Başkan Mart, "Düzenin yeni yüzüne karşı insanca yaşamı savunmak; emekçilerin, ezilenlerin sesine ses katmak; tüm temel haklarımız; mesleğimiz, meslek alanlarımız ve örgütümüze sahip çıkmak ve eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için, üst birliğimiz TMMOB, DİSK, KESK ve TTB, 8 Ekim`de Ankara`da merkezi bir miting düzenleme kararı aldı" diye konuştu.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi` de tüm MMO örgütlülüğü gibi, bu mitinge kitlesel bir şekilde gideceğini bildiren Başkan Mart, tüm temel haklar için 8 Ekim`de Ankara`da TMMOB saflarında örgütlü bir şekilde yer alacaklarını belirtti. Başta meslektaşları olmak üzere herkesi mitinge davet eden Başkan Mart, temel hak talepleri ve antidemokratik uygulamaları ise şöyle sıraladı:
"Ülkemiz ve birliğimiz TMMOB`nin, Anayasal çerçevenin dışına çıkan Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilmesi. Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı toplumsal hizmet alanlarının kamusal fayda alanından çıkarılıp serbestleştirme, özelleştirme, ticarileştirmenin arpalıkları haline getirilmesi. Sanayi, enerji, maden, tarım, gıda, orman, kentsel-kırsal yaşam ve çevre, doğal ve tarihi koruma alanları, yapı denetimi, ulaşım gibi toplumsal yaşamın bütününe yayılan mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı disiplinlerinin gerektirdiği bilimsel–teknik kriterlerin ve mesleki denetimin devre dışı bırakılması. Çalışma yaşamının büyük kısmının işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin dışında tutulması. Eğitim ve sağlık alanlarındaki yeniden yapılanma/dönüşüm çalışmalarının özel sektöre yeni rant alanları sunması. Kamu yönetimi ve kamu personel rejiminin neo liberal ve tekelci otoriter bir doğrultuda yeniden yapılandırılması. Toplu sözleşme, grev ve örgütlenme hakkının gasp edilmesi. Emekçilerin kıdem tazminatlarının gasp edilmesi. Güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması. Çağdaş, laik yaşam gereklerinin hemen her alanda geri plana itilmesi. Bilimsel, özerk, demokratik üniversite ve parasız eğitim taleplerinin şiddet ile karşılanması. Evde, sokakta ve işyerlerinde var olma mücadelesi veren kadınlar üzerindeki toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve şiddetin artması. Düşünce özgürlüğü ve demokratik protesto haklarının kullanımının engellenmesi. Bir arada yaşamı savunan ve "savaşa hayır" diyen barış yanlılarının susturulması." |