKM ML MK EKM

26 Nisan 2024 Cuma    

EİM-MEDAK MİEM PBK

 "EMEKTEN, HALKTAN YANAYIZ"

    Yayına Giriş Tarihi: 13.12.2004  Güncellenme Zamanı: 10.10.2008 15:10:58  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve İstanbul Şube Başkanı Tevfik Peker‘in, 12 Aralık 2004 tarihli BİRGÜN Gazetesi‘nde söyleşileri yayınlandı. Söyleşi yazının devamındadır.

1954‘ten bugüne halk için bilim üreten, sorgulayan, tartışan ve karşı çıkan ve geçtiğimiz hafta 50. Yıl Gecesi ve Onur Yürüyüşü düzenleyerek AKM‘de dostlarıyla bir araya gelen TMMOB‘un, 54 yıllık geçmişini ve bugününü Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve MMO İstanbul Şube Başkanı Tevfik Peker BİRGÜN‘e anlattı.

BİRGÜN: TMMOB‘un ve odanızın 50. yılını kutladınız. Biz de 23 Ekim tarihli gazetemizde odayı kısaca tanıtmaya çalıştık. Odanızın yürüttüğü çalışmalar hakkında bizi biraz bilgilendirebilir misiniz?

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz:
Odamız çalışmalarını esas olarak 2 eksende yürütmektedir. Bunlardan öncelikli olanı mesleğin ve meslektaşın geliştirilmesidir. Bu kapsamda geçtiğimiz dönem içinde oda olarak bilimsel-teknik içerikli 25 adet kongre ve kurultay düzenledik. Odamızın disiplini ile ilgili olarak mühendislik eğitimi hakkında ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmelerin izlendiği, eğitimde karşılaşılan sorunlara çözümlerin arandığı, sanayileşme ve üretime dayalı politikaların yerleşmesi ve geliştirilmesine hizmet eden bu etkinlikler, oda-üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinde de önemli işlevler üstlenmektedir. Bununla birlikte odamız, üyelerimizin mesleki anlamda gereksinimlerini ve taleplerini göz önünde bulunduran uzmanlık alanlarıyla ilgili meslek içi bir eğitim programı da yürütmektedir. Meslek içi Eğitim Merkezi çalışmamızın yanı sıra şubelerimiz tarafından da çok çeşitli alanlarda eğitimler, kurs ve seminerler verilmektedir.

BİRGÜN:TMMOB‘un etkinlikleri arasında bir de ‘Öğrenci Üye Kurultayı‘ çalışması yer alıyor. Makine Mühendisleri Odası‘nın öğrenci üyeliği ile ilgili çalışmaları nelerdir?

Emin Koramaz:
Makine Mühendisleri Odası, Makine, Endüstri, İşletme, Uçak, Havacılık, Uzay, İmalat, Sistem, Kağıt, Makine Teknik Metod, Matbaa, Sanayi, Üretim Tekniği Mühendisliği yapan üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrencilerin, ‘öğrenci üye‘ kapsamında üyeliklerine olanak sağlamaktadır. Odanın ve de ülkenin geleceği olan öğrencilerimizin, gelecekte hem üyesi hem de yöneticisi olacakları kuruluşu tanımalarını sağlamak ve söz konusu öğrencilerin bilimsel-mesleki gelişmelerine yardımcı olmak amacıyla yönetmelik uyarınca odamıza öğrenci kaydı yapılmaktadır. 1996‘da yaklaşık 400 öğrenci üye ile başladığımız çalışmalar bugün yaklaşık 5 bin üye ile yoluna devam etmektedir. Ancak bizim için bu sayı yeterli değildir. Dolayısıyla hedefimiz, meslek alanımızla ilgili 30 bin öğrencinin öğrenim gördüğü ülkemizde tüm öğrencileri kapsayabilmektir. Bununla birlikte, öğrencilerimizin bağımsız kürsüleri kullanarak, kendi sorunlarına kendilerinin çözüm üretmelerini sağlamak amacıyla iki yılda bir olarak Öğrenci Üye Kurultayları adlı toplantılar düzenlemekteyiz. Üniversitelerin, bileşenlerini oluşturan öğrenci, öğretim elemanı, çalışanlara ait olduğu bilinciyle gerçekleştirdiğimiz bu kurultaylarda, özerk-demokratik ve bilimsel üniversite vurgusunu sürekli olarak işlemekteyiz.

BİRGÜN: Son yıllarda özelleştirme politikaları gündemden düşmüyor. Makine Mühendisleri Odası‘nın özelleştirmelere karşı tutumu nedir?

Emin Koramaz:
Odamız geçmişten beri mühendis ve mimarların halkın hizmetinde olması gerektiğini vurgulamaktadır. Odamız, kamu mülkiyetinin her düzeyde korunmasının toplum ve ülke yararına olduğunu düşünmekte, özelleştirmelere esasından ve kategorik olarak bir karşı duruş göstermektedir. Ülke kaynaklarının talan edilmesine sebep olan özelleştirmenin sonuçları ortadadır. İşsizlik, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, ulusal, toplumsal kaynak ve birikimlerin liberalizmin kan içiciliğinde pazar unsuru haline dönüştürülmesi vb. bir dizi toplumsal sonucun yanı sıra, özelleştirmenin geliri de, gideri de 4,5 milyon dolardır. İşte ‘özelleştirme‘ demagojisindeki ‘ekonomik rasyonalite‘ de budur. Bugüne kadar ülke kaynaklarını bir avuç çıkar çevresine pazarlayan siyasi anlayışlar, yapılan özelleştirmelerle kamusal hizmet alanlarının yok olmasının üzerini ısrarla örtmeye çalışmaktadırlar. Özelleştirme ekonominin liberalleşmesine dayalı kamu mülkiyetine karşı tam cepheden ekonomik ve ideoljik bir saldırıdır.

BİRGÜN: Bundan birkaç hafta gazetemizde de gündeme gelen araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesine karşı yargıya başvurdunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Emin Koramaz:
Bizim bu konuda dikkat çektiğimiz nokta, Araç Muayene İstasyonlarının Özelleştirme İdaresi tarafından ihaleye çıkarılmış olması ve aynı zamanda anayasal bir hüküm olan kamu hizmetlerinin kamu tarafından verilmesi gerekliliğinin dışlanmış olmasıdır.Kaldı ki söz konusu ihale ile, özelleştirmeye ilişkin yasa kapsamının da dışına çıkılmıştır. Bir kamu hizmetinin ticarileştirilerek özel ellerde tekele dönüştürülmesi ve konunun yol ve trafik ile ilgili olması nedeniyle toplumun can ve mal güvenliği tehdit edilmektedir. 300 bin dolar gelir getiren araç muayene istasyonlarının alt yapısının tamamlanması için gerekli olan 100 bin dolar kaynak ayrılmamakta, bu gelir yerli ve yabancı sermayeye aktarılarak kamu zarara uğratılmaktadır. Türkiye iki bölgeye ayrılarak, muayene olanakları kısıtlanmakta, denetimsiz ve muayenesiz araçların neden olacağı yeni trafik kazalarına davetiye çıkarılmakta ve ayrılmaz bir bütün olan araç, yol bakım ve trafik denetim süreçleri parçalanarak ulaşım güvenliği ortadan kaldırılmaktadır. Nitekim sıraladığım bu nedenleri önceliğine alan odamız, özelleştirme ihalesinin ve ilgili yönetmeliğin iptali için idari yargı yoluna başvurmuştur.

BİRGÜN: Odanız sanayileşmeye sürekli olarak vurgu yapıyor. Buna ilişkin yürütülen çalışmalarınız nelerdir?

Emin Koramaz:
Odamızın ana hedefi üreten, sanayileşen, demokratikleşen bir Türkiye‘dir. Gelişmiş kapitalist ülkeler katma değeri yüksek, ileri teknoloji isteyen yatırımlara, teknik eğitime, AR-GE çalışmalarına dolayısıyla ulusal sanayilerine ve ihracata verdikleri desteği sürekli olarak arttırmaktadırlar. Buna karşın dış borç ve krizler sarmalı altında kuşatılan bizim gibi ülkelere ise yeni borçlar vermek için tüm kamu desteklerinin kaldırılması ön koşul olarak ieri sürülmekte ve bu durum ülkelerin ulusal bilim, teknoloji, yenilenme ve sanayi politikalarını kendi çıkarları doğrultusunda oluşturup, uygulamaya geçirmelerine engel olmaktadır. Bu bağımlılık sözleşmeleri yıllardır ülkemizde de yaşama geçirilmektedir. Ülke kaynakları üretken, verimli, istihdam yaratan reel sektörler yerine, hizmet ve rant alanlarına aktarılmakta, bunun sonucunda da ithalat-ihracat açığı her yıl artarak ülkemizin bir biri ardına krizler yaşamasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu politikalardan meslek olarak en fazla mühendiler ve sektörel anlamda da sanayii fazla zarar görmektedir. Halihazırda teknolojik düzeyi düşük olan sektörlerimizin sanayi girdilerinin ortalama yüzde 60‘ının yurtdışından gelmesi, sektörlerdeki ihracatın ithalatı karşılama oranının ise ortalama yüzde 30‘lar civarında oluşu,ülkemizde sanayileşme politikalarının olmadığını hatta tam tersine bir tür sanayisizleştirme sürecinin yaşandığını göstermektedir. Odamız, sanayileşme, ulusal kalkınma ve merkezi planlamayı bir bütün olarak gördüğü için bu sürece karşı ülkemizin geleceğini sanayileşme ve demokratikleşmede görmektedir. Nitekim Aralık ayında Ankara‘da gerçekleştireceğimiz Sanayi Kongresi‘nde bunları detaylandırmayı düşünmekteyiz.

MMO İstanbul Şube Başkanı TEVFİK PEKER

BİRGÜN: Makine Mühendisleri Odası‘nın önümüzdeki dönem için önüne koyduğu hedefleri nelerdir?

Tevfik Peker:
Bizim temel hedefimiz, ‘Üyelerimizle Birlikte Toplumsal Fayda Üretmek‘tir. TMMOB ve MMO‘nun 50 yıllık tarihinin yol göstericiliğinde devam etmek istiyoruz. Geleceği iyi planlamanın yolunun, ülkemizin koşullarını iyi tahlil etmekten ve üyelerimizle bu birikimi arttırarak paylaşmaktan geçmekte olduğuna inandığımız için, faaliyetlerimizi üyelerimizin mesleki birikimlerinden de faydalanarak hep birlikte toplumsal fayda temelinde ve ülkemizin sanayileşerek bağımsızlaşmasına katkıda bulunmayı hedefleyerek sürdüreceğiz.

BİRGÜN: Odanızın küreselleşmeyle ilgili tavrı nedir?

Tevfik Peker:
Bizim birlikte karar alma, uygulama, birlikte yönetme anlayışımız emekten ve haltan yanadır, anti-emperyalisttir. Odamız,örgütsel bağımsızlığını her koşulda koruyan, kararlarıa demokratik-merkeziyetçi yöntemlerle alan, bir yandan meslsk alanları üzerinden ülke gerçeklerini sorgularken, öte yandan mesleki denetimin ön koşulu olan üyelerinin mesleki bilgilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaları da ön planda tutan bir yapıya sahiptir. Küreselleşme adı altında dünyayı çok uluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirmek isteyen yeni dünya düzeni savunucularının amaçlarına adım adım yaklaştıkları bu günlerde, ABD ve işbirlikçileri, Orta Asya‘dan başladıkları saldırgan politikalarına Ortadoğu‘da ve dünyanın bir çok bölgesinde devam etmektedirler. Aynı anda ülkemizde de ‘küresel dünya‘yla bütünleşme adına son 3 yılda bir çok yasa çıkarılmış ve bunlarla da yetinmeyen 59. Hükümet, 2005 yılı başında yürürlüğe girecek Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ile mühendislik ve mimarlık başta olmak üzere pek çok alanı uluslararası sermayenin sömürüsüne açmıştır.

BİRGÜN: Bundan birkaç ay önce meydana gelen ve toplum olarak neredeyse unutmaya başladığımız tren kazası hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Tevfik Peker:
Az gelişmiş ülkelerde olayları, olup bittikten sonra tartışmak olağandır. 22 Temmuz günü Sakarya-Pamukova‘da raydan çıkmasıyla oluşan tren kazası, teknik bir hatadan çok devletin bugüne kadar sürdürdüğü taşımacılık politikasının bir ürünüdür ve aslında bu olay bir anlamıyla demiryollarının ve ulaşım politikalarının da gündeme gelmesine sebep olmuştur. Anadolu‘daki demiryolu güzergahının tamamına yakını 19. yy‘ın son çeyreğinde o zamanki bilgi birikimle 90km/saat‘i geçemeyecek hızde yapılmıştır. Dolayısıyla bu altyapıyı baz alarak, "biz yaptık, oldu" mantığıyla hızlı tren seferi koymak ihmalkarlık hatta cinayettir. Bizler ise demiryolu taşımacılığını teknik olarak en güvenilir, en ekonomik ve aynı zamanda doğal kaynaklara en az zarar veren ulaşım biçimi olduğunu savunmaktayız. Ancak ülkemizin ulaşım politikalarının ve bu konudaki yatırım planlarının gelişi güzel ve öngörüsüz olduğunu düşünüyoruz.


BİRGÜN: LPG‘li araçlara bir düzenleme getirildi. Ama bunlar LPG‘li araçların saçtığı tehlikeyi bitirir mi?

Tevfik Peker:
Araçlardaki LPG sistemi her gün yüksek sıcaklı ve basınç ile sayısız titreşime maruz kalıyor. Dolayısıyla da uzun süre sorunsuz çalışması mümkün değil. Teknik bakım ve onarımlar ile gerekli denetimler zamanında yapılmadığında bu yüksek sıcaklı ve basınç ile sayısız titreşimlerin "Tekerlikli bomba" haline dönüşmesi de kaçınılmaz olacaktır. 1998 yılında Resmi Gazetede yayınlanan bir yönetmelikle; fenni muayeneleri sırasında MMO‘dan LPG/CNG Gaz Sızdırmazlık Raporu almaları zorunlu hale getirilmiştir. MMO olarak, bugüne kadar yaptığımız kontrollerde birçok LPG‘li araçta can güvenliği açısından tehlike olduğunu tesbit ettik ve birçok kazayı böylelikle engellemiş olduk. Ancak bu kontrolleri yaptırmayan pek çok araç trafikte dolaşarak tehlike saçmaya devam etmektedir.

BİRGÜN: Geçtiğimiz günlerde TMMOB Gökkafes önünde bir basın açıklaması yaptı. Zaman zaman gündeme gelen Gökkafes ile ilgili son gelişmeler nelerdir?

Tevfik PEKER: İTÜ Taşkışla binası ile Dolmabahçe arasında bulunan ve H. Prost‘un hazırladığı İstanbul Nazım İmar Planında 2 Numaralı park alanı olarak ayrılan vadiyi ve İstanbul‘un siluetini onarılmaz hale getiren ve kamuoyunda Gökkafes olarak anılan binanın inşaatı, bu alanın sahibi bile olmamasına rağmen Süzer Turizm AŞ‘nin talebi doğrultusunda parselin ‘Turizm Merkezi‘ olarak ilanı ile tüm şehircilik ve hukuk ilkeleri çiğnenerek gerçekleştirilmiştir. Doğaya, çevreye, tarihsel ve kültürel değerlere sahip çıkan tüm yurttaşlar, adalet duygularını rencide eden sözkonusu sürecin sona erdirilmesi ve bu hukuksuzluk anıtının yıktırılması için bir araya gelmelidirler.

Tüm Basın Açıklamaları »

13.12.2004 tarihinden itibaren 3874 defa okunmuştur.

 

ODAMIZ

SAYFA ÜSTÜ
ÖNCEKİ SAYFA

COPYRIGHT © 2024 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
MEŞRUTİYET CADDESİ No:19 KAT:6-7-8 KIZILAY / ANKARA
TEL: 0850 495 0 666   FAKS:(+90) 312 417 86 21
E-POSTA:

Key İnternet Hizmetleri