TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na devredilen olağanüstü yetkilerle ilgili son gelişmeler kamuoyu ile paylaşıldı. TMMOB Bursa İKK Sekreteri tarafından okunan basın açıklamasında Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart, sayman Fikret Çaral, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Remzi Çınar, Orman Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başaknı Şerafettin Bayraktar, Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi 2. Başkanı Tahsin Tar ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkan Vekili Orhan Sarıbal da hazır bulundu. DEMOKRASİLERDE YERİ YOK! "Yaşadığımız süreç olağan değildir, ülkemizde olağan demokrasilerde yeri olmayan tersi bir süreç işlemektedir" diyen Fikri Düşünceli sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizin varlık nedeni olan coğrafyasında, geriye dönülemez kayıplar olacak, bu ülkenin yurttaşlarının doğal, devredilemez ve kutsal haklarının korun(a)maması ve Anayasa‘nın 56.maddesi ile düzenlenmiş olan ‘sağlıklı ve dengeli doğal bir çevrede yaşama hakkı‘ ortadan kalkacağı endişesi içindeyiz. TMMOB olarak başta yaptığımız çağrımız uyarıya dönüştürüyoruz; çok geç olmadan, ilgili kurumlar, kişiler, siyasi partiler, üniversiteler, yazar-çizerler, düşünenler bu uygulamalara karşı insanlığın ortak değerlerine sahip çıkan bir tutum göstermelidir." TAPULAR BAKANLIKTA! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile yapılan değişikliklere atıfta bulunan Fikri Düşünceli "Hiç kimse ama hiç kimse artık elindeki tapuya güvenmesin. Tapu, ister kamu kurum ve kuruluşunun, ister özel kişinin, isterse devletin hüküm ve tasarrufu altında olsun bu tapu ve araziler üzerinde istediği tasarrufu yapma yetkisi yalnızca ve yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘ndadır" dedi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın yerelde tanınan yetkilerle Türkiye Belediyesi olma yoluna girdiğine dikkat çeken Düşünceli, Bakanlığın TOKİ‘leştiğine dikkat çekti. 648 sayılı KHK‘de doğanın imarın içinde eritildiğini ve sadece bir hammadde ve arsa olarak algılandığına işaret eden Fikri Düşünceli, çevreyi korumakla görevli bir Bakanlığın aynı zamanda bu alanların ranta açılması ile görevlendirildiğine dikkat çekerek bu durumu "Yaman bir çelişki" olarak niteledi. BELEDİYELER YETKİSİZLEŞTİRİLİYOR! 648 sayılı KHK‘de harita, her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını, parselasyon planlarını ve değişikliklerinde doğrudan yetkili kılındığına dikkat çeken Düşünceli, "2 ay içinde belediyelerce ruhsatlandırma yapılmadığı takdirde ruhsat ve yapı kullanma izni verme yetkisine de sahip" dedi. 648 KHK ile depreme dayanıksız bölgeler ve kentsel dönüşüm alanlarına ait uygulama, yenileme, transfer alanları geliştirme yetkisinin ilgili bakanlığa verildiğini bildiren Düşünceli, "Buralardaki her ölçekteki imar planı ve uygulamalarını, kentsel tasarım projelerini yapma ya da yaptırma, onaylama gibi görevlerin de yine aynı bakanlığa verilmiştir" diye konuştu. Fikri Düşünceli, "Bu çerçevede paylı mülkiyetleri ayırmak, birleştirmek, arsa ve arazi düzenlemeleri yapmak, imar hakkı transfer etmek, kamulaştırma ve gerektiğinde acele kamulaştırma yoluna gitmek; yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerini vermek ve kat mülkiyeti ve tescilini sağlamak Bakanlığın yetkisine verilmiştir. Bu düzenlemelerle Belediyelerin yetkisinden ve özel mülkiyetin korunmasından söz edilemeyeceği açıktır. ANITLAR KURULU KALKIYOR! Öte yandan 2863 sayılı Yasa‘nın değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde "Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü‘ kurulduğunu bildiren Düşünceli, doğal sit alanlarının yok edilmesinin yolunun açıldığı konusunda uyardı. Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgelerinin kullanma ve yapılaşmaya ilişkin kararlarda yetkinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na verildiğini söyleyen Düşünceli, "Bunların statüsü yeniden değerlendirildikten sonra 6 ay içinde Bakanlığa devredilecek. Bu hüküm, 6 ay sonra bu statülerin kalmayacağının habercisidir. Yalnızca doğal sitler değil aynı zamanda doğal sitlerle kesişen arkeolojik, kültürel, kentsel ve tarihi sitler de tehlike altında" diye konuştu. ÖNÜNE GELEN İNŞAAT YAPACAK! Yine KHK ile yapılan değişikliklerde köylerdeki yapılarda Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu uygulanmayacağını söyleyen Düşünceli, buralarda kurulacak yapılarda ruhsat ve imar planı aranmamasının özellikle sahil beldelerinde yeni bir yağmaya yol açacağını bildirdi. Tarım arazilerinin büyük zarar göreceğini belirten Düşünceli, 3194 sayılı İmar Yasası‘na eklenen madde ile de mera, yaylak ve kışlaklar, 29 yıllığına kiralanıp yapılaşmaya açıldığını böylece zaten dar boğazda olan hayvancılığın iyice darbe alacağını ifade etti. Türkiye‘nin tapusunun adeta bir Bakanlığa verildiğini belirten Fikri Düşünceli, Somali‘nin de bugün Türkiye‘ye dayatılan bir süreçten geçtiğini, kamu arazilerinin ve su kaynaklarının özelleştirildiğini ve sonuçta açlıkla karşı karşıya kaldıklarını anımsatarak "Somali‘den beter oluruz" dedi. |
Hakkımızda
HİÇ KİMSE TAPUSUNA GÜVENMESİN
