Yayına Giriş Tarihi: 29.03.2011  Güncellenme Zamanı: 29.03.2011 16:51:08  Yayınlayan Birim: BURSA ŞUBE  
 

EMPERYALİZMİN DÜNYA HALKLARINA ZULMÜNE,

DİKTATÖRLÜLKERE,

HAYIR

BİN KERE

MİLYON KERE

HAYIR

Libya halkı haftalardır Kaddafi`ye karşı sokaklarda gösteriler yapıyor. Kaddafi, Libya halkının iş, ekmek ve özgürlük taleplerini şiddetle ve katliamla bastırmak istiyor. Bu tutumuyla Kaddafi yönetimi Libya`yı bir iç savaşa sürüklemiştir.

Libya`da yaşanan bu durumu bahane eden emperyalistler, bir süredir hazırlığını yaptıkları askeri müdahale konusunda düğmeye bastılar. BM`nin desteğini arkasına alan ABD, Fransa ve İngiltere`nin başını çektiği emperyalist koalisyon, bir haftadır Libya halkının üzerine roket, füze ve bombalar yağdırıyor.

Emperyalist saldırı ve terör koalisyonunun söylediklerine inanacak olursak, onlar, Libya halkını Kaddafi`nin "zulmünden" kurtarmak için bunu yapıyorlar. Kaddafi`nin Libya`daki sivillere yönelik katliamlarını durdurmak istiyorlar. Libya`ya demokrasi ve özgürlük götürecekler.

Oysa aynı sözleri, yani bu büyük emperyalist sahtekarlığı ve ikiyüzlülüğü daha önce de görmüştük. Başta bölge halkları olmak üzere bütün dünya halkları ABD başta olmak üzere bu canavarların halklara nasıl kan kusturduklarını Irak ve Afganistan`ın işgali sırasında yaşayarak gördüler. Ayrıca, Libya`nın bombalanmasında başı çeken Fransa`nın, bir zamanlar Kongo halkına nasıl "demokrasi ve özgürlük" götürdüğü gerçeği hala hafızalarda tazedir.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika`da halklar bir süredir gerici diktatörlere karşı mücadele veriyorlar. Tunus ve Mısır`da halkın mücadelesi diktatörlerin devrilmesiyle sonuçlanırken Kaddafi direnmeye devam ediyor. Açıktır ki diktatörlükleri yıkan ve yıkacak olan halkın mücadelesidir. Hiçbir gerekçe, politika veya güç, halkın gücünün önüne konamaz, yerine geçirilemez.

Kaddafi`nin halkına karşı uyguladığı zulüm politikaları nasıl kabul edilemez ise, Libya`ya yönelik emperyalist saldırılar da aynı şekilde kabul edilemez. Emperyalist ülkelerin ve onların oyuncağı durumundaki BM, bugüne kadar hiçbir ülkeye ‘dışarıdan` demokrasi ve özgürlük götürmemiştir. Libya`ya da götürmeyecektir.

ABD, Fransa ve İngiltere`nin başını çektiği emperyalist koalisyonunun amacı açıktır. Birinci hedef; Libya başta olmak üzere bölgedeki zengin enerji ve petrol kaynaklarını mutlak denetim altına almaktır. İkinci hedef; Tunus`ta başlayan, Mısır`la devam eden ve Libya, Fas, Cezayir, Ürdün, Bahreyn vb. ülkelere de yayılan halk ayaklanmalarının önünü almaktır. Üçüncü hedefleri, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya halklarının iş, ekmek ve özgürlük isyanlarını, ayaklanmalarını, işbirlikçi yönetimler kurmak için kullanmaktır. Bunun içinde, başta bölge halkları ve işgalin öncülüğünü yapan ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin halkları olmak üzere bütün dünya halkaları, emperyalist devletlerin demokrasi ve özgürlük yalanlarına, ikiyüzlülüğüne inanmamalıdır, inanmayacaktır. Tunus`ta, Mısır`da onlarca yıldır hüküm sürmüş diktatörleri yıkan halklar ve Libya halkı emperyalistlerin oyunlarına gelmemelidir ve gelmeyecektir.

TÜRKİYE`Yİ YÖNETENLER TİMSAH GÖZYAŞI DÖKMEKTEN VAZGEÇMELİDİR

ABD, Fransa ve İngiltere üçlüsü işte tam da bu hedefleri hayata geçirmek için askeri emperyalist bir birlik olan NATO`yu devreye almışlardır. İlk günlerde ayak dirediğini ifade eden siyasal iktidar hangi pazarlıklarla ve hangi sözlerle TÜRKİYE`nin de Libya halkına zulmetmeye bu birlikle birlikte dahil olmasını proteste ediyoruz.

Her fırsatta basının ve kamuoyunun karşısında haktan eşitlikten ve zülüm gören halkların yanında olduklarını ifade edenlerin maskeleri bir kez daha düşmüştür. Biz bu ülkenin emekçileri, mühendisleri, memurları, doktorları olarak halkların üzerine uygulanan zülüm ve savaş politikalarını kabul etmiyor, emekçi Libya halkının yanında yer alıyoruz. Yani ne barbarlık ve zülüm ne de emperyalizm. HALKLARIN ÖZGÜR BAĞIMSIZ VE KARDEŞÇE EŞİT BİR ŞEKİLDE YAŞADIĞI BİR DÜNYA İSTİYOROZ.

Hükümetin bu süreçte 24 Mart Perşembe günü TBMM`nde kabul edilen teskereyle ve bunun sonucu Libya açıklarına gönderilen savaş gemileri ve savaş uçaklarıyla güya silah ambargosunu denetlemek adına örtülü olarak bu emperyalist saldırıya yeşil ışık yakmış olması ve el altından örtülü destek vermesi kabul edilebilir bir tutum değildir.

Dün "NATO`nun Libya`da ne işi var" diyen Başbakan Erdoğan bugün, "Müdahale işgale dönüşmemelidir" diye açıklama yapıyor. Yaptıkları uyarıları dinlemediği için Kaddafi`yi suçlayarak "bizi dinlemeyenin başına bunlar gelir, sana müstahaktır" demeye getiriyor.

Türkiye halkı ise çarpıcı bir gerçeği yabancı ajansların geçtiği haberlerden öğreniyor. Türkiye`nin Libya Büyükelçiliği, ABD, İngiltere ve İtalya`nın Libya`daki diplomatik temsilciliğini üstlenmiş bulunuyor. "Koruyucu güç, hami devlet" olarak ABD`ye diplomatik hizmet veriyor. Bu tutumuyla AKP hükümeti bölgede ABD`nin çıkarlarının bekçiliğine soyunduğu gerçeğini bir kez daha göstermektedir.

BURADAN HERKESE SESLENİYORUZ;

HÜKÜMET TARAFINDAN, EMPERYALİST MÜDAHALE KARŞISINDA AÇIK VE NET BİR TUTUM İZLENMELİ, EMPERYALİST SALDIRGANLIĞA HAYIR DENMELİDİR.

TÜRKİYE`NİN NATO ÜYELİĞİ SONLANDIRILMALIDIR.

LİBYA`YA YAPILAN ASKERİ MÜDAHALENİN DERHAL SON BULMASI GEREKTİĞİNİ AÇIKLANMALIDIR.

TÜRKİYE`NİN LİBYA BÜYÜKELÇİLİĞİ ABD, İNGİLTERE VE İTALYA`NIN LİBYA`DAKİ DİPLOMATİK TEMSİLCİLİĞİNİ ÜSTLENMEKTEN VAZGEÇMELİDİR.

SONUÇ OLARAK;

EMPERYALİST SALDIRI DERHAL SON BULMALI, EMPERYALİST GÜÇLER BÜTÜN BÖLGEDEN ELİNİ ÇEKMELİ, LİBYA HALKI VE BÖLGE HALKLARI KENDİ KADERLERİNİ KENDİLERİ TAYİN ETMELİDİR.

ŞUBE İÇERİĞİ